Eskişehir Basket’in tecrübeli oyuncusu E. J. Rowland, Follow Magazin dergisi editörü Esra Güneş’e konuştu. 1983 Amerika-California doğumlu olan Rowland, Avrupa’nın önde gelen kulüplerinde forma giydikten sonra 2017-18 sezonu başında Eskişehir Basket’e transfer oldu. Deneyimli skorer gard, basketbola başlama hikayesini özetledi. Babasının Amerikan Ordu Takımı’nda basketbol oyuncusu olduğunu söyleyen Rowland, “Basketbola ilgim babamın oyuncu olması sebebiyle, henüz çocukken Almanya’da başladı” dedi.

BASKETBOL SÜREKLİ HAYATIM OLDU: Amerikalı oyuncu, “Çocukluğumdan beri basketbolun içindeyim. Eğitim hayatım boyunca da basketbol sürekli hayatımda oldu. Palma Lisesi’nde basketbol oynadım ve Kolej Ligi’nde 2001-02 sezonunda CSU Dominguez Hills forması giydim. Hartnell ve Aziz Mary kolej takımlarında oynadıktan sonra, 2005 yılında draft edildim. Daha sonra Sydney King, Townsville, Barons, Telekom, Banvit, Hapoel Kudüz, Khimki gibi birçok kulüpte forma giydim. 2013’de Letonya Ligi’nde MVP seçildim ve Eskişehir Basket’e transfer oldum” diye konuştu.

KENDİMİ YABANCI GİBİ HİSSETMİYORUM: ABD kökenli olan, Almanya’da doğan, aynı zamanda Bulgaristan vatandaşlığı da bulunan Rowland,i ‘Kendinizi nerede evinizde gibi hissediyorsunuz?’ sorusuna, “O an nerde isem, orada kendimi rahat hissediyorum. Tabi ki doğduğum yer olan Amerika’nın bendeki yeri çok başka ve en rahat hissettiğim yer orasıdır. Ancak üç yıldır Türkiye’deyim ve artık buraya da uyum sağladım. Burada olduğum zamanlarda da, Eskişehir’de kendimi yabancı gibi hissetmiyorum” cevabını verdi.

ESKİŞEHİR'DE MUTLUYUM: Rowland, Eskişehir Basket’ tercih etme sebebini ise, “Eskişehir Basket’in alt ligden yeni çıkmasına rağmen yükselişte olması, basketbol seviyelerini takım olarak her zaman daha iyiye taşımaya çalışan bir takım olması beni etkiledi. Ben de kurulmaya çalışılan bir düzenin özel bir parçası olmak için buradayım. Eskişehir beklediğimden çok daha dinamik ve enerjik bir şehir. Burada bulunmak beni mutlu ediyor” şeklinde ifade etti.

BASKETBOLA SEVDALIYIZ: En büyük motivasyon kaynağının basketbolu sevmesi olduğuna değinen gard, “Basketbol oynayabilmek için ülkemden, ailemden, arkadaşlarımdan uzakta yaşıyorum. Sevmeden, bu işi yapmanız mümkün değil. Basketbol oynarken uzun seyahatlere çıkmak durumundasınız, düzenli bir hayat yaşamanız gerekir. Her zaman maçlarda ya da antrenmanlarda sakatlanma ihtimaliniz var. Tüm bunlarla başa çıkmamızın, göze alıyor olmamızın tek nedeni basketbola karşı olan sevgimiz” diye konuştu.

TAKIM UYUMU BAŞARIYI GETİRİYOR: Kendisini diğer oyunculardan ayıran temel özelliğinin ise mantalitesi olduğunu söyleyen Rowland,“Daima fiziksel olarak hızlı ve hücuma yönelik bir oyun yapım var. Oyun ritmim ve hamlelerim, rakibe göre değişkenlik gösterir. Doğuştan gelen bir yeteneğim var ve bende yeteneğimi daha da ön plana çıkarmak için çalışıyorum. Sıkı çalışma ve takım uyumu başarıyı da beraberinde getiriyor” dedi.

KEŞKE YAŞANMASAYDI DEDİĞİM OLAYLARDAN BİRİ: Banvit’te oynarken giyerken Buducnost takımı ile oynanan Euro Cup maçında sahaya giren taraftarın takım arkadaşına saldırması sırasında taraftarı yumruklayan ve çokça konuşulan Rowland, “Takım arkadaşlarınız bir süre sonra aileniz gibi oluyor. Ailenizden birine bir saldırı hareketi ile karşılaştığınızda onu koruma içgüdüsü ile hareket ediyorsunuz. O anın atmosferiyle, düşünmeden yaptığım bir hareketti. Bu olayın hiç yaşanmamasını dilerdim. Sportif hayatım boyunca ‘keşke yaşanmasaydı’ dediğim olaylardan biridir” diye konuştu.

ÇOK İYİ BİR TAKIMIZ: Eskişehir Basket’in gerçek bir takım olduğunu belirten Amerikalı, “Kesinlikle takım oyuncularının çok iyi seçildiğini ve çok iyi bir takım oluşturulduğunu düşünüyorum. Daha önce ego sahibi oyuncularla kurulmuş takımlarda da oynadım. Ancak burada herkes birbirine yardımcı olmaya çalışıyor. Takım uyumumuz hem oyun içinde, hem oyunlar haricindeki zamanlarda oldukça iyi” ifadelerini kullandı.

DALGALANMALAR OLACAKTIR: Earl Jarrod Rowland, Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi ile ilgili olarak ise, “Gerçekten çok zorlu bir ligde oynuyoruz. Türkiye Basketbol liginin Avrupa’nın en zor ligi olduğu biliniyor. Sezon boyunca, uzun süreçte dalgalanmalar olacaktır. Takım olarak iyi ve kötü zamanlarımız, yükselme ve düşmeler olması gayet doğal karşılanmalı. Ancak elimizden gelenin en iyisini yapmaya devam edeceğiz” dedi.

BU KÜLTÜRÜN LEZZETİNİ YAŞAMAK İSTİYORUM: Rowland spor yaşamındaki hedeflerini ise şöyle özetledi; “Tüm basketbol oyuncuları, spor hayatları boyunca şampiyonluklar yaşamak, mümkün olduğunca fazla maçta oynamak ve galibiyetler elde etmek ister. Bunun dışında, içinde yaşadığımız kültürü ve dillerini öğrenmek fırsatlarını da en iyi şekilde değerlendirmek isterim. Ben de basketbola başlarken; bu seviyeye ulaşabileceğimi, Türkiye’ye geleceğimi tahmin edemezdim. Burada olmanın mutluluğunu, bu kültürün lezzetini yaşamak istiyorum.”