Odunpazarı’na bağlı Akpınar köyüne sokak hayvanlarını beslemek için giden 41 yaşındaki 3 çocuk annesi Aysun Korkar’ın, mahalle sakini tarafından darp edildiği iddia edildi. Besleme yapmaya gittiği oğlu Arda ve arkadaşı Beyza Yerlikaya ile birlikte saldırıya uğrayan Aysun Korkar, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde ameliyat oldu. Çenesinde 4 tane kırık olduğu ve 2 dişinin koptuğu öğrenilen Korkar, ameliyat sonrası yaşananları anlattı.

“Koşarak çeneme, yüzüme yumruk attı”

Geçirdiği ameliyat sonrası konuşma zorluğu çekmesine rağmen gözyaşları içerisinde olayı anlatan 41 yaşındaki 3 çocuk annesi Aysun Korkar şu ifadeleri kullandı:

“Çenemde sağda ve solda kırıklar var. Platinler takıldı. Konuştuğumda zorlanıyorum, ama anlatmak zorundayım. Çünkü sadece Allah’ın sessiz kullarını doyuruyorum diye bu muameleyi gördüm. Savunacak hiçbir tarafları yok. Ben haftanın 2-3 günü Sarısungur, Akpınar ve Gülpınar mevkilerinde sokak hayvanlarını kendi cebimden para harcayarak besleyen birisiyim. Yine o günlerden birisiydi. Biz devletin arazisinde besleme yapıyorduk. Onların evinin bahçesiyle, kapı önleriyle alakası yok. Tanımadığım bir şahıs evinden çıktı ve bana doğru konuşarak geldi. “Sen burada besleme yapamazsın, neden besliyorsun” dedi. Ben de “Abi yaklaşma, git işine, burası senin kapının önü değil. Bunlar Allah’ın sessiz kulu. Ben besliyorum, siz doyurmuyorsunuz, ben doyuruyorum” dedim. “Neden yaklaşmayacakmışım” diyerek daha da yaklaştı. Daha sonra “Siz bunları burada besliyorsunuz, ben de onlara zehirli et vereceğim” dedi. Orada felçli olup yerde sürünen ve benim 3 ay boyunca tüm kış hap içirmek için her gün 20 kilometre yol giderek tedavi ettiğim köpeğe yemek yediği sırada taş attı. Daha sonra bir tane daha taş attı. Taşın isabet ettiği köpek can havliyle kaçtı. “Ne yapıyorsun sen?” diye bağırdığım zaman üzerime doğru koşarak çeneme, yüzüme yumruk attı. Kendime gelemedim. Kendime geldiğimde oğluma da saldırmışlardı. Karısı ve kızı karşıdan “İşte böyle besleme yaparsanız sopayı yiyip oturursunuz” diye bağırıyorlardı. Küfür ve hakaret ettiler. Hepsinden şikâyetçi olacağım. Yüzümde platinler var. Dikişlerim var. Ömür boyu ben bunlarla yaşayacağım. Bugün eşim gitti. Mamalarını koydu. Yine aynı kedi koşup gelmiş. Arabamı tanıyorlar. Tek suçum onlara bakmak.”

“Doktor raporuyla her şey ortada”

