Alzheimer hastalığına yakalanmamak için bu tür çalışmalara başlayan Yaşar Yavuz, sokağa atılan veya atılmak üzere olan geri dönüşüm malzemelerini toplayarak 6 yıldır ilgi çekici elektronik oyuncaklar üretiyor. Bunu bir hobi olarak gördüğünü belirten Yavuz, şuana kadar 15 oyuncak ürettiğini anlattı. 

"Dönme dolap, kamyon, çocukların bindiği salıncak, bir su değirmeni gibi malzemeler" 

Bu tür oyuncakları genellikle kış aylarında, eli boş kaldığı zamanlarda yapmaya çalıştığını aktaran Yavuz, “Mesleğim; hafriyatçılık, kepçe operatörlüğü. Kendi işimin sahibiyim. Hobilerim, benim boş zamanlarımda elime geçen bir parçayı çöp olarak atmaksa onunla ilgili yapılabilecek bazı şeyler aklıma geliyor. Bir ucundan başlıyorum, devamı geliyor. Aldığım mekanik parçalar ile bir şeyler oluşturdum. Dönme dolap, kamyon, çocukların bindiği salıncak, bir su değirmeni gibi malzemeler. Ben bu işe zaten herhalde gönüllüydüm. Daha önceden bir ısınma sürecim vardı. Elime 1-2 motor parçası gelince bunları değerlendirmek istedim. Bir ucundan başladım, bunun arkası geldi. Şuanda benim yaptığım 15 civarında bir parça var. Kış aylarında genellikle, elim boş kaldığı zaman, kafamı dağıtmak istediğim zaman yapıyorum” şeklinde konuştu. 

"Bu yeteneğim gençliğimden beri vardı" 

Gençliğinden itibaren teknolojik ürünlere ilgisi olduğunu dile getiren Yavuz, “Mesela, çocuklar oyuncaklarını bozuyorlar. Onların içindeki bir elektronik parça benim ilgimi çekiyor. Onu söküp alıyorum. Evde hanımlar ev eşyalarını bozuyorlar. Elektrik süpürgesi olsun, fritöz olsun, bazı şeyleri bozuyorlar. Bunlardan geri dönüşüm olan parçaları değerlendiriyorum. Bu yeteneğim gençliğimden beri vardı da vaktim yoktu. Şuanda, 55 yaşından sonra bu işlere daha fazla ağırlık vermeye çalışıyorum. Bu elektrik merakı, kamyonlarla, makinelerle hayat boyu uğraşmamdan geliyor” ifadelerini kullandı. 

Ofisine gelen bazı vatandaşların, kendi ürettiği elektronik oyuncakları görünce şaşkınlıklarını gizleyemediğini dile getiren Yaşar Yavuz, şunları kaydetti: "Buraya gelenler ’Senin bu tür şeyler yaptığını bilmiyorduk’, ’Görünce inanamıyoruz’ diyerek şaşkınlıklarını dile getiriyorlar. Benim dışımda da bu konuda yetenekli arkadaşlarımın ortaya çıkmasını isterim.”