Kabukcuoğlu, Türkiye’nin sözleşmeyi 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzalayan ilk “Avrupa” devleti olduğunu, İlk imzacı olmasının ötesinde 12 Mart 2012’de sözleşmeyi “çekincesiz” onaylayan ilk devlet olarak da tarihe geçtiğini, özel olarak kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti hedef alan ilk Avrupa sözleşmesi olma niteliğini taşıyan sözleşmenin 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girdiğini belirterek İstanbul Sözleşmesi ilgili bilgi verdi.

Ülkemizde kadına yönelik şiddet her geçen gün artarak devam etmekte olduğunu, 2020 yılının haziran ayında işlenen kadın cinayetinin 27; 2020 yılının ilk altı ayında ise 146 olduğunu belirten Kabukcuoğlu,  İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’in “Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etme” denilen zihniyeti kaldırma mücadelesi olarak tanımladığı, İstanbul Sözleşmesi eğer uygulansaydı, kadınlara her alanda eşit imkanlar sağlanacaktı; ancak Ak Parti hükümeti sözleşmenin gereklerini yerine getirmek yerine, bugünlerde sözleşmeden çekilmenin yollarını aramaktadır.” dedi.

Kabukcuoğlu’nun Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın cevaplaması için sorduğu sorular ise şöyle: 

1-) Kadına karşı şiddetin son bulması için “devlet olarak ne gerekiyorsa yapacaktır” dan kastedilen, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek midir? 
2-) İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek kadına yönelik şiddeti arttıracak mıdır? Buna seyirci kalacak mısınız? 
3-) Sizce kadın hakları da insan hakları, adalet, yaşama hakkı gibi evrensel değerlerden midir? Yoksa kadın haklarının milli ve yerlisi olur mu? Olursa bu hakkı nasıl tanımlarsınız?