Bodur, “Yönetim Kurulu Üyemiz, Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Fakülte Sekreteri Mehmet Laçin’e verilen kınama cezasının iptali için İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 7.İdare Dava Dairesinde açmış olduğumuz İstinaf davasına itirazımız 11 Eylül 2018 tarihinde kabul edilmiş ve söz konusu kınama cezası mahkeme heyetinin oybirliği ile kesin olarak iptal edilmiştir. Böylelikle istinaf mahkemesi üyemizi ikinci kez haklı bulmuştur. Konunun daha öncede basında yer alması, üyemizle ilgili üniversite içerisinde oluşan imaj ve itibarın tamir edilmesi ve bundan sonraki süreçte oluşabilecek olumsuzlukların önüne geçilmesi adına basın açıklamasının yapılması uygun görülmüştür” dedi.

Ne olmuştu? 

Olayı detayları ile aktaran Bodur;

​ • 2014 yılı sonunda Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesine tahsisli Aşağıköy mevkiinde bulunan 210 dönümlük alanda yapılan arazi düzeltme ve hafriyat çalışmaları gerekçe gösterilerek çalışmanın yapıldığı tarihten itibaren yaklaşık 2 yıl sonra, 11.03.2016 tarihinde soruşturma başlatılmıştır. Ardından 16.03.2016 tarihinde anılan arazi Biyoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğüne tahsis edilmiştir. Ayrıca hiçbir yasal dayanak olmaksızın üyemizin alana girişi yasaklanmış ve dekanlık tarafından alanda yürütülen tüm faaliyetler durdurulmuştur.

• Fakültenin bütçesi olmasına rağmen dekanlık tarafından yapılan mal ve hizmet alımlarının ödemeleri durdurulmuş akabinde üyemiz, 2547 sayılı kanununun 13-b/4 maddesine istinaden 6 aysüreyle 35 km uzaklıktaki Bozüyük Meslek Yüksekokuluna görevlendirilmiştir.

• 09.06.2016 tarihinde firmalardan alınan mal ve hizmet bedellerinin ödenmediği gerekçesiyle ön inceleme başlatılmıştır. Ön incelemenin ardından 16.10.2016 tarihinde soruşturma başlatılmıştır. Soruşturma sonucunda 04.06.2018 tarihinde 2 yıl süre aşımı bahane edilerek üyemiz hakkında ceza verilmesine yer olmadığı gerekçesiyle soruşturma sonlandırılmıştır.

• 04.08.2016 tarihinde üyemizin Yüksek Lisans tez danışmanı değiştirilmiş, akabinde Bilecik tarım işletmelerinin ve il tarımının analiz edildiği ve üyemizin araştırmacı olarak görevli olduğu Bilimsel Araştırma Projesi (BAP) iptal edilmiştir.

• 28.09.2016 tarihinde daha önce 6 ay süreyle Bozüyük Meslek Yüksekokuluna yapılan görevlendirme Rektörlük tarafından 6 ay daha uzatılmıştır. Konuyla ilgili olarak sendikamız tarafından Sakarya 2.İdare Mahkemesinde görev süresinin uzatılmasının iptali ve üyemizin kadro yeri olan Ziraat Fakültesindeki görevine geri dönmesi için dava açılmıştır. İlgili Mahkeme 02.10.2017 tarihli geçici görevlendirmenin iptali kararının ardından üyemiz 17.02.2017 tarihinde fakültedeki görevine geri dönmüştür.

• 11.03.2016 tarihinde açılan soruşturmada, sendika temsilcimizin yer almadığı disiplin kurulu toplantısı sonunda üyemiz aleyhine 10.10.2016 tarihinde Kınama cezası verilmiştir. Sendikamız tarafından Sakarya 1.İdare Mahkemesinde üyemize verilen kınama cezasının iptali için dava açılmıştır.

• Rektörlük, inşaat molozları ve çöp dökmek süratiyle tahsisli arazinin amacı dışında kullanıldığı iddiası ile Cumhuriyet Başsavcılığına üyemiz aleyhinde şikâyette bulunmuştur.17.02.2017 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığı görevsizlik kararı vererek, dosyayı üniversiteye iade etmiştir.

• 24.02.2017 tarihinde Rektörlük oluru ile üyemiz aleyhine ceza soruşturması başlatılmış ve dosya YÖK'e gönderilmiştir.

• En nihayetinde, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 7.İdare Dava Dairesi11.09.2018 tarihinde üyemiz aleyhine Rektörlük tarafından verilen kınama cezasının iptali yönünde karar vermiştir”

Üyemiz yıpratıldı

Üyelerinin yaşanan süreçte yıprandığını ifade eden Bodur, “Yukarıdaki süreçte görüleceği üzere üyemiz “işyerinde sistematik, üstleri tarafından uygulanan, süreklilik arz eden ve sıklıkla kasıtlı yapılan, şahsı yıldırmaya, yıpratmaya, pasifize etmeye, kişiliğini, işyerindeki ve özel hayatındaki itibarını zedelemeye“  yönelik pek çok farklı muameleye maruz kalmıştır. Halbuki üyemiz; 2014 yılında Fakülte tarafından yapılan uygulama ve iyileştirme çalışmaları kapsamında Fakülte yönetimince alınmış kararlar ve verilen talimatlar doğrultusunda kendisine tevdi edilen görevleri yerine getirmiştir. Ayrıca 16.02.2016 tarihine kadar Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesine tahsisli arazi üzerinde pek çok başarılı görevi ifa etmiştir. Tüm bu faaliyetlerin amacı büyük ve güçlü Türkiye sevdamız için üniversitelerin temel misyonu olan üreten, ürettiğini ekonomik değere dönüştüren, çevreye ve yaşadığımız topluma katkı sağlayan bir üniversite şuuruyla hareket etmekti. Gelin görün ki tüm bu olaylardan Rektörlük 17.01.2017 tarihinde “üniversite ticaret yeri değildir” başlıklı basın açıklaması yapmıştır. Değerlendirme takdirini vicdanlarınıza bırakıyoruz.

Son olarak, kurumlar hukuk aracını şahsi hesaplaşma, baskı aracı olarak yıldırma ve yıpratmaya yönelik değil kamu hizmetlerinin sağlıklı yürütülmesini sağlamak amacıyla kullanmalıdır. Aksi durumda üyemiz örneğinde olduğu gibi hem kurum hem de personel ve toplum vicdanı mpek çok açıdan zarar görecektir. Bu çerçevede bahse konu karar, bundan sonraki yaşanması muhtemel durumlar için emsal niteliğindedir. Üyemiz Mehmet Laçin’in maruz kaldığı bu uygulamalar ile ilgili olarak hukuk kuralları çerçevesinde ve gereğince dahli bulunan kişilerden tahsil edilmek üzere rücuen tazminat ve mobbing (işyerinde psikolojik şiddet) dava hakları sendikamız hukuk müşavirliğince saklı tutulmaktadır”