D vitaminin Türkiye’de en yaygın görülen vitamin eksikliğinden olduğunu dile getiren Aile Hekimi Dr. Şevin Demir, “Dünyada yaklaşık bir milyar insanda D vitamini eksikliği olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’de yüzde 60-70 oranında görülen bu eksikliğin sağlığı ciddi şekilde etkilediği biliniyor. Bağışıklık sisteminin gücünü kaybetmesi nedeniyle vitamin eksikliği bulunan kişilerde gribal enfeksiyonların da dahil olduğu enfeksiyon hastalıklarına yakalanma ve bu hastalıkları ağır şekilde geçirme riski önemli ölçüde artıyor” diye konuştu.

'Kemik ve kas sağlığı için önemli'  

Kalsiyum ve fosfor seviyelerini düzenleyen D vitamininin kemik ve kas sağlığı için önemine dikkat çeken Dr. Demir, “D vitamini kalbin sağlıklı olarak kasılıp gevşemesini düzenler, hipertansiyon gelişme riskini ve insülin direncini azaltır. Bağışıklık sistemimizde rol alarak otoimmün hastalıkların önlenmesini ve inflamasyonun azalmasını sağlar, solunum sistemimizin virüslerle savaşmasında etkilidir” ifadelerini kullandı.

'Gereğinden fazla vitamin zehirlenmeye yol açabilir' 

D vitamini eksikliği ya da fazlalığının basit bir kan tahliliyle anlaşılabileceğini belirten Dr. Demir, takviye kullanımının mutlaka doktor önerisiyle gerçekleştirilmesi gerektiğini söyleyerek, “Vücutta gereğinden fazla D vitamini bulunması zehirlenmeye yol açabilir. D vitamini eksikliğinin derece ve süresine göre klinik bulgular ortaya çıkar. Kemik mineral yoğunluğunda azalmanın yanı sıra kemiklerde dayanıklılığın azalması anlamına gelen osteomalazi, yaygın kemik – kas ağrısı, kemik hassasiyeti, kas güçsüzlüğü, yürüme zorluğu ve kırıklar gelişebilir. Multivitaminlerin içindeki günlük idame dozlarını almak problem değil ama yüksek dozlar alınacaksa öncesinde mutlaka seviye ölçümü gerekir” dedi.

'Bağışıklık savunmasını güçlendiriyor' 

Dr. Demir, “D vitamini, virüslerin yıkımına yol açan birtakım maddelerin salınımını arttırmasıyla bağışıklık savunmasını güçlendiriyor. Böylece bu virüslerin öldürülmesine yardımcı olur. Kovid-19 virüsü, hücreye bağlandığı reseptör olan ACE2 reseptörünün bu viral enfeksiyonun karmaşık belirtilerinin gelişmesinde koruyucu bir rol oynuyor. D vitamininin diğer solunum yolu virüslerinin çoğalmasını azaltabileceğine dair de kanıtlar var. Bu, özellikle D vitamini seviyesi çok düşük olan hastalarda, viral solunum yolu enfeksiyonlarına karşı D vitamininin önleyici bir rolü olduğunu gösteren klinik verilerle destekleniyor” diye konuştu.

'Hastalık daha hafif seyrediyor'

D vitamini düzeyleri ile Kovid-19’un şiddetli geçirilmesi veya ölüm oranları arasındaki ilişki konusunda henüz yeterli kanıt olmadığını ancak çok sayıda davam eden çalışmanın olduğunu belirten Dr. Demir, “Bugüne kadar yapılan çalışmalar göz önüne alındığında hastalığın seyrine olumlu etkilerinin olduğunu söylemek mümkün. D vitamini desteğinin solunum yolu enfeksiyonlarına karşı koruyucu etkileri olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle pandemi döneminde D vitamini düzeyini 30 ng/ml’nin üzerine çıkarmak istiyoruz. Hastanemizde D vitamini seviyesi yeterli olmayan tüm hastalara takviye veriyoruz” ifadelerini kullandı.

'En önemli kaynak güneş' 

En büyük D vitamini kaynağının güneş olduğunu söyleyen Dr. Demir, “D vitaminin yüzde 10- 20 kadarı gıdalar ile alınıyor. Yüzde 80-90’ı ise UVB ışınları etkisiyle ciltte sentezleniyor. Türkiye’nin bulunduğu konumda D vitamini sentezinin mayıs-kasım ayları arasında gerçekleşiyor. Uygun ışın açısı saat 10.00-15.00 arasında olduğundan, D vitamini sentezi için bu saatlerde güneşe çıkılmasını öneriyoruz. Yazın uygun saatlerde tüm vücudun güneş ışığı ile ciltte hafif pembelik oluşturacak şekilde karşılaşması durumunda; deride, ağızdan alınan yaklaşık 20.000 IU vitamin D dozuna eşdeğer düzeyde vitamin D sentezi gerçekleşir” dedi.