Kullanım oranı ve yoğunluğu giderek sosyal medyaya duyulan bağımlılık, çocuk ve gençler başta olmak üzere her yaştan birey için ciddi riskler taşıyor. Anadolu Üniversitesi Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (SODİGEM) Müdürü Doç. Dr. Yusuf Levent Şahin, “Yapılan araştırmalar dünya genelinde gençler arasında başta Facebook olmak üzere tüm sosyal medya platformlarına yönelik kayda değer bir bağımlılığın söz konusu olduğunu göstermektedir. Bilim uzmanları arasında sosyal medya platformlarına yönelik bağımlılığın bir hastalık sayılıp sayılmamasına ilişkin henüz bir uzlaşı mevcut değildir. Ancak uzmanların ortak fikri, bu bağımlılık türünün kaliteli ve sağlıklı hayatı olumsuz etkilediği yönünde oluşmuş durumdadır. Bağımlılık bu noktada gençlerin ve özellikle de çocukların kişilik gelişimi açısından kilit bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Bağımlılık sonucu ortaya çıkan kişilik değişimlerinin yönünün ve şeklinin ortaya konulması da oldukça zordur. Çocuk ve gençleri odak gruplara alarak yapılan araştırmalarda, bağımlılık sonucu bireylerin neredeyse her gün bir öz değerlendirme yaptığı ve bunun sosyal konumu belirleme açısından üzerlerinde bir baskı oluşturduğu yönünde sonuca varılmıştır. Yani aşırı sosyal medya kullanımı ile bireylerin bir öz değerlendirme baskısına maruz kaldığını söyleyebilmekteyiz. Sosyal medya bağımlılığı ve depresyon arasındaki ilişkiye bakıldığında ise, özellikle sosyal medyada yansıtılan hayatın bireylerin gerçek hayatlarından çok daha farklı olması durumunun; gençlerin algısını değiştirerek doğru sosyal konumlandırma yapmalarına engel olması sebebiyle depresyona yol açtığı yapılan araştırmalarda açıkça saptanmıştır” dedi.

“Birey dijital bağımlılığını kontrol altına alamadığında bir uzmana danışmalıdır”

Gençlerin sosyal medya kullanımları üzerine yapılan araştırma sonuçlarına da dikkat çeken Doç. Dr. Şahin, “Pew Research Center’ın 2018 yılında gerçekleştirdiği araştırmaya göre, sosyal medya üzerinde gençlerin yüzde 42’si hakarete, yüzde 16’sı fiziksel tehdide uğramakta ve her altı gençten biri kendini rahatsız eden, istenmeyen davranışlara maruz kalmaktadır. Gençlerin yüzde 90’ı çevrimiçi tacizi bir sorun olarak görürken, yüzde 63’ü ise bu durumu ciddi bir problem olarak tanımlamaktadır” dedi.

Bu bağlamda sosyal medya ve diğer dijital medya platformlarına yönelik bağımlılığının çözümü için yapılan araştırmalar ışığında gençlere yönelik önerilerde bulunan Doç. Dr. Şahin, “Sosyal medya bildirimlerini kapatın ve ekran başında harcadığınız zamanı azaltın. Sosyal medyadan kopacağınız bir zaman aralığı belirleyin, bunu arkadaşlarınıza bildirin ve sosyal medyaya harcadığınız bu zamanı başka alanlarda değerlendirin. Örneğin ilginizi çeken bir konuda vakit harcamaya özen gösterin, bir hobi edinin. Arkadaşlarınız ve ailenizle zaman geçirin. Sosyal medyayı günlük bir rutin olarak değil, bir ödül olarak görün, sıklıkla kullanmamaya özen gösterin. Az kullandığınız ya da bir süredir kullanmadığınız uygulamaları ise silin ve bu uygulamalarda vakit harcamanın önüne geçin. Ekran başında geçirdiğiniz süreyi belirleyin. Akıllı cihaz temelli bağımlılığı azaltmak veya sona erdirmek için gerçekleştireceğiniz bu yöntemlerle öncelikle bir öz farkındalık sağlayabilirsiniz. Ancak dijital bağımlılığın bireylerin kendisi tarafından kontrol altına alınamadığı durumlarda mutlaka profesyonel yardım alınması gereklidir. Aksi takdirde dijital bağımlılık, özellikle gençlerin hayatını ve geleceğini olumsuz yönde etkileyen ve çözülmesi giderek zorlaşan bir sorun haline gelebilmektedir” diye konuştu.