Kaykaç, “Fobi kelimesi, Eski Yunancadaki Phobos (panik/terör) kelimesinden gelir. Phobos, Yunan mitolojisinde korku tanrısına verilen isimdir. Fobi, insanın hissettiği ileri düzey ve mantığa dayanmayan korku biçimidir. Kişi, korktuğu varlığın aslında korku duyması gerekmeyen bir şey olduğunu bilmesine rağmen kendine engel olamayarak korkmaya devam eder. Fobi yaşayan insanlara fobik denir. Fobi yaşadıkları anda kalp ritminde hızlanma, baş dönmesi, göz kararması, terleme ve benzeri tepkiler görülebilir. Toplumun yaklaşık yüzde 8 - yüzde 18’inde herhangi bir fobi bulunur. Fobiler, erkeklere oranla kadınlarda daha sık görülür. Fobiler çeşitli nedenlere dayanabilir. Olayı yaşamak, travmatik bir deneyime maruz kalmak ya da maruz kalan biriyle karşılaşmak kişinin fobi sahibi olmasına neden olabilir. Nöratik korkular da fobi halinde dışsallaştırılabilir. Psikolojik danışmanla konuşmak, fobilerinizin üstesinden gelmenize yardımcı olabilir. Bazı insanlar korktukları şeyi yok sayarak ya da meditasyon yaparak da fobilerinin üstesinden gelebilmektedir” dedi.

Psikolog Kaykaç, en sık görülen fobiler hakkında şu bilgileri verdi:

Glossofobi: Topluluk önünde konuşma korkusu. Nüfusun yüzde 75’ini etkilediğine inanılır. Bazıları konuşmadan önce/konuşma sırasında ufak bir gerginlik yaşasa da bazıları ciddi panik ve korkuya maruz kalır. Bir tür sosyal fobidir. Toplum önünde konuşmak zorunda kalındığında terleme, yüksek tansiyon, kuru ağız, baş ağrısı, mide bulantısı, panik hissi, toplum önünde konuşma endişesi vs.

Klostrofobi: Kapalı alan korkusu. Latince claustrum (kapalı bir yer) ve Yunanca phobos kelimelerinden gelir. Nüfusun yaklaşık yüzde 7sinin klostrofobiye sahiptir. Klostrofobik insanlar genellikle asansör, camsız bir oda ya da uçakta bulunmaktan korkarlar. Bazı klostrofobikler boğazlı kazak giymenin de onları rahatsız ettiğini belirtmiştir. Baş dönmesi, bayılma, küçük ya da kalabalık bir alanda bulunmaktan korkma, aşırı solunum, titreme, boğulma hissi vs.

Akrofobi: Yükseklik korkusu. Yunanca acron (yüksek) ve phobos kelimelerinden gelir. Yükseklik korkusuna sahip insanlar hız trenlerinden, cam asansörlerden hatta yürüyen merdivenlerden bile korkabilirler. Akrofobi, kadınlarda erkeklere oranla iki kat daha yaygın. Yüksek bir yerde bulunulduğunda çömelme ve yere yakın olma hissi, felç olmuş gibi hissetme, kalp çarpıntısı, nefes darlığı, baş ağrısı vs.

Sosyal Fobi/Anksiyete: Toplumsal ortamlarda yargılanmaktan, negatif eleştiri almaktan, reddedilmekten, ilgi odağı olmaktan korkmak. Sosyal anksiyete bozukluğuna sahip kişiler yabancılarla konuşurken, topluluk içinde konuşurken, herhangi bir yere girerken, insanların önünde yemek yerken ya da konuşma başlatırken zorluk yaşayabilirler. Kas gerginliği, hızlı kalp atışı, mide sorunu, nefes alamama, vücut dışı hissi vs.

Araknofobi: Örümcek, böcek, akrep ve diğer eklem bacaklı hayvanlardan korkmak. Bazı aşırı durumlarda araknofobik kişiler örümcek ağı gördüklerinde bile tepki gösterebilirler. Araknofobik kişiler kamp, dağcılık, yürüyüş ve benzeri sporları yapamayabilirler. Kontrolü kaybetme hissi, panik hissi, boğulma hissi, hızlı kalp atışı, nefes alamama, titreme, terleme, baş dönmesi vs.

Ofidiyofobi: Yılan korkusu. Kişiler canlı yılanların haricinde yılan resimlerinden, videolarından, sesinden ve hatta ‘yılan’ kelimesinden bile korkabilirler. Araştırmalara göre insanların üçte biri ofidiyofobiye sahiptir. Bazen herpetofobi (sürüngen korkusu) olarak da adlandırılabilir. Bazı insanlar yılan şeklindeki şeylerden de korkabilirler. Terleme, hızlı kalp atışı, nefes alamama, titreme, baş dönmesi vs.