Avrupa’da gündemde olan tüm konuların bir şekilde Türkiye’yi ilgilendirdiğini dile getiren Prof. Dr. Günay "Bir hafta boyunca süren Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Güz Dönemi Toplantımızı tamamladık. Burada Avrupa’nın konuştuğu, tartıştığı tüm konular ülkemizi ilgilendiriyor. Bu nedenle çok yakından takip edip, ülkemizin öncelikleri ve dış politikasını en doğru şekilde anlatmak önceliğimiz" şeklinde açıklamada bulundu.

Batı Balkanlardaki genişlemeyi destekliyoruz

Prof. Dr. Günay "Genel kurul toplantısında Batı Balkanlar ile alakalı ülkemizin duruşunu net şekilde ifade ettim. Batı Balkanlar'da genişleme sürecini desteklediğimizi, bunun hem bölge ve AB hem de kıta için bir kazanım olduğunu vurguladım. Bu süreç bölgedeki ülkelerin daha demokratik ve şeffaf olma yönünde siyasi reformlarını gerçekleştirmelerine destek olurken, siyasi ve etnik kırılmaları engelleyen bir katalist olacak, sürdürülebilir sosyal, ekonomik, siyasi ve yönetsel altyapısını oluşturacaktır. Diğer yandan Avrupa genişlemesinin gündemden düştüğü, aşırı milliyetçiliğin, ırkçılığın ve İslam karşıtlığının güçlendiği bir dönemde tekrar Avrupa vizyonunu güçlendirecek ve Avrupa demokratik değerlerine güveni yeniden inşa edecektir. Bölgede hakimiyet kurmak için müdahele eden üçüncü tarafları da engelleyecek, güvenlik ve istikrar için önemli olan bir adım olacaktır" dedi. 

Rusya'nın Ukrayna'ya karşı saldırganlığı 

Prof. Dr. Günay "Rusya’nın Ukrayna’ya karşı saldırganlığı başlıklı rapor toplantının en önemli gündem konularından biri oldu. Burada öncelikle tutarlı duruşumuzu göstermemiz önemli. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ve askeri varlığı ile insan hakları ihlallerinin arttığı ve siyasi amaçlı işkencelere varan durumlar ile karşı karşıya kaldığımız Kırım’ı da konuştuk. Türkiye olarak Ukrayna ve Rusya savaşı konusunda duruşumuz nettir. Cumhurbaşkanımız bölgedeki barış ve istikrar için taraflar arasında diplomatik girişimlerini sürdürürken, her zaman kendisinin de vurguladığı gibi Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve egemenliği temelinde bu savaşın adil bir barışla sona erdirilmesi gerektiğini belirttik. Bu Rapor’a iki önemli önerge verdik, hem Siyasi İşler Komisyonu’nda hem de Genel Kurul’da kabul edilmesini sağladık.  Bunlardan ilki Sayın Cumhurbaşkanımızın tahıl koridoru açarak, gıda krizini engellediği konusu, diğeri de Türkiye'nin arabuluculuğunda gerçekleşen esir mübadelesinin gerçekleşmesi. Tüm konsey üyeleri bu girişimlerin savaşın sonlandırılması yolunda önemli bir adım olduğunu, Cumhurbaşkanımızın Rusya ve Ukrayna arasında barışın tesisine yönelik çabalarını takdir ettiğini belirtmek isterim. Ayrıca hatırlatmak isterim, Dışişleri Bakanlığı tarafından Türkiye'nin 2014 yılında yapılan gayrimeşru referandumla Kırım'ın Rusya tarafından ilhakının tanınmadığı gibi Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya bölgelerinin ilhakını da reddedildiği belirtilmiştir. Türkiye’nin rolü konusunda önemli önergelerin kabul edildiği ve dış politikamızı destekleyen bu raporun kabul edilmesi önemlidir" şeklinde açıklamada bulundu.

"Türkiye raporunda anlamsız bölümler var" 

Hazırlanan Türkiye raporunda anlamsız bölümler olduğunu dile getiren Prof. Dr. Günay "AKPM Denetim Komitesi’nin hazırladığı rapora ilişkin görüşlerimizi de genel kurulda belirttik. Raporda bazı bölümler anlamsız. Örneğin adil ve özgür seçimlerin garanti altına alınması çağrısı oldukça ilginç. Türkiye’de seçimlere katılım oranı ve seçim ortamı göz önüne alındığında, halkın iradesi özgür ve adil biçimde sandığa yansıyor. Dezenformasyon yasasının AİHM tarafından güvence altına alınan ifade özgürlüğüne engel olacağı iddia ediliyor. Oysa AB’de yürürlüğe girecek Dijital Hizmetler Yasası ile amacı aynı; nefret söylemi, dezenformasyon ve sahte ürünlere karşı daha hızlı ve daha iyi önlemler almak" dedi.