Karasu açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

"Sermaye çevreleri ve hükümet tarafından “yüksek beklenti” illüzyonu yaratılarak başlanılan asgari ücret görüşmeleri tamamlandı. Yeni oran 4.250 TL olarak açıklandı. Açık ki, iktidar  asgari ücreti “standart ücret” haline getirerek milyonlarca emekçiyi açlık sınırında sınamaya devam etmektedir. Yüksek enflasyon ve TL’nin sürekli değer kaybına rağmen 4.000 TL bandına kamuoyunun hazırlanması da bunun bir ifadesidir. Sonuç, asgari ücretlinin yüksek enflasyona ezdirilmesidir.

İşçi ve emekçileri yoksulluğa, işsizliğe mahkum eden AKP iktidarı, asgari ücret görüşmelerinde hep sermaye ve patronların korunmasına vurgu yapmıştır. Sermaye için teşvikler gırla giderken “işçilik maliyeti” patronlar için aşağıya çekilmiştir. Gerekçe olarak da yatırımların artırılması ve işsizlikle mücadele öne sürülmektedir. Oysa gerçek bambaşkadır. Asgari ücrette vergi kıyağı yine patronların çıkarı gözetilerek yapılmıştır. Vergi yükündeki kıyağın faturası bir kez daha doğrudan ve dolaylı vergilerle halkın sırtına yıkılmıştır.

Döviz kurundaki dalgalanmalar ve TL’nin sürekli biçimde erimesi karşısında asgari ücret artışının emekçiler lehine somut bir karşılığı yoktur. Zira yüksek enflasyon ve TL’nin değer kaybının nerede duracağı belli değildir. Hal bu iken, Erdoğan’ın cevabı “Sizin zamanınızda çalışana dolarla mı maaş veriyordunuz” şeklinde olmuştur. Bu ifadeler gerçeği yansımadığı gibi adeta halkın aklıyla dalga geçmektedir. Asgari ücretin açıklandığı süreçte dolar 15,50 TL’ye, Euro da 17,50 TL’ye ulaşmışken, açıklanan artışın emekçiye nefes olmayacağı açıktır. Madem öyle, o zaman neden hükümet Yap-İşlet-Devret anlaşmalarına, Şehir Hastaneleri sözleşmelerine döviz üzerinden imza atmıştır? Öyle ki Türkiye’de doğan her bebek döviz borcuyla dünyaya gözlerini açmaktadır!

Sonuç olarak, belirlenen asgari ücret oranı asgari geçim ücreti bile değildir, kabul edilemez! Ayrıca önümüzdeki dönem TİS görüşmelerinde belirlenmiş taslakların yeniden güncellenmesi  kaçınılmaz hale gelmiştir. Geçmiş dönem kamu TİSleri ve kamu emekçilerinin aldığı ücretler de asgari ücret seviyesine düştüğü için ek zam talebi gündeme gelecektir.  

Hükümetin açıkladığı asgari ücrete bakıldığında bu kış zor geçecektir. İşçi ve emekçiler için mücadele henüz başlamaktadır ve zam yağmuruna, sefalet ücretine karşı tek savunma kalkanı birleşik mücadeledir.

Halk için bütçe, vergide adalet ve insanca yaşanacak ücret için  birleşelim"