Milliyetçi Hareket Partisi Eskişehir Milletvekili Metin Nurullah Sazak, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi'nin 104'üncü yıl dönümü nedeniyle bir mesaj yayınladı. Çanakkale Destanı'nın Necip Türk Milletinin yüksek mukavemetine ve inancının tescillenmesine vesile olduğunu belirten Sazak, mesajında önemli ifadelere ve tespitlere yer verdi:

'Vatan sevgisini ve millet ruhunu...'

Bir anma programı çerçevesinde sadece anlam ve öneminden bahsetmekte bile yetersiz kaldığımız Çanakkale Zaferinin 104'üncü yılını kutluyoruz. Çanakkale ruhu bundan 104 yıl önce "Eski Dünya, Yeni Dünya, Akvam-ı Beşere" Türk'ün vatan toprağını müdafaa için yapabileceklerini göstermiş, toprağını kral için, kölesiyle, kaçağıyla, paralı askeriyle savunmaya alışık Batı’ya, aidiyeti, vatan sevgisini ve millet ruhunu öğretmiştir.

'Çanakkale geçilmez, geçilemedi'

O günün şartlarında efsane haline getirilen son teknoloji Queen Elizabeth’i Seyit Onbaşının sırtında taşıdığı cephaneyle alt etmektir Çanakkale. Döneceklerini düşünmeden yola çıkan memleketin her yerinden akın akın cepheye düğüne gider gibi giden askerin, 15'lilerin zaferidir. Tıbbiyelinin, katibin, çiftçinin, okumuşun okumamışın, eli silah tutan bütün Türk milletinin şehadet için gözünü kırpmadığı şanlı zaferdir. Çanakkale geçilmez! Geçilemedi.

'Dedelerinin mezarlarına ziyarete gelebiliyorlarsa...'

Ama düşman askeri Çanakkale'de çok şey öğrendi. Değil savaş adabını, mazluma, sivile, sömürge haline getirdiği savunmasıza  merhamet göstermeyi bilmeyen zavallı Batı, Çanakkale ile savaş adabını Türk'ten öğrendi. Bugün düşman askerlerinin torunları dedelerinin mezar ziyaretine gelebiliyorsa, bu 104 yıl önce Dünyanın bir ucundan hangi gerekçe ile Çanakkale’yi geçmeye  geldiği belli olmayan dedelerinin, şanlı Türk'le karşılaşmış olma şansının neticesidir.

'Hey Onbeşli'de dans eder hale geldik'

Batı Özellikle Çanakkale 'de bizi çok iyi tanıdı ve bizi yenebilmesi için tek yolun bizi bize unutturmak olduğunu anladı ve o günlerden itibaren sistematik olarak bize ve inancımıza yönelik saldırılara başladı. Önce o günün hüznünü anlatan Hey Onbeşli’de dans eder hale geldik, sonra Çanakkale'nin "zafer" gerçeğini şehit sayısına oranlayarak ‘hezimet’ haline getirmeye çalıştık. Kısacası bizi biz yapan değerleri unuttuk.

'Hala rahatsızlar'

Benliğimizi ve Türklüğümüzü tartışır hale geldik. Halbuki ki Onlar Çanakkale'yi ve Türk'ü unutmadı. Bugün geldiğimiz noktada Çanakkale'nin  tartışılmaz zafer gerçeğinin günümüz dünyasında hala rahatsızlık yarattığını, düşmanın uyumadığını  görüyoruz. Bir asır önce  dedelerinin ne için geldiğini bile bilmediği bu topraklara, ne tesadüftür ki Anzaklar yine gelmeyi planlıyorlarmış.

'Dedeleri gibi onları da...'

Buyursunlar dedeleri gibi onları da ağırlamaya hazırız. Türk tarihinde zafer çoktur, kolay unuturuz, kendimizi çabuk harcarız, övünmeyi bilmeyiz belki ama dün de, bugün de yarın da ne Çanakkale'yi geçirtir, ne de bir karış Türk toprağına el sürdürtmeyiz.