Kamu çalışma hayatında kadınların en fazla bulunduğu alanın sağlık olduğunu söyleyen Kararman, kadın çalışanların hayatını kolaylaştırmak, çalışma hayatının aile ve sosyal hayatlarına olumsuz etkilerini en aza indirmek için ciddi adımar atılamadığını altını çizerek "Bugün kadın sağlık çalışanları mobbing ve şiddet mağdurudur. Bunun önüne geçilmelidir" dedi. Kadınlara uygulanan mobbingle baskının önüne geçilmesi yolunda en önemli faktörün ehliyet ve liyakat sahibi yöneticiler olduğunu ifade eden Kararman, şiddet konusunu da gündeme getirdi. 

Şiddet konusunda tavırlarının net olduğunu söyleyen Kararman, "Tutuklu yargılama, şiddet uygulayanlara acil haller dışında belli bir süre kamuda sağlık hizmetlerinin ücretli olması ve sağlık kurum ve kuruluşlarının sıfır toleranslı alan ilan edilerek suçun cezasının ertelemesinin veya hafifletilmesinin sonlandırılması gerekir" diye konuştu. Aşırı iş yükünün kadın çalışanlarının bir diğer sorunu olduğunu belirten Kararman, iş yükünün hafifletilmesi için planlı istihdam politikasının uygulanması gerektiğini kaydetti. 

Kararman açıklamasının devamında kadın sağlık çalışanlarının sorunlarını sıraladı: 

Kreş sorunu hala çözülememiş, izinler konusunda alınması gereken önemli mesafeler kat edilememiştir. Bu meseleler kadın çalışanlarımızın aile ve sosyal hayatlarını da olumsuz etkilemektedir. Kadın çalışanlarımızı zorlayan bir diğer hususta sözleşmeli çalışmadır. Ailesinden uzakta, eşi ve işi arasında bir tercihe zorlanan kadın çalışanlarımızın mutlu bir yuvası veya huzurlu bir aile hayatının olması nasıl beklenebilir? Sözleşmeli çalışmaya bir son verilmeli ve tüm çalışanlar kadrolu olmalıdır. Aileler ayrılmamalıdır. 

Bu sorunların kadın sağlıkçıları tükenmişlik sendromuna sürüklediğini ifade eden Kararman, "Kadın çalışanlara daha iyi bir çalışma hayatı ve ortamı sunmak hem Anayasa’nın yüklediği bir sorumluluk hem de Türk milletinin tarihinden gelen bir zorunluluktur. Bizim kadınlarımızı her yerde el üstünde tutmamız ve huzurlarını temin etmemiz şarttır. Kadın sağlık çalışanlarımızın da, sorunları ve talepleri ile ilgili yapması gereken sendikal mücadele aktif olarak yer almaktır. Bu anlamda gerçek sendikacılığın adresi Türk Sağlık-Sen’in kapısı onlara her zaman açıktır. Sağlık ve sosyal hizmet kolunda görev yapan tüm kadınlarımızı sendikal mücadelemize katılmaya ve güç vermeye çağırıyoruz" diye konuştu.