Eskişehir İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Uğur Bilge, 11 Nisan Dünya Parkinson Günü hasebiyle hastalık hakkında bazı önemli noktalarda bilgi verip açıklama yaptı. "Parkinson hastalığı ilk kez 1817 yılında İngiliz hekim James Parkinson tarafından, “titrek felç” adıyla tanımlanmıştır" diyen Bilge, hastalığın temel belirtileri hareketlerin yavaşlığı, titreme, kasların sertliği, duruş ve denge bozukluklardır, Parkinson hastalığı hakkında toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla her yıl 11 Nisan Dünya Parkinson Günü olarak kutlandığını belirtti.

Konuyla ilgili Prof. Dr. Uğur Bilge şöyle devam etti;
“Parkinson, ilerleyen yaşla birlikte ortaya çıkan ve yavaş ilerleyen bir hastalıktır. İlerleyen yaşla birlikte ortaya çıkan Parkinson hastalığının en iyi bilinen belirtileri, hareketlerde yavaşlama ve titremedir. Daha çok 50 - 75 yaş arası kişilerde gözlenirken, 65 yaş sonrası her 100 kişiden birinde, 85 yaş sonrası ise her 20 kişiden birinde görülmektedir. Ancak hastalığın sadece yaşlıları etkilediği düşünülmemelidir. Hastaların yüzde onluk bir kısmında hastalık belirtileri 40 yaşından önce ortaya çıkabilmekte, bazı özel ailevi formlarda ise başlangıç yaşı 20 yaş öncesinde olabilmektedir. Hastalık genellikle sinsi başlar ve belirtileri yıllar içinde, son derece yavaş ama giderek artan biçimde ilerler, öyle ki hastalar çoğu zaman hastalığın başlangıç tarihini kesin olarak söyleyemezler. Hastalar ilk belirtinin farkına vardıkları zaman, hastalığın bazı belirtileri uzun zaman önce başlamış olabilir. Parkinson hastalarının büyük çoğunluğunda sıklıkla ilk belirti bir el parmağında veya elde titremedir. Daha seyrek olarak ayak titremesiyle başlayabilir. Kimi hastada ise yazı yazarken harflerde küçülme veya yüzünde donuk ifade ilk belirtiyi oluşturur. Özellikle genç yaştaki hastalarda ilk belirti bir ayağın içe doğru dönük halde kasılmasıdır. Hastaların hemen tümünde belirtiler tek bir beden yarısında ortaya çıkar ve zamanla karşı beden yarısında daha hafif olmak üzere kendini gösterir. Hastalığın ilerleme hızı ile belirtilerin türü ve şiddeti hastadan hastaya değişiklik gösterecek şekilde farklıdır. Parkinson hastalığının başlıca belirtileri, titreme, hareketlerde yavaşlama, bir veya daha fazla uzuvda (kol veya bacak) kasılma, yürürken kolları sallamama, konuşurken mimikler ve jestler gibi hareketlerin kaybı, yavaş, ufak adımlı veya ayak sürüyerek yürüme, vücut duruşunun öne eğik şekil alması, yumuşak ve alçak sesle, monoton konuşma, el yazısında küçülme, okunaksız olması, ağızdan salya sızması, yutkunma güçlüğü, halsizlik, yorgunluk, ruh hali değişiklikleri, ruhsal çöküntü hali (depresyon), nedensiz sıkıntılar, kabızlık, aşırı terleme, tansiyon düşmesi ve ağrı, kas spazmları” dedi.

“100 bin civarında Parkinson hastası olduğu tahmin edilmekte”

Parkinson hastalarında egzersizin önemine değinen İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Uğur Bilge, “Parkinson hastalarında tıbbi tedavinin yanı sıra egzersizler de çok önemlidir. Fiziksel olarak zinde olan hastaların uzun hastalık seyriyle daha iyi başa çıktıkları bilinen bir gerçektir. Egzersizlerin, yapılabildiği ölçüde, özellikle kas sertliği ve hareket yavaşlığı üzerine olumlu etkisi vardır. Parkinson hastalığının uzun süreli, yavaş ilerleyici bir hastalık olması nedeniyle, tedavisinde hastanın ve ailesinin hekimle uzun yıllar iş birliği yapması gerekmektedir. Beraberce gösterilecek çaba hem hastanın kendisini rahatsız eden belirtilerin kontrolünü, hem de hastanın daha iyi bir yaşam düzeyine kavuşmasını sağlayacaktır. Türkiye’de 100 bin civarında Parkinson hastası olduğu tahmin edilmekte, bu sayıya her yıl yaklaşık 10 bin civarında yeni hasta eklenmektedir” diye konuştu.