Dünyada her yıl yaklaşık 17 milyon kişi kalp ve damar hastalıklarına bağlı sebeplerden hayatını kaybediyor. Kalp hastalıklarına yol açan nedenler arasında sigara ve alkol kullanımı, yanlış beslenme alışkanlıkları ile genetik faktörler öne çıkıyor. Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesi’nde görev yapan Kardiyoloji Uzmanı Dr. Muhammed Erzurum, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de kalp ve damar hastalıklarının ölüm sebebi olarak ilk sırada yer aldığını kaydetti. Kalp krizi geçirme yaşının giderek düştüğünün altını çizen Erzurum, kalp ve damar hastalıklarında en önemli etkenin sigara kullanımı olduğunu belirtti. 29 Eylül Dünya Kalp Günü dolayısıyla uyarı ve tavsiyelerde bulunan Erzurum, sigarayı bırakmanın yanı sıra sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmanın da büyük önem taşıdığını söyledi.

“En önemli önerimiz, sigaranın bırakılması”

Türkiye’de bulaşıcı olmayan hastalıklara bağlı gelişen ölümlerin yüzde 50’sinin kalp ve damar hastalıklarına bağlı olduğunu aktaran Uzm. Dr. Muhammed Erzurum, “Dünyada yılda yaklaşık 17 milyon kişi kalp damar hastalıklarına bağlı olarak hayatını kaybediyor. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de bir numaralı ölüm nedeni oluyor. Ülkemizde ölümlerin yaklaşık yüzde 85-86’sı, bulaşıcı olmayan hastalıkları bağlı olarak gelişiyor. Bunun da yaklaşık yüzde 50’si kalp damar hastalıklarına bağlı oluyor. Kalp damar hastalıkları, değiştirilebilir risk faktörlerinin ve yaşam tarzı değişikliklerini uyguladığımızda sıklığını çok azaltabileceğimiz için önemli oluyor. Bu yüzden hastalarımızı bu faktörleri düzenlemelerini öneriyoruz. En başta sigara geliyor. Sigara, kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm riskini 2 kat artırıyor. Bu yüzden en önemli önerimiz, sigaranın bırakılması oluyor. Bunun dışında beslenme ve diyet önerileri yapıyoruz. Tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı ve kan kolesterol düzeyinin yüksekliğiyle alakalı giden hastalıkları düzeltmemiz, kalp damar hastalıklarında değiştirebileceğimiz en önemli risk faktörleri oluyor” diye konuştu.

“Genetik, kalp damar hastalıklarında çok önemli”

Değiştirilemeyen risk faktörü olarak genetiğin kalp ve damar hastalıklarında etkin rol oynadığını söyleyen Erzurum, “Maalesef genetik risk faktörlerimizi değiştiremiyoruz. Genetik, kalp damar hastalıklarında çok önemli. Ailesinde kalp damar hastalığı olanlarda, bu hastalıklar çok erken yaşlarda görülmeye başlıyor. Son zamanlarda kalp krizlerinin yaşı, 20-30’lu yaşlara düşmüş görünüyor. Ailede olması yaşın erken görülmesine neden oluyor. Hastaların daha erken kardiyoloji veya aile hekimine giderek, doktor kontrolleriyle başlaması gerekiyor. Kalbimiz çok fedakâr bir organdır. Tüm organlar dinlenmeye başladığında bile atmaya devam eder” ifadelerini kullandı.

Yiyecek tercihi ve pişirme şekilleri değiştirilmeli

Kalp ve damar hastalarına tercih edilmesi gereken yiyecekler ve pişirme şekilleri hakkında tavsiyelerde bulunan Kardiyoloji Uzmanı Dr. Muhammed Erzurum, “Hastalarımıza öncelikle kolesterol kontrolü amacıyla sıvı yağları, katı yağlara göre tercih etmelerini öneriyoruz. Pişirme yöntemi olarak kızartmadan sakınılmalı ve daha çok haşlama, ızgara ve fırınlama gibi yöntemler tercih edilmeli. Kırmızı etten ziyade, beyaz et daha tüketilmelidir. Sebze ve meyve ağırlıklı, tam tahıllı gıdalar artırılmalı ve beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği yemelerini öneriyoruz” dedi.