Böbrekleri 16 yaşında iflas eden ve bitkisel hayata girdiğinde görme yetisini de kaybeden Kadanalı’ya ilk olarak baba Yavuz Kadanalı böbreklerinden birisini vererek tekrar hayata döndürdü. Yaklaşık 12 yıl babasından aldığı böbrek ile yaşayan Kadanalı, dönemin şartlarından dolayı ilaçlarını düzenli kullanamadı. 27 yaşında babasından aldığı organı da iflas eden Kadanalı’ya bu sefer anne Fatma Kadanalı bir böbreğini vererek ikinci kez yaşama tutundurdu. Bu böbreğiyle de 10 yıl yaşayan Pınar Kadanalı’nın organları bir kez daha iflas etti. Yaklaşık 22 yıldır böbrek hastası olarak yaşayan Pınar Kadanalı, başvurduğu hastaneden gelecek güzel haberleri bekliyor. Kendisine canlı bir verici olması gerektiğini belirten Kadanalı, önceliğinin A RH+ ya da 0 RH+ böbrek olduğunu dile getirdi. 

"Canlı bir donörüm olması gerekiyor": Haftanın 3 gününü diyalize bağlı olarak yaşadığını aktaran Kadanalı, “Vücudumda alerjik bir reaksiyon var ve ben bu nedenle diğer hastalarda olduğu gibi bir kadavradan nakil olamıyorum. Yemek yiyemiyorum, su içemiyorum. Haftanın 4 günü hafta sonları daha çok zorluklar yaşıyorum. Tuvalete de gidemiyorum. Bana doktorum canlı bir donörüm olması gerektiğini söylüyor. Benim tedavim mümkün değil. Maalesef canlı bir vericim yok. Annem ve babamdan aldım, ama ben o zamanlar çok küçüktüm. Bir takım ilaç sıkıntıları vardı nakillerde. Bu nedenle iflas etti. Ancak şu an böyle bir durum yok ilaçlar var, teknoloji gayet iyi durumda. Ancak bir canlı vericim yok. İki üniversite mezunuyum. İşsizim şu anda, aynı zamanda sağlık raporum var” ifadelerini kullandı. 

"Bir an önce sağlığıma kavuşmak istiyorum": Yüzde 90 oranında görme engelinin de bulunduğunu aktaran Pınar Kadanalı, “Diyaliz engelim olduğu için yapay böbrek için yurtdışına gidebilecek durumum yok. Bu nedenle yetkililerden duyarlı olmalarını istiyorum. Bir an önce sağlığıma kavuşmak, yiyip içebilmek, mesleğimi yapabilmek, hayata dönmek istiyorum. Eşim dahi beni terk etti hastalığım nedeniyle. Çünkü bunun bir çaresi yok. Bu mekanik bir olay. Kanser hastasının bile tedavisi olabiliyor, en azından tuvalete gidebiliyor, ilacını alabiliyor. Bende öyle bir şey yok. Diyaliz makinesiyle yaşamak zorundayım” dedi.