1973 yılında gösterime giren “The Way We Were” filmi o dönem için önemli bir bütçe ile çekilmeyip sonradan büyük ses getiren filmlerden birisidir. “Your Girl is Lovely Hubbell…”* ise bu filmin en önemli repliği olarak akıllarda kaldı. Barbara Streisand ve Robert Redford’un oynadığı filmde o dönem için beyaz perdede çok alışık olmadığımız “mükemmel olmayan aşık kadın” konusu izleyiciyi şoke etmişti. 

“Your Girl is Lovely Hubbell…” repliği aslında bir iltifat değil insan psikolojisinin en temel gerçeklerinden birini gözler önüne seriyordu: insanlar ister aşk olsun ister hayatın kendisi olsun karmaşık, belirsiz, zorlayıcı ve yoran şeyleri sevmezler. Bu replik ile Barbara Streisand büyük bir durum tespitinde bulunuyordu. 

Gelelim daha yakınlarda çekilmiş, ödüller almış, sinema tarihinde ve Amerikan kültüründe kendine yer edinmiş olan Sex and The City dizisine. Dizinin 2. Sezonun sonunda " Ex and The City” bölümünde sevgili Carrie, aynı şekilde mükemmel olmayan kadın aşık imajı içerisinde The way We Were filimdeki final sahnesi ile karşımıza çıkar. Büyük aşkı Mr. Big’e “Your Girl is Lovely Hubbell…” diyerek veda eder. Mr. Big ona karmaşık olduğunu, ilişkilerinin kaosa döndüğünü söyler. Bu şekilde ikisi de birbirine veda eder. 

Karmaşanın, hayal kırıklığının, öngörülmeyen olayların insana zarar verdiğini anlatır. Zira bu durum kısaca hayal kırıklığı olarak adlandırılabilir. Biz de şu anda herkesin hayal kırıklığı yaşadığı bir dönemden geçiyoruz. 

COVID-19 salgının küresel olarak kontrol altına alınamaması ve buna bağlı olarak süren belirsizlik, çeşitli alanlarda yaşadığımız kısıtlamalar, küresel olarak yaşanan seyahat kısıtlamaları ve gündelik hayatımız. 

Aslında her gün yaşadığımız bu belirsizlik, kaos ve karmaşanın bir şekilde birey olarak bizi etkilememesi zaten olanaksızdı. Etkiledi ve izleri daha çok uzun sürecek gibi… 

Dünya Sağlık Örgütünün yapılan tüm çağrılara rağmen COVID-19’u küresel bir pandemi olarak ilan etmesinde geç kalması, bilim inkarcıları, aşı üretiminde uluslararası bir iş birliği yerine ilaç şirketlerinin yarışa girmesi ve hür gün “maçı kazanan hangi firma olacak” şekilde izlediğimiz haberler. 

Amacım bu yazı içerisinde bir suçlu aramak veya cadı avına çıkmak değil. Sadece geçmişin aynı zamanda geleceğin bir habercisi olduğunu yeniden ama yeniden hatırlatmak. 

COVID-19 bizler için bir yaşanıp bitecek bir doğal afet değil gelecekte yaşanacak farklı salgınlar için bir uyarıydı ve iyi dersler çıkarılması gerekiyordu. 

Ancak olmadı. 

Şu anda ders çıkarmak yerine normal hayata dönüşü tartışıyoruz. 

Kötü haberler vermek istemem ama iklim değişikliği, hayvanların yaşam alanlarının işgal edilmesi, çevre kirliliği, buzulların erimesi ile bizleri daha kötü salgınlar bekliyor. 

Günümüzde COVID-19 Pandemisinde en yakın uyarıyı HIV/AIDS Pandemisi ile almıştık. O uyarıdan dersler çıkarmadık. Bilim inkârı, ötekileştirme ve para kazanma hırsları ile aslında insanlık olarak büyük bir hata yaptık. Şimdi aynı hatayı COVID-19 pandemisinde uluslararası bir koordinasyon sağlayamayan insanlık olarak yeniden yapıyoruz. 

Hastalıklar tarih kadar eski olmakla kalmıyor aynı zamanda toplumları şekillendiriyor, anlamları yeniden kuruyor. Örneğin HIV’den sonra cinselliğe bakışımız değişti. Verem bize bilimin önemini öğretti. Veba salgınlarının etkileri bugün ülkelerin haritası çizilirken bile görülebiliyor. 

COVID-19’dan sonrada anlamlarımız değişecek, kendimizi değişmiş olarak bulacağız. Ancak yaşadığımız hayal kırıklığının sonuçlarını atlatamayacağız. 

En kötüsü ise bu durumdan dersler çıkaramamak olacak. 
Halbuki her şey ne kadar bu kadar karmaşık olmak zorunda değildi. Eğer geçmiş hatalarımızdan dersler çıkarsaydık. İnsanlık olarak bilime olan güvenimizi hiç kaybetmeyip, güzel bir uluslararası koordinasyon ile ilaç yarışı yerine ilaç işbirliğine girseydik. 

Belki o zaman “Your Girl is Lovely Hubbell…” sahnesini her gün yaşmak zorunda kalmazdık. Bunun yerine daha basit, daha sistemli bir hayatımız olabilirdi. 

Umarım gelecek günlerde bu dersleri çıkarabiliriz. Sevdiğimiz hayatlardan, insanlardan ve insanlıktan hayal kırıklığı ile uzaklaşmayız. 

* “Kızın çok güzel Hubbell”