Şahin “Sınav öncesinde öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili bir şekilde ortaya çıkmasını engelleyen ve kişinin performansının düşmesine yol açan yoğun kaygı, korku ve endişelerdir.” dedi.

Sınav kaygısı üzerine bilinmesi gereken noktaların bulunduğuna işaret eden Klinik Psikolog Şahin, şöyle devam etti;

“Eğer ki ben ebeveyn olarak kaygılı ya da heyecanlıysam, sonuca çok büyük anlam yüklediysem ama bunu içimde tutuyorsam, çocuğa yansıtmadığımı düşünüyorum. Fakat benim halim, göz bebeklerinin büyüyüp küçülmesi, kalp atım ritmi, beden ısısıyla mimiklerimle evladıma akar, çocuk benim hislerimi alır. Dolayısıyla önce ebeveyn olarak ben nasıl hissediyorum buraya bakmalı ve oradaki hislerimi onarmalıyım. Sonrasında çocuğumla duyguyu konuşmak önemli. Sınav deyince ne hissediyor, nasıl korkuyor, nasıl endişeli gibi. Sınav başarısı sınava çok sakin dingin girmekle alakalı aslında. Kaygı ve stresin hafızayı kilitlediğini ve hatırlama kapasitesini sıfırladığını anlatın onlara. Çünkü biz bir şeyden çok korktuğumuz zaman, beden ben savaş hattındayım diye algılar ve geçmişe dönük hatırlamayı kapatır. Unutmayın ki, bir çocuğu sakin ol demek sakinleştirmez. Sakin olmak sakinleştirir.”