Kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel mesleklerden olan kalaycılık, Eskişehir’de modern çağın etkisine adeta meydan okuyor. Babadan oğula 200 yıldır bu mesleği sürdürdüklerini söyleyen Ramazan Kalay, Eskişehir’de tarihi Odunpazarı Evleri Akcami Mahallesindeki işyerinde bu mesleği yaşatmaya çalışıyor. Eskişehir ve çevresinde bu işi babadan oğula geleneksel yöntemlerle devam ettiren tek kişi olduğunu ifade eden Ramazan Kalay, Osmanlı döneminden beri yaşayan kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel mesleklerin korunması gerektiğine dikkat çekti. 

"Benden sonra devam ettirecek birinin olmaması üzücü" 

Kalay, oğluna bu mesleği öğretmeye çalıştığını, ancak devam etmeyi istemediğini dile getirerek, "10 yaşımdan bu yana ben bu işi yapıyorum, dededen intikal etme bir meslek olarak. Dedem Ankara Beypazarı’nda yetişmiş, ustasını da bilirdik, anlatırdı dedem. Atadan oğula 200 yıla tekabül eden bir geçmişi var bu işimizin. Köyde de bizlere ’Kalaycılar’ derlerdi, soyadımız dahi ’Kalaycı’ idi. Meslekte babadan oğula nesil olarak bu işin ehliyiz. Çekirdekten yetişme olarak bu işi Eskişehir’de tek yapan benim, benden başkası yok. Eskişehir’de nerede diye sorulursa bana yönlendirilir hep. Kalayladığım ürünler her türlü bakırı kapsıyor, onun dışında tamir, işlemecilik, bakır ile ilgili ne iş olursa hepsi bizim alanımızda. Benden sonra devam ettirecek birinin olmaması üzücü. Oğlum istemedi bu mesleği devam ettirmeyi. Devamı yok, bitecek olan meslek diye istemedi" ifadelerini kullandı. 

"Meslek benim tutkum, bırakamam" 

Teknoloji çağının getirdiği en büyük kötülüklerden olan kültür yozlaşmasının engellenmesi gerektiğine dikkat çeken Ramazan Kalay, "Eskiden hep bakır kap kullanımı vardı, her yer kalaycıydı. Ama şimdi yok, kullanımı seyreldi, yeni ürünler ortaya çıktı. Ama en sağlıklısı da bakır. Şark köşesi gibi, nostaljik, hatıralık konularında işlerimiz oluyor genelde, o şekilde idare ediyoruz. Başka türlü kullanım alanı olmadığından bize de bunların dışında pek iş gelmiyor. Bizim işlerimiz demiri de kapsardı, bakır kazanların kulpları demir olurdu, biz onları hep kendimiz yapardık. Bu meslekler maalesef bitmeye yüz tutmuş vaziyette. Bizim tutkumuz var, isteyerek bu mesleği devam ettiriyoruz. Biz çocukluktan yetiştirildik, elim bu işe değmezse duramıyorum, bu iş benim bir parçam. Dedemden beri meslek benim, bırakamayız, yan gelip yatamayız. Gittiği yere kadar, gücümün yettiği yere kadar yapayım diyorum" diye konuştu. 

"Yaptığım iş Türkiye çapında biliniyor" 

Kalay, mesleğin yerli ve yabancı turist çektiğini de belirterek, "Türkiye çapında alıcılar oluyor. Vitrinleri için, şark köşeleri için, eski malzemelerini değerlendirmek için arıyorlar. Şu an bir sürü malzeme var alıcısı olan, yetiştiremiyorum. Başka şehirlerden benim adımı duyanlar arayıp buluyorlar, yaptığım iş biliniyor. 40 senedir bu şekilde. Mesleğimiz yerli yabancı turist de çekiyor. Ben işimi yaparken seyredenler oluyordu, daha bu meslek devam ediyor mu diye hayran kalanlar oluyordu" dedi. 

"Osmanlı’dan bakiye geleneksel meslekler korunmalı" 

Destek verilirse bu kültürün devam edeceğini belirten Ramazan Kalay, "Osmanlı’dan bize bakiye bu mesleklerin korunması gerek. Bunları şu an sürdürecek yok, ustası yok, yetiştireni yok. Yetkililer bu tür kültürümüzün önemli renklerinden olan bu geleneksel meslekler konusunda yardımcı olsa, eğitim, çalışma ortamı temini gibi desteklerde bulunsa çok daha iyi olur, nesilden nesile bu kültür devam etmiş olur" şeklinde konuştu.