Ektaş açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

"Şeker pancarı üreticileri, şeker pancarı alım fiyatları ile ekim ve üretim döneminde verilecek ayni ve nakdi destek  miktarlarının ekim döneminden önce belirlenmesini, üretim döneminde işçilik dahil üretim girdilerinde meydana gelen artışlar için fark ödeneceğinin kararlaştırılmasını, böylece öngörülebilirliğin oluştuğu bir ortamda şeker pancarı ekip ekmeme kararını verebilmeyi istemektedirler. Ancak, Şeker pancarı üreticileri, her yıl sözleşme döneminde öngörülemeyecek bir maceraya sürüklenmekte, sezon sonunda sökümden sonra belirlenen fiyatlarla hayal kırıklığına uğramaktadır. Bu nedenledir ki, Alpu ovasında üretici pancar ekiminden vazgeçmiş, bu yıla ait 280 bin ton pancar kotasının yaklaşık 70 bin tonu başka bölgelere kaydırılmıştır.

TÜRKŞEKER Kurumu, Şeker Kanunu ile Hammadde ve Şeker Fiyatları Yönetmeliğinden aldığı yetkiyi; kota dağıtan, üretici belirleyen, tek alıcı olmaktan aldığı güçle hukuka ve hakkaniyete aykırı şekilde kullanmakta, pancar üreticisi paydaşlarını desteklemek yerine  üreticilere zulüm etmektedir. TÜRKŞEKER Kurumunun ”Ali Kıran Baş Kesen” anlayışı mertebesine ulaşmış uygulamaları, Türk Pancar Tarımına zarar vermektedir. 

"Fiyat belirleme sürecinde üreticinin devreden çıkarılması hukuka aykırıdır, haksızlıktır"

4634 Sayılı Şeker Kanunun ve Hammadde ve Şeker Pancarı Yönetmeliğinin 5 inci maddelerine göre, şeker pancarı fiyatlarının her yıl, şeker fabrikası işleten gerçek ve tüzel kişiler ile üretici ve/veya üretici temsilcileri arasında, pancar ekiminden önce Ekim ayında başlayacak müzakereler sonucunda ve en geç Kasım ayı sonuna kadar varılacak mutabakatla belirlenmesi gerekmektedir. Her iki düzenleme kapsamında asıl olan şeker pancarı fiyatının ekimden önce belirlenmesidir. Avans fiyatı ise istisnai hallerde uygulanmalıdır. Ancak, yıllardır fiyatların belirlenmesi sürecinde üreticiler yer almamaktadır, mutabakat sağlanmamaktadır.  Şeker fiyatları, Kanuna ve Yönetmeliğe aykırı şekilde Cumhurbaşkanlığı Kabinesince belirlenmektedir. Kaldı ki, pancar fiyatı ekimden önce de belirlenmemekte, bir önceki yılın fiyatı avans fiyatı olarak kabul edilmektedir. Hatırlanacağı gibi,  2020 yılında çitçimizin söküm yapıp malını fabrikaya teslim ettiği tarihte dahi şeker pancarı fiyatını belirlenmemişti.

"TÜRKŞEKER, sözleşmelerde keseri kendine yontmaktadır" 

Hammadde ve Şeker Fiyatları Yönetmeliğinin 4’üncü maddesi gereği, şeker fabrikası işleten gerçek ve tüzel kişiler ile üreticiler ve/veya temsilcileri arasında, sözleşme düzenlenmesi, sözleşmede; hammadde alım ya da avans fiyatının,  tarımsal destekler, yan ürünler, bedel ödemeleri, teknik ve cezai şartlar ile anlaşmazlıkların çözümüne ilişkin hususların yer alması gerekmektedir. Ancak, hukuka aykırı şekilde;