Saldırıya uğrayan Aysun Korkar ile birlikte besleme yapmaya giden Beyza Yerlikaya ise kendilerine karşı suçlamaların olduğunu ve bunların tamamının asılsız olduğunu belirterek, “Olayların bu kadar büyüyeceğini düşünmediler açıkçası. Çünkü orada 2 kadın ve 18 yaşını doldurmamış bir çocuk vardı. Olayların bu kadar büyüyeceğini düşünmedikleri için tek dertleri orada döveriz ve uzaklaştırırız. Bir daha da gelemezler. Sadece bu mantıkla yaklaştılar. 15 yaşındaki bir çocuğa ailecek saldırdılar. Biz orada yarım saat boyunca jandarma beklerken o köydeki tüm hayvan düşmanları sanki olayda oradaymış gibi toplanıp, yerde yatan kadına, 15 yaşındaki çocuğa ve bana resmen saldırdılar. Sadece oradaki hayvanları istemedikleri için bunu yaptılar. Ben yarım saat boyunca sakin kalarak hem Aysun ablayı hem oğlu Arda’yı hem de oradaki hayvanları korumak zorundaydım. Bir insan kendi elleriyle nasıl bu kadar parçalayabilir ki yüzünü. İki dakika sonrasında da yüksek ihtimalle avukat yönlendirmesiyle Arda’nın annesine kafa attığını ileri sürdüler. Doktor raporuyla her şey ortada zaten. 15 yaşındaki çocuğun yapabileceği bir şey değil. Arda en arkadaydı. Bizden uzaktaydı. Arda’ya video çekmesini söylediğimde adam Aysun ablaya vurdu ve yere düşürdü. Hepsini geçtim 15 yaşında 45 kilo bir çocuk bu şekilde çeneyi 4 yerinden kırıp 2 dişini sökemez. Karşımızdaki tanımadığımız adam elinde bir şeyle mi vurdu ne yaptı bilmiyorum. Beyin kanaması geçirdiğini zannettim. Jandarmayı ve ambulansı arayan bendim. Madem onların şikâyetleri vardı polisi ve jandarmayı arasalardı” dedi.

Kısa sürede Türkiye’nin gündemine oturan görüntülerde suçlanan Sabih Bozok, kendisinin hayvanlara ve kadına zarar vermediğini söyledi.

“Ben de bir hayvanseverim, hayvan düşmanı değilim”

Kendisinin de bir hayvansever olduğunu ifade eden Bozok, “Olayın geçtiği Akpınar mahallesinde bulunan evimi 6 yıl önce satın aldım. Evi satın aldığımda 8 yavru köpek vardı. Bu 8 yavruyu 7 ay besledim. Daha sonra köpeklere vermek üzere kaynattığım etlerin içine biri zehir atmış. Bunun üzerine 3 köpeği veterinere getirdim. Bundan sonra benim köpek kulübem vardı. Bu kulübemi diğer köpekler için bıraktım. Dükkândan çıkan artıkları da köpeklere götürüyordum. Bundan dolayı komşularım rahatsız oluyordu. Tepki göstermişlerdi. Ben hayvan düşmanı değilim, hayvan dostuyum” dedi.

Olayın öncesinde ve sonrasında yaşanan olayları anlatan Sabih Bozok, şunları söyledi:

“Bu arkadaşlar yaklaşık 7 ay önce bu köpeklere bakmaya başladılar. Besleme yapılan alanla, köpeklerin bulunduğu alan birbirini tutmuyor. Kulübe benim evimden 50 metre ilerdeyken, kemikler evimin önüne atılıyordu. Bunu söylememe rağmen tepkiyle yaklaştı. Argo cümleler kullandı. Bütün komşularıma aynı şekilde yaklaşıyor. O et ve kemikleri etrafa saçıyordu. Biz toplayıp kulübe önüne koymamıza rağmen tekrardan alıp evlerimizin önüne atıyordu. Bunu defalarca yaptı. En son arkadaşlara dedim ki, ‘Benim çektiğim videoyu silersin’ ama buraya atıldığı zaman bunları yemezler. Burada sinek, böcek ve pislik dolar. Buradaki insanlar mikroba bulaşır. Bunun hesabını kimse veremez dedim.”

“Kadın, oğlunun kafa darbesi ile yaralandı”

Olayın yaşanma anını da anlatan Bozok, kadına ve köpeğe şiddet uygulamadığını ifade etti. Bozok, yaşanan hadiseyi şöyle anlattı:

“Hanımefendi konuyu tamamen yalan söylüyor. Ellerinde kayıt var. Bana saldırdıkları görüntüyü atmıyorlar. Ben de bir hayvanseverim. Gelin orada bulunanlara, oturanlara sorun. Hayvansever olduğumu onlardan öğrenin. O kadının yapmış olduğu besleme yanlış. Ben uyardığım için kadın bana saldırdı. Arkamdan sarıldı. Oğlundan aldığım yumrukla ben kendimi kurtarmaya çalıştım. Kafa atarken ben çekilince annesine kafayı oğlu attı. Ben kesinlikle kadın ve hayvana saldırmadım. Kesinlikle yalan. Görgü şahitlerim zaten bu konunun peşindeler. Hanımefendiye 'pardon' diyerek elimi uzatmadım”