Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Fransa'nın başkenti Paris'te bir araya geldiği Fransa Ekonomi ve Maliye Bakanı Bruno Le Maire ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Çok sıcak bir davet sonucu, çok sıcak bir Fransa seyahati gerçekleştirdiklerini ifade eden Albayrak, “Dostum Bruno (Le Maire) ile önce baş başa, sonra heyetler arası çok verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Görüşmemizde ana gündem maddesi, ABD tarafından, Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) başta olmak üzere son dönemde alınan ticari yaptırım kararlarını hususi olarak, detaylı bir şekilde ele aldık. Türkiye olarak çok açık ve net olarak, siyasi motivasyonlarla atılan bu adımların sadece küresel finansal sistemi değil, küresel ticareti, bölgesel istikrarı etkileyecek, çok büyük ve öngörülemez başka büyük sorunları da ortaya koyabileceğini düşünüyoruz.” dedi.

ABD'nin diğer ülkelere yönelik son dönemdeki yaklaşımının olası sonuçlarına işaret eden Albayrak, "Bu yaklaşım, küresel finansal sistemi, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerine darbe vurmakla kalmayacak, bölgesel istikrara vereceği zararla, terörün, mülteci krizinin de beslendiği, kaotik problemlere de maalesef katkı sağlayacaktır." uyarısında bulundu.

"İşte bugün burada, hakikaten iki müttefik ülke olarak, bu tabloya ve bu atılan adımlara karşı ortak hareket etme kararı aldık. Fransa, bu sağlıksız yaklaşıma karşı önemli bir duruş ortaya koydu." diyen Albayrak, Fransa'nın bölgesel ve küresel ekonomiyi veya Türkiye ekonomisini hedef alan bu yaptırımlar karşısında, tarihsel dostluğa yakışır bir duruş sergilediğini söyledi.

Albayrak, görüşmede, Fransa ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkileri geliştirme ve ticaret hacmini 14 milyar avrodan 20 milyar avroya çıkarma konusunda daha önce belirlenen hedefe dair görüşlerini dile getirdiklerini belirtti.

ABD tarafından atılan adımların, tüm müttefikler nezdinde yalnızlaştırıcı adımlar olduğunu vurgulayan Albayrak, “Dolar, küresel ticarette, geçtiğimiz toplantıda da ifade ettiğim gibi, güvenilir bir enstrüman olma özelliğini maalesef kaybediyor.” diye konuştu.

Dünyanın bu durum karşısında ortak akıl ve ortak yaklaşımla ilerlemesinden başka çözüm yolu görmediğinin altını çizen Albayrak, ülkelerin artık ekonomi ile ilgili atacakları adımlarda yeni yöntemler ve yeni iş birlikleri hedefiyle faaliyetlere giriştiklerini kaydetti.

Albayrak, bu noktada AB ile Türkiye’nin avro ile geçekleştirdiği ticareti daha ileri bir seviyeye taşıma konusunda çabalarda bulunduğunu belirtti. Albayrak şöyle devam etti:

“Özellikle sayın dostumla bugün sadece enerji ve tarım alanında değil, savunma sanayisi, yüksek teknoloji alanlarında, iki ülke arasında iş birliği noktasında farklı sektörlerde de bunu nasıl geliştirebiliriz, onları da konuştuk. Bunun yanında finansal alanda, bankacılık, sigortacılık sektöründe, birçok çerçevede geliştirilebilecek iş birliği alanlarının yararlı olacağını düşünüyoruz.”

"Türkiye ve AB ekonomileri hiçbir zaman olmadığı kadar entegre"

Albayrak, "Türkiye olarak bu süreçte, özellikle Dünya Ticaret Örgütü açısından, anlaşmalara uymayan, yeni vergiler, AB ve dünyada farklı ülkeler olduğunu, bu ülkeler açısından ortak tavır alma konusunu konuştuk. Bu süreç Türkiye açısından taşıdığı potansiyelin yanında, Türkiye ve AB arasındaki ekonomik ve siyasi ilişkiler açısından da önemli bir potansiyeli ifade ediyor." diye konuştu.

Albayrak, bu gelişmelerle son yıllardaki Türkiye-AB ilişkilerinin, yeni bir pazar yaratması açısından da önemli bir gelişmeye işaret ettiğini söyleyerek, şunları dile getirdi:

"Bu süreçte bir ülkenin tek başına, sadece kendi çıkarları doğrultusunda tek taraflı aldığı bu kararlara karşı birlikte hareket etmenin tüm dünya ülkelerinin çıkarına olacağı çok açıktır. Bugün ekonomileri, özellikle Türkiye ve AB ekonomileri, hiçbir zaman olmadığı kadar birbirine entegre ve birlikte bir etkileşim içindedir.

Bunun yanında dostumun bahsettiği gibi İran konusunu konuştuk. Bugün onu da öğrendim. Kendisinin, Türkiye ve Fransa ilişkilerindeki geçmişteki yaptıklarının ötesinde, özellikle İran sürecinde de aktif bir şekilde rol aldığından dolayı ve bu sürecin diplomasiyle ve akılla nasıl neticelenmesi gerektiği hususuyla ilgili önemli katkılarda da bulunduğunu da öğrendiğimden dolayı ayrıca mutluluk duyduğumu belirtmek isterim. 

Bugün İran anlaşması konusunda Türkiye olarak aynı pozisyonda olduğumuzun altını çizmek isterim çünkü Türkiye, bölgedeki istikrarlı liman olan çok nadir ülkelerden birisi olarak, yüzyıllardır süregelen ilişki içinde."

Albayrak, Ortadoğu'nun son 15 yıldır istikrarsızlık, terör ve mülteci krizi konusunda çok acı çekmiş, bunu dünya ve küresel sisteme kriz ve kaos olarak ihraç etmiş bir bölge olduğuna dikkati çekerek, bölgede diplomatik ve rasyonel aklın yukarıda tutulması durumunda herkesin kazanacağı bir resmin ortaya konacağını vurguladı.

"Dolayısıyla bugün İran konusunda da Amerika'nın tek taraflı almış olduğu bu tavır konusunda da aynı pozisyonda, aynı şekilde düşünüyoruz ve ortak hareket etme arzumuz var." diyen Albayrak, Türkiye ile AB arasında sağlanan sağduyulu iletişimin, rasyonel ve kazan-kazan ilişkisinin geliştirilmesi ve ilişkilerin geleceği açısından çok daha önem kazanacağı dönemden geçtiklerini ifade etti. 

Albayrak, Türkiye olarak bu çerçeveden bakıldığında karşılıklı anlayış ve sağduyu içinde bu süreçte önemli kazanımlar ve sinerji elde edilebileceğini düşündüklerini vurguladı.

Türkiye'nin küresel sınama ve rekabetlere karşı çok daha sağlam bir ekonomik ve finansal mimariye kavuşması için ilerleyen süreçte çok daha güçlü adımlar atacağından kimsenin şüphesi olmaması gerektiğine işaret eden Albayrak, "Nitekim dostum da bahsetti, önümüzdeki ay ortası itibarıyla, Türkiye’nin bu vizyonunu yansıtacak, önümüzdeki dönemde 3 artı 5, orta vadeli dediğimiz programın açıklanmasıyla 2019, 2020 ve 2023 yılına kadar çok daha ekonomik manada güçlü bir transformasyon, bir dönüşüm ortaya koyacağız." diye konuştu.