Ecem Firzeviç | Eskişehir Ekspres

Tepebaşı Kültür Merkezi Kırmızı Salon'da gerçekleştirilen konferansa Odunpazarı Kent Konseyi Başkanı ve Genel Sekreteri ile muhtarlar da katıldı.

Konferansta konuşan Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy, termik santral konusunun sadece tek bir yönüyle bakılmaması gereken bir konu olduğunu söyleyerek, "Toprak var, su var, hava var, çevre var, insanlar ve hayvanlar var. Bu bir bütün. Enerji karşılığında bir enerji var, karşılığında bir kömür var. Bunları bir teraziye koyduğunuz zaman bu terazinin acaba neresi ağır gelecek diye bakmak lazım. Hangisi kıymetli? Bizim Eskişehir'imiz çok kıymetli. Eskişehir'in değerleri var" dedi.

Termik santralin faydaları ve zararlarının iyi düşünülmesi gerektiğinin altını çizen Akçasoy "Eskişehir Kent Konseyi olarak bizim görevimiz buna dikkat çekmek. Eskişehir'deki bütün tarafların bunu düşünmesini sağlamaya çalışmak, görevimiz budur" diye konuştu.

Akçasoy konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı;

BENİM TOPRAĞIM DA SUYUM DA MİLLİ: Teknik konuları bilen insanlar diyor ki, bu kömür 2200 kalorili bir kömür. Evlerimizde bile yakmamız gereken kömürün değerinin en az 4000 kalori olması gerekirken,2200 kalorili bir kötü linyit kömürünü çıkartmak için doğamızdan suyumuzdan havamızdan toprağımızdan vazgeçmeli miyiz? Yöneticilerimiz, mühendislerimiz, bilim adamlarımız, üniversitelerimiz, kamu kurumlarımız çok iyi düşünülmeli. Kaybedecek topraklarımız aslında yok. Buradan çıkacak ve kullanılacak sıcak su miktarlarını duyduğum zaman dehşete kapıldım. Bu santraller yapılırken, insanlar ikna edilmiş, ikna da olmuşlar. İstihdam demişler, milli kömür demişler... Ama benim toprağım da milli suyum da milli.

SINIRLARIN ÜSTÜNE ÇIKMIŞIZ: Ben can damarlarımda yerin altındaki suları vermek istemeyebilirim. Su çok kıymetli, su kaynakları Eskişehir için de çok kıymetli. Buradan çıkacak gözle görülmeyen partikül kömürler Eskişehir'e mutlaka gelecektir. Dünya standartlarında bir gaz ölçümü var. Bizim sınırlarımız yüksek hatta o sınırların bile üstüne çıkmışız. Avrupa'da bu bacaların kontrolünü sivil topluma veriyorlar. Sivil toplum bu bacaları kontrol etsin, bize versinler kontrolü. Kırmızı düğmeye basma imkanı bizim elimizde olsun.

DEHŞETE DÜŞÜYORUZ: Bu gazlar öncelikle çocukları ve yaşlıları etkileyecek. Bu kesin... Bu imkanı bize vermezlerse, sadece "Belirli alanlarda bu bacaları biz kontrol edeceğiz" derlerse bu bizim çok da içimize sinmez. Doğru olan bunların iyi bir şekilde denetlenmesini de sağlamak. O zaman belki insanlar yörelerinde ona göre kendilerini korurlar. Çanakkale, Zonguldak,Yatağan, Elbistan'da beyaz elbiseyle sokağa çıkamıyorlarmış. O yörelerde kanser vakalar ilk beş yıl içerisinde yüzde 32'lere varıyor, sonra daha da artıyor. Ölü ve sakat doğan hayvan oranı yükseliyor. Tarım toprağının başına gelecekleri biliyoruz ve dehşete düşüyoruz.

ORTAK AKILDA BULUŞMALIYIZ: Bunlara baktığımızda; "Bu yatırıma karşı mısınız?" diyen var... Asla karşı değilim. Bu kent yatırımların en iyilerini hak eden bir kent. Birçok yatırıma daha ihtiyacımız var. Ancak yatırım Eskişehirlinin geleceğinin önünün açılması için olsun, faydalı yatırımlar olsun. Bütün siyasi tarafların bütün kamu görevlilerinin, yerel yönetimlerin ortak bir çalışma içerisinde olması bu şehrin faydasına olacaktır. Bu kömürlü termik santral Eskişehir'e çok şey katacak mıdır? Bilmiyorum. Katacağını zannetmiyorum. Bu konuda bir an önce Eskişehirlilerin birbirleriyle dayanışmasını istiyorum. Ortak akıl etrafında toplanmasına davet ediyorum.