MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Artık yerel seçimde ittifak niyetimiz kalmadı" sözlerinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında açıklamalar yaptı.

Erdoğan şunları söyledi: 

"Cumhur İttifakını, ülkemizin son yıllardaki en önemli kazanımlarından biri olarak görüyor ve geleceğe taşımak istiyoruz. Biz bu ittifakın ruhuna zarar verecek hiçbir işin içinde olmadık, olmayız. Milletimizin bize emaneti olan Cumhur İttifakını, günlük siyasi tartışmalarının üzerinde tutmakta da kararlıyız. Türkiye 15 Temmuz ile birlikte pek çok konuda olduğu gibi siyasi işbirliklerine girildi. Bu işbirliğinin çok katkısı olmuştur. Çok verimli bir ittifak örneği sergiledik. Parti yönetimleri olarak milletimizin sesine kulak verdik. Yeni yönetim sisteminin inşası gibi temel konularda ittifak içinde olmak her konuda aynı çizgiyi takip etmesini gerektirmiyor. AK Parti ve MHP ayrı partilerdir. Farklı düşündüğümüz konularda herbirimiz kendi yolumuzu takip ederiz. MHP ile af, and, emeklilik konusunda farklı düşündüğümüz görülüyor. Biz bu farkları yapıcı bir dille ifade etmeye çalıştık. Politikalarımızı sonuna kadar savunuruz ama kimseye saygısızlık etmeyi aklımızdan geçirmeyiz. Bizim siyaset tarzımızda da böyle bir üslup yoktur. Af meselesi gündeme geldiğinde arkadaşlarıma talimat verdim. Böyle bir düzenlemenin milletin vicdanını rahatsız edeceğini gösterdi. Teklife sıcak bakmadığımızı anlatmaya çalıştık. Temel ilke devlet kendisine karşı işlenen suçları af yetkisine sahip olabilir ama kişiye karşı işlenen suçları af yetkisine sahip değildir.

"NE İSİM NE DE KURUM OLARAK KİMSEYİ HEDEF ALMADIK"

Bir defa şunu çok iyi anlamamız gerekiyor. Eğer adalet mülkün esasıysa o zaman biz bu mülkü ayakta tutmak için adil savranmaya mecburuz. Kalkıpta uyuşturuc baronlarıyla torbacılık yapanları bir araya getirmek ayrı ayrı değerlendirmek bunu anlamak mümkün değil. Biz baronlarla da torbacılarla da içenlerle de mücadele ediyoruz. Hiçbir dönemde  uyuşturucuyla mücadelede bizim iktidarımız döneminde olduğu kadar yoğun bir mücadele verilmemiştir. Şu anda 50 binin üzerinde uyuşturucu mahkumu var. Allah aşkına bunlara kader mahkumu diyebilir miyiz? Efendim neymiş aldatılmış. Ne demek aldatılmış. Bu çocuk mu? Bunlara mı kader mahkumu diyeceğiz. Katillere mi kader mahkumu diyeceğiz. Hırsızlık, bunları yapanlara mı diyeceğiz. Cezaevinden çıkarıyorsunuz daha fazla hırsızlık yapmaya devam ediyor. Biz  devlete karşı işlenmiş suçlarda ne yapılması gerekiyorsa yaparız. Biz devlet olarak bir katili affettiğimiz zaman maktulün ailesini bunu nasıl anlatacağız? Aynı şekilde emeklilikte yaşa takılanlar diye ifade edilen meselede ülkemizin kaldıramayacağı bir yükün fotoğrafı çıktı. Bunun kararını Meclis verecektir. Bizim kimseyi ne kurum ne de isim olarak hedef almamız söz konusun değildir. Sosyal medyadaki açıklamaların yanlış anlamadan kaynaklandığını düşünüyor ve üzülüyorum.

"İSTİKLAL MARŞI DIŞINDA ANT TANIMIYORUZ"

Andımız konusunda Türkiye'yi haketmediği bir tartışmaya sürükleyen bu karar bazı hastalıkların hala yaşadığını gösteriyor. Andın ilk halini, Türk Ocaklarını kapatmasıyla, üniversiteleri perişan etmesiyle bilinen tıp doktoru Reşit Galip yazmıştır. İnsanları kafataslarına göre sınıflandıran çalışmaları destekleyen bu kişi aynı zamanda Türkçe ezan zulmünün de mimarıdır. Bize göre milletimizin en büyük ve en etkili andı İstiklal Marşımızdır. İstiklal Marşımız dışında bir ant tanımıyoruz, tanımayacağız. Türküm... Türküm ben. Ama şunu söyleyeyim ben Türkçü değilim. O başka bir şey bu başka bir şey. Irkçılık bizim dinimizde yasaklanmıştır, yok. Her etnik unsur, kendi etnik unsuruyla iftihar edebilir. Ama cılık cılık etmez, mesele bu. Sizin Türkçülük yapma hakkınız var o zaman benim Kürt vatandaşımızın Kürtçülük yapma hakkı doğar. Türkiye Cumhuriyeti devleti 81 milyonun devleti olduğunu göre sembolik unsurlarımızın hepimizi kucaklaması gerekir. Ortaya koyduğumuz fotoğrafta tep tipçi bir rejim özentisinin çocuklarımıza her sabah  okutulmasında fayda var mıdır? 

"BUNA YOL ARKADAŞIMI FEDA ETMEM"

Ben ayrımcı değilim diyeceksin, yıllarca bakanlık yapmış arkadaşımıza bir taraftan hakaret bir taraftan tehdit savuracaksın. Benim bakanımın arkasında bizler varız. Doğrusu bakanımıza yönelik bu tehdidi ve hakareti gerçekten bir genel başkana yakıştıramadım. Bu çok üzücüydü. Buna yol arkadaşımı feda edemem. Benim arkadaşımın yakından uzaktan ırkçılıkla alakası yok. Kökeni Kürt olabilir, bu millete hizmet etme aşkını yaşamış bir arkadaşımızdır. Neden hedef saptırıyorsunuz. Bu bakanımızın şehrine ve ülkesine büyük hizmetler yaptığına şahidiz. Hiçbir arkadaşımızın tehdit edilmesine göz yumamayız. Bizim Türklükle bir sıkıntımız yok.

"BİZ DE HERKES KENDİ YOLUNA DERİZ"

Görüş farklılıklarımızın cumhur ittifakına gölge düşürmesine izin vermemeliyiz. Biz cumhur ittifakını ülkemizin son yıllardaki en ömnemli kazanımlarından biri olarak görüyor ve gelceğe taşımak istiyoruz. Bu ittifaka zarar verecek hiçbir işin içerisinde olmadık, olmayız. Milletimizin emaneti olan Cumhur İttifakı'nı gündelik siyasi tartışmaların üzerinde tutumak istedik. Gördük ki MHP kendisi için çok farklı bir tercih yaptı, saygı duyarız. Söyleyeceğimiz tek şey yerel seçimlerde madem biz yolumuza diyorlar biz de herkes kendi yoluna deriz."

"CUMHUR İTTİFAKI KONUSUNDA SIKINTIMIZ YOK"

Erdoğan grup toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, "Cumhur İttifakı'nın devamından yanayız. Cumhur İttifakı noktasında sıkıntımız yok. Yerel seçimde kendi adaylarımızla meydanda olacağız. Bahçeli ile görüşme şu anda gündemde yok. Ama olmaması için de bir gerekçe yok" dedi.