•    Sözleşmeler, üreticilere boş olarak imzalatılmaktadır.
•    Sözleşmeyi ve sözleşmenin eki olan teknik şartlar kitapçığını üreticilerin okumasına izin verilmemektedir.
•    Sözleşmelerin bir nüshası ile teknik şartlar kitapçığının üreticiye verilmesi gerekirken, üreticinin eline sözleşme ve kitapçık verilmemekte, üretici sözleşmeden doğan hak, borç ve sorunluluklarını, kitapçıkla düzenlenen teknik şartları bilmemektedir.
•    Sözleşmelerdeki en önemli hukuksuzluklardan biri de fabrika tarafından verilecek ayni ve maddi desteklerdir. Yönetmeliğin 4 üncü maddesine göre; Sözleşmede, ayni ve nakdi desteklerin miktarının, zaman ve şeklinin belirtilmesi, Üreticilerin talebi halinde yan ürünlerin dağıtımına ilişkin esaslara yer verilmesi, Hammadde bedel ödemelerinin şekil ve zamanı, gecikmesi halinde şirket tarafından üstlenilecek yükümlülüklerin hükme bağlanması gerekmektedir. Ancak sözleşmelerde bu zorunluluklara uyulmamakta, ayni ve nakdi desteklerin miktarları belirtilmemekte,  sözleşmede nakdi avans ve ayni desteklerin miktar, usul ve esaslarının şirket tarafından belirleneceği  düzenlenerek Şirket keseri kendine yontmaktadır.

"Üreticileri, birbirine kefil olmaya zorlamak zorbalıktır" 

Hammadde ve Şeker Fiyatları Yönetmeliğinin 4’üncü maddesine gereği sözleşmenin şeker fabrikası işleten gerçek ve tüzel kişiler ile üreticiler ve/veya temsilcileri arasında, düzenlenmesi gerekirken, üreticiler grup oluşturmaya ve birbirine kefil olmaya zorlanmakta,  aksi halde hiç biriyle sözleşme imzalanmayacağı, kota verilmeyeceği tehdidi ile sözleşme imzalatılmaktadır. 

Üreticileri, grup yapmaya, gruplarda yer alan üreticileri sözleşmelerde birbirine, kefil yapmaya zorlamak hukuka aykırıdır. Daha önceki yıllarda olduğu gibi 2020 yılında da sözleşme şartlarını karşılayamamış üreticilerin borçları diğer üreticilere yüklenmiştir. Grupta yer alan bir üreticinin 10-15 bin liralık borcu nedeniyle, grupta yer alan diğer  üreticilerinin tamamının yüzbinlerce liralık alacağına bloke konulduğu ve Şubat ayı ödemelerinin yapılmadığı bilinmektedir. Grup içinde yer alan borçlu üreticinin borcu kadar tutarın 2021 yılı ekim dönemi avansından kesilmesi veya diğer grup üyelerine eşit olarak paylaştırılıp alacaklarından bloke edilmesi, artan kısmın iadesi mümkünken, küçük miktarlardaki borçlar için üreticilerin büyük miktardaki alacağının bloke edilmesi  hangi akla hizmettir. Buradan şeker şirketine sesleniyorum. Bloke ettiğiniz paralar, Türk Çiftçisinin alınteridir. Çitçinin alınterine el uzatma hakkınız yoktur. Göreviniz, Türk Tarımını bitirmek değil, gelişmesi için tedbir almak, üreticiyi desteklemektir. 

TÜRKŞEKER Kurumunu, üreticilerle imzaladığı sözleşmeleri Kamuoyuyla paylaşmaya, hukuka aykırı grup sözleşmesi kapsamında  Eskişehir’de kaç üreticinin toplam ne kadarlık borcu karşılığında, kaç grup üreticisinin toplam ne kadarlık alacağına bloke konulduğunu açıklamaya, bloke konulan bedelleri hak sahiplerine hemen ödemeye, çitçileri birbirine kefil olmaya zorlamaktan vazgeçmeye, sözleşmeleri yönetmeliğe uygun olarak düzenlemeye  davet ediyoruz.