Gülhanım Dal Eskişehir'in merkezinde, Reşadiye Camii'nin yanındaki parkta kuşlar için yem satıyor. 66 yaşındaki Dal, oğlu, gelini ve torunlarıyla birlikte yaşıyor ve aileye katkı sağlamak için parkta bardağı 1 liraya kuşlar için yem satıyor. Çok şükür bugünümüze diyen Gülhanım teyze "Belediyelerimizden de Allah razı olsun karışmıyorlar bize. Ekmek paramı kazanıyorum" diyerek haline şükrediyor. 15 yaşında ailesi tarafından evlendirilen Gülhanım teyze "Çocuktum, kolumdan tutup verdiler beni. 36 sene dayak yedim, kocamla o öyle bu böyle diye oturup konuşmazdık hiç" dedi. İşte Kuşların Annesi Gülhanım teyzenin kendi ağzından zorluklarla dolu hayat hikayesi.

ÇOCUKTUM, KOLUMDAN TUTUP EVLENDİRDİLER: 66 yaşındayım. Okula falan gitmedim hiç. İmza atmayı bile bilmem. Köy yerinde kızlar okumaz derlerdi. Neden okumasın kızlar? Erkekler neden okuyor? 15 yaşında evlendirdi annemler beni. Babam vermeyelim onlara dedi ama annem diretti. Çocuktuk, bilmiyorduk. Kolumdan tutup verdiler beni öylece. 36 sene dayak yedim. 36 senenin adı var. Çok hayırsızdı kocam, hep içki içerdi, çalışmazdı. Bir dilim ekmek getirmezdi eve. Atımız vardı. Kağıt toplayarak geçiniyordum. Esnaflar sağ olsun bana veriyorlardı kağıtlarını. Aylık ortalama 200 lira kazanıyordum. Hayvanın yemini alıyordum, gerisi de bana kalıyordu. Kocamla hiç o öyle, bu böyle diye konuşmazdık. Kansere tutuldu son zamanlarında başladık konuşmaya. 2 ay konuşmuşuzdur toplasan 36 senede. 15 sene önce vefat etti.

O OKULA GİTSE KARDEŞLERİNE KİM BAKACAK?: 6 tane çocuğum vardı, birini kaybettim. 17 ay oldu. Oğlumu torunumun nişanında kaybettim. Nişana gitmemiştim ben. Kavga çıkmış oğlumu vurmuşlar. Oracıkta yığılıp kalmış. Elim, ayağım, her şeyimdi o benim. Bana o bakıyordu, ihtiyaçlarımı o karşılıyordu. Dayanamıyorum hiç cenazeye falan artık. Konuşmayalım onu daha fazla içim dayanmıyor. En küçük oğlumun evinde yaşıyorum şimdi. Oğlum, gelinim, 4 torum bir de ben 7 kişi yaşıyoruz. Kızlarım gelip gitmez bana. Diğer çocuklarım da kendi ailesini geçindiriyor ancak. Oğlum sıvacı. Günlük çalışıyor. 60-70 lira alıyor günlük. Sigortası yok. Gelinim de kağıt topluyor. 3 tane çocukları okuyor. 4 torunumdan en büyüğü 13 yaşında o evde kardeşlerine bakıyor. İlkokulu bitirince okula gitmedi. O okula gitse kardeşlerine bakacak kimse yok. Evimiz kömürlü yanar o çocuklar diye korkuyoruz. 

ESKİŞEHİR FAKİR YATAĞI: Burada kuş yemi satarak ekmek paramı çıkarmaya çalışıyