Emet ilçesinde 112 Acil Sağlık Hizmetleri bünyesinde ambulans şoförü olarak çalışan Sami Öztürk'ün geçen yıl ekim ayında 10 gün arayla koronavirüse yakalanan babası İbrahim (95) ve eşi Ayşe Öztürk’ü hayatını kaybetti. Birçok kişinin hastalığı ciddiye almamasının ve sağlık çalışanlarına hastalıklı gibi davranılmasına üzüldüğünü ifade eden Öztürk “36 yıldır sağlık camiasının içerisindeyim. 112 çalışanıyım, birçok birimde çalışmama rağmen son 15 yıldır 112 çalışanıyım. Bu süre zarfı içerisinde birçok vaka ile karşılaştım. Bu salgın çıktıktan sonra yüzlerce hasta taşıdım” dedi.

Hastalıkla mücadelede ailesine koronavirüs bulaştırmamak için çok dikkatli davrandığını ancak hayatını kaybeden babasına hava almak için çıktığı parkta koronavirüs bulaştığını anlatan Öztürk, şunları söyledi:

“Çok dikkat ettik evime hastalık götürmeyeyim diye evde eşim var, babam, çocuklarım var diye. Ama virüsü buradan götürmedim evime. Lakin babam evin karşısında park var, ihtiyar adam hava almaya gidiyor ve oradan buldu. Bizler sağlık çalışanları olarak çok dikkat etmemize rağmen dışarıdan geldi. Neticede benim babam ve eşim 10 gün içerisinde kronik rahatsızlıkları neticesinde vefat etti. Daha önce de ben sosyal medyada herkesi uyarmaya çalıştım. Buna rağmen günde 30-50 vaka taşıdık. Nöbetten çarşıya çıktığım zaman hastane çalışanlarından arkadaşlar öcü gibi korkuyorlar. Diz dize oturuyorlar çay, kahve muhabbet şahane hastane çalışanını gördükleri zaman hemen maskelerini yukarı çekiyorlar. Biz tüm tedbirlerimizi alıyoruz. Biz hastalığın içinde durduğumuz için çizmemizi, tulumumuzu, eldivenimizi maskemizi giyiyoruz. Ama çarşıdaki vatandaş bizi hasta taşıdığımız için hastalıklı olarak görüyor. Bu da beni şahsen yaralıyor.”

Babası ve eşini kaybetmenin büyük acısını yaşadığını ifade eden Öztürk uyarılarda bulunarak, “Herkesin koronavirüsü ciddiye alarak tedbirlere uyması gerekiyor. İnsanlar dikkat etsin benim canım yandı, başkalarının canları gitmesin” şeklinde konuştu.