Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bütçe görüşmeleri devam ediyor. Dünkü bütçe görüşmelerine MHP Eskişehir Milletvekili Metin Nurullah Sazak da katıldı. Partisinin grubu adına söz alarak TBMM kürsüsüne çıkan Sazak, İpek Yolu'nun 21'inci yüzyıldaki modern uygulaması olan ve 60 ülkeyi kapsayan "Bir Kuşak Bir Yol Projesi"ne değindi. Proje hayata geçtiğinde Eskişehir'in projenin gelişmesindeki öneniminin büyük olacağını belirten Sazak, ''Eskişehir'in demir yolu üssü yapılması için harekete geçirilmelidir'' dedi.

Sazak, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: 

Ticareti evrensel olarak düşünmek gerekiyor. İpek Yolu'nun 21'inci yüzyıldaki modern uygulaması olan ve 60 ülkeyi kapsayan "Bir Kuşak Bir Yol Projesi" hayata geçtiğinde dünya ticaretinin omurgasını oluşturacaktır. Egemen güçlerin engelleme çabalarına rağmen bu projenin hayata geçmesi için gayret gösterilmelidir. Söz konusu proje gerçekleştiğinde ana sevkiyat aracı olarak trenler kullanılacak, demir yolları hayati bir önem kazanacaktır. Bu öngörüyü takiben Eskişehir'in ve TÜLOMSAŞ'ın raylı sistemlerdeki bilgi birikimi, donanımı ve tecrübelerinden istifade edilerek Eskişehir'in demir yolu üssü yapılması için harekete geçirilmelidir. Bu, hem ülkemizin hem de Eskişehir'in kalkınmasını destekleyecek bir fırsattır ve ivedilikle değerlendirilmelidir.

İHRACATIN ÖNÜ AÇILACAKTIR: Yaşanan ekonomik olumsuzluklarla kur girdisi maliyetleri yükselmiş, esnaf, sanatkâr, KOBİ ve tarımsal üretici borç sarmalına maruz kalmıştır. Bu kesimin ham madde, ara ürün, kira, enerji, sigorta primi, tohum, yakıt ve sulama gibi ana kalemleri desteklenmeli ve üreticimize pazar garantisi temin edilerek yerel ticaret hareketlendirilmelidir. Esnaf, sanatkâr, KOBİ ve tarımsal üreticilerin teknoloji kullanım düzeyi yükseltilmeli ve bilgiye olan erişimleri kolaylaştırılmalıdır; yazılı ve görsel basın yoluyla tanıtımları desteklenmelidir. Böylece ürün kalitesi yükselecek ve ihracatın önü açılacaktır. 

ESKİŞEHİR VE TUSAŞ ÖRNEK ALINMALI: Ülke ekonomisinin tekrar düze çıkması için millî bir sanayi ve ticaret politikası belirlenmelidir. Bu politikayı destekleyecek olan ithalat ve ihracat mühendislerini üniversitelerde; dış ticarette uzmanlaşmış ara elemanlar ise ortaöğretimde yetiştirilmeli ve istihdam etmeliyiz. Millî gelirin artırılması için Ticaret Bakanlığına bağlı olan Eximbank'ın yüksek teknoloji üretimi ve ihracat yapan firmalara olan desteği artmalıdır. İhracatta yüzde 3,5 payı olan yüksek teknoloji ürünlerinin payı daha da artırılmalıdır. Türkiye'nin yüksek teknoloji ihracat lideri seçim bölgem Eskişehir ve TUSAŞ Motor Sanayi gibi şirketler bu konuda örnek alınmalıdır. 

BOR REZERVİNİ YÜZDE 70'i ESKİŞEHİR VE ÇEVRESİNDE: Türkiye'nin faaliyet gösteren yabancı sermayeli yatırımcıların hammaddelerini ve ara ürünlerini ülkemizin yerine dışarıdan teminine engel olunarak cari açığın azalması ve yerli sanayinin kalkınması sağlanmalıdır. Ülkemizde yaygın olarak bulunan hammaddeler ve ara mamullerin kalitesinin artırılmasına yönelik çalışmalarla yüksek kaliteli nihai alaşımlar üretilerek gayrisafi yurt içi hasılası yükseltilmeli ve nihai ürün ihracı hedeflenmelidir. Dünya bor rezervinin yüzde 70'i ülkemizde Eskişehir ve çevresindedir. Bu madenin inşaat demirine emdirilerek demirin sertliğinin artırılması gibi işlemler bu duruma birer örnektir. Malum olduğu üzere, 24 haziran seçimleri sonrasında dış müdahalelerle döviz kurlarının suni bir şekilde artması sonucu gecikmeden zam yapılmış kurlar gevşeyip düşmeye başladığında ise bu düşüş görmezden gelinmiştir.

İHRACATIN ÖNÜ AÇILACAKTIR: Halkımızın mağdur olmaması için bu fırsatçılara imkân tanınmamalı ve Ticaret Bakanlığı gereken tedbir ve denetimleri artırmalıdır. Bütün bu ekonomik mağduriyetin önlenmesinin kısa yolunun, ticaretin dünyadaki 193 devletin millî paralarıyla bire bir anlaşma sağlanarak ya da mal ve hizmet takasıyla yapılması gerektiği kanısındayız. Egemen paralarla yapılan ticaret dünyaya refah yerine sömürü sistemini getirmiştir. Ayrıca, bugün İngiltere'nin çıkma aşamasında olduğu Avrupa Birliğine tam üyelik öncesinde imzalanan gümrük birliğinin de günümüz şartlarına göre millî çıkarlar gözetilerek güncellenmesi gerekmektedir. Temenni ederim ki 2018 yılının sonuna kadar cumhuriyet tarihinin en yüksek yıllık ihracat hedefi olan 170 milyar dolarlık hedef tutturulmuş olur ve bu kendi iç dinamiklerimizle, millî çarelerle Türk milleti olarak ekonomik refaha ereriz.