Her şeyin Kılıçdaroğlu'nun "İngiltere'den 300 miyar dolar tutarında doğrudan yatırım getireceğim" açıklamasıyla başladığını ifade eden Canikli, vaadin "politik palavra" olduğunu belirtti.

Kılıçdaroğlu'nun, Eskişehir’de 25 Nisan'da yaptığı konuşmalarda, 300 milyar doları bir yıl içinde değil 5 yıl içinde getireceklerini açıkladığına dikkati çeken Canikli, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kendisi dahi ölçüyü fazla kaçırdığını fark etmiş olacak ki 300 milyar doları 5 yılda ve yıllık 60 milyar dolarlık dilimler halinde getireceğini söyledi. Bu defa yedili masanın genel başkanlarından Ali Babacan topa girdi. 300 milyar dolarlık yatırımın 5 yıl içinde getirilemeyeceğini gördüğü için aynı günün akşamı bir televizyon kanalında 300 milyar dolarlık doğrudan yatırımı 10 yıl içinde getirebileceklerini ifade etti. Kılıçdaroğlu'nun palavrası o kadar büyük ki düzeltmekte zorlanıyorlar. Bu noktada önemli olan Kılıçdaroğlu'nun 300 milyar dolar yabancı sermaye taahhüdünün politik palavra olduğunun Babacan tarafından da kabul edilmiş olmasıdır."

Canikli, İYİ Partinin Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bilge Yılmaz'ın, Kılıçdaroğlu'nun 5 yıllık süresini 3 yıla indirerek "el yükselttiğini" aktardı.

Millet İttifakı'nın yurt dışından gelecek doğrudan yabancı yatırım hedefinde anlaşamadığını anlatan Canikli, şunları kaydetti:

"Her kafadan bir ses çıkıyor. Tam bir kakafoni. Hiçbir konuda mutabık olamadan mutabakat metni hazırlamışlar. Yedili masa gelin güvey oluyor ancak Türkiye'ye doğrudan yatırım yapacak şirketlerin bundan haberleri yok. Ekonominin kimin tarafından yönetileceği konusu da yedili masanın taraflarını şimdiden birbirine düşürmüş durumda. İYİ Partili Bilge Yılmaz kendi Hazine Bakanlığını ilan ediyor. Ali Babacan ise bakanların siyasetçi değil teknokrat kökenli olması gerektiğini belirterek Bilge Yılmaz'ın Hazine Bakanlığına şiddetle karşı çıkıyor. Kılıçdaroğlu da ekonomi yönetiminin CHP'de kalacağının mesajlarını veriyor. İşin içinden çıkın bakalım. Bana göre bu kavgaların hepsi karakolda biter."