16 Ekim Dünya Gıda Günü kutlamalarını da kapsayan panelin açılışında konuşan Başkan Yılmaz Büyükerşen, “Kadın elinin değdiği her şeyin daha iyi daha güzel olması gibi, girişimcilik konusunda da tarımda ortaya koydukları farkındalık çok değerli” dedi. 

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık ise, “Tarım-gıda sisteminde cinsiyet uçurumunu kapatamazsak, sürdürülebilir tarımı ve kırsal kalkınmayı desteklemek için yürüttüğümüz bütün çabalar boşa gidecektir ya da cılız kalacaktır” diye konuştu.

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) işbirliğiyle 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nde “Tarımda Fark Yaratan Kadınlar” adlı panel Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Kültür Sarayı’nda (Opera) gerçekleştirildi.

16 Ekim Dünya Gıda Günü kutlamalarını da kapsayan panele Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ayşe Ünlüce ve panelin konuşmacılarının yanı sıra Eskişehir merkez ile ilçelerde faaliyet gösteren kadın çiftçiler ile vatandaşlar katıldı.

Panelin açılış konuşmalarını Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık yaptı. 

Büyükerşen, Bartın’ın Amasra ilçesindeki maden ocağında meydana gelen patlama sonucu hayatını kaybeden 41 maden işçisinin üzüntüsünü yaşadıklarını belirtti. Büyükerşen bir daha böylesi büyük acıların yaşanmamasını dileyerek, “Bu acı olayda hayatını kaybeden emekçilere Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Yaşanan acı olayda ihmali olan sorumlular da gerekli cezayı almalıdır” dedi.

Konuşmasında tarımın önemine dikkat çeken Başkan Büyükerşen, “15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla gerçekleştirdiğimiz bu panele katılımlarınız için teşekkür ediyor ayrıca Dünya Kadın Çiftçiler Gününüzü kutluyorum. Ayrıca 16 Ekim'de Dünya Gıda Günü’nü kutlayacağız. Her iki konu da birbirleriyle çok bağıntılı olduğu için bu panelde her iki konu üzerinde de durulacağını düşünüyorum. Tabi panelimizin ana konusu, tarım ve kadın. Yani insanlığın sahip olduğu en önemli iki varlık. Tarımın önemini aktarmaya çalıştım. Kadının hayatımızdaki yerini ve önemini bilmem anlatmaya gerek var mı? Kadın elinin değdiği her şeyin daha iyi daha güzel olması gibi, girişimcilik konusunda da tarımda fark yaratacaklarına eminim. Gerek kalite konusunda, gerek çevre, gerek iklim koşullarına daha duyarlı olan kadının, sanayiye ve ticarete katılımı giderek artıyor. Aynı artışın tarım alanında da gerçekleşmesi, yıllardır çözülemeyen sorunlarla uğraşan ve giderek gerileyen tarım alanında ülkemize yeni ve çağdaş bir ivme kazandıracaktır. Dünya Gıda Günü ile ilgili de bir kaç şey söylemek istiyorum. Veriler dünya genelinde milyonlarca insanın sağlıklı bir beslenme için yeterli ekonomik imkânlara sahip olmadığını, bu nedenle gıda güvencesizliği ve kötü beslenme riski yaşadıklarını göstermektedir. Gıda güvenliği ile yeterli-dengeli beslenme konusunun Türkiye’de de gün geçtikçe önem kazandığını görüyoruz. Bu panelin, tarımın, sağlıklı gıdanın ve beslenmenin önemini anlamamıza, yeni öneri ve görüşler ortaya koymamıza vesile olmasını umuyor, panelin gerçekleşmesinde emeği olan herkese teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık ise konuşmasında, “Kadınların mevcut tarım-gıda sistemindeki fotoğrafını elimize aldığımızda ne görüyoruz? Küresel ölçekte tarımsal istihdamın yaklaşık %40’ını kadınlar oluşturuyor. Bu oran, az gelişmiş ülkelerde %60’a ulaşıyor. Tarım-gıda değer zincirleri boyunca önemli sorumluluklar üstlenen kadınların doğal kaynaklar üzerinde de söz sahibi olmasına büyük ihtiyaç vardır. Tarım ve gıda sektörlerinde kadının gücünü gören ve bunu toplum ve ülke kalkınması için harekete geçiren milletler emin ve sağlam adımlarla çocuklarının geleceğini şekillendiriyor ve de ülkelerinin gıda güvenliğini garanti ediyor. Bunu ihmal eden ülkelerde kadınlar, günümüzün eşitsizlikler doğuran mevcut tarım-gıda sisteminin geride bıraktığı kırılgan gruplar arasında yer alıyor. FAO-Türkiye Ortaklık Programları çatısı altında yürütmekte olduğumuz “Kimseyi geride bırakma: Türkiye ve Orta Asya’da kırsal kesimde kadınların güçlendirilmesi ve daha fazla katılımının sağlanması” başlıklı projeyle, Tacikistan, Türkiye ve Özbekistan'da kırsal kesimdeki kadınları desteklemeyi ve onların sosyoekonomik açıdan güçlenmeleri için elverişli bir ortamın yaratılmasına katkıda bulunuyoruz. Etkinliğimizin başlığından ilhamla kadınların tarım ve gıda sektörlerinde fark yaratabilmeleri için sürdürülebilir tarım-gıda sistemlerinin önemli bir bileşeni olarak gördüğümüz kadın kooperatiflerini destekliyoruz. FAO Türkiye Ofisi olarak, Türkiye’nin 13 ilinde desteklediğimiz 22 kooperatifle çiftçi ve üretici kadınlarımızın mesleki beceriler ve girişimcilik hamlesi kazanarak ve üretim ve karar süreçlerine katılıp tarımda fark yaratmaları için çalışıyoruz. Tarım ve gıda sektörlerindeki cinsiyet eşitsizliğini gidermeye yönelik bu mücadelede sizleri, daha iyi üretim, daha iyi beslenme, daha iyi bir çevre ve daha iyi bir yaşam için, hiç kimseyi geride bırakmadan birlikte çalışmaya ve en önemlisi, kırsal kesimdeki kadınlarımızın fark yaratmalarını desteklemeye çağırıyorum.” dedi.

Panelde KEDV Yönetim Kurulu Başkanı Şengül Akçar, Anadolive-Aysu Gürman, FAO Türkiye Deneyimleri 2021 ile FAO Toplumsal Cinsiyet Uzmanı Neşe Çakır, Beslenme Uzmanı ve FAO Destekçisi Dilara Koçak ile Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları konusunda Ahmet Aydemir, Kurşunlu Köyü Ev Pansiyonculuğu çalışmasıyla Bedriye Berber Engin,  Samandağ İlçe Merkezi ve Mahalleleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Atiye Sönmez Erdoğdu ve Soma Kadın Tarımsal Kalkınma Kooperatifi çalışmalarıyla Sinem Say yaşadıkları süreçleri ve deneyimlerini aktardılar.