Acar "Ülkemizin güneyi yanıyor, kuzeyini seller götürüyor. Son iki yıldır bir türlü yakamızı bırakmayan afetler yaşıyoruz. Allah sonumuzu hayretsin. Bizleri kahreden afetlerden çok, yaşadığımız kayıplar. Elbette ölüm ve yaşam Allah’ın takdiridir. Ancak birilerin ihmali yüzünden yitirdiğimiz canlar üzüntümüzü daha da arttırıyor. Son zamanlarda yaşanan afetlerde hayatlarını kaybedenlere rahmet etsin. Acılı yakınlarına taziyelerimi ve sabır dileklerimi sunuyorum. Bu tip felaketler yaşandığında devlet ricalini hemen orada görüyoruz. Güzel mi, kötü mü anlayamadık. Çünkü gelen beraberinde koruma ordusunu, taraftarlarını ve bir de “burada ne işim var” ifadesi yüzünden belli olan bürokratları peşine takıp, politik Show yapıyorlar. Bu yanıyla hiç ama hiç güzel bir manzara değil. Öte yandan mağdur olan vatandaşa da “devletçe yanınızdayız” mesajı verilmesi de güzel bir görüntü. Güzel olmasına güzel de afet bitti mi, her şey unutuluyor. Ta ki bir diğer felakete kadar" dedi.

"Şehrimiz ne kadar hazır"

Acar "Böylesi büyük afetler de herkes “Şöyle olmalıydı, böyle olmalıydı” diyor. Ama günler geçip gidince, aynı hatalar yapılmaya devam ediyor. Ya da “Bizim buralara bir şey olmaz” diyerek alınması gereken tedbirler alınmıyor. Mesela şehrimiz bir sel felaketine ne kadar hazırlıklı? Çok geniş bir ormanımız var. Burada çıkabilecek yangın için ne gibi planlar yapılıyor? Deprem için hazırız diyebiliyor muyuz? İlla canlar mı kaybetmemiz gerekiyor. Felaket manzaralarının ortasında mı kalmamız gerekiyor? Olabilecek afetler için vatandaşa şimdiden bilgi verilmeli. En azından afet olması muhtemel bölgelere gerekli yatırımlar yapılmalı. Bu tedbirleri vatandaşın almasını beklemek felakete davet çıkartmaktır. Bu sebeple ateş düştüğü yeri yakmadan, canımız yanmadan gerekli tedbirleri alıp, güzel şehrimizi koruyalım. Gelecek nesle daha güzel bir Eskişehir bırakalım. Bu çok zor değil" diye konuştu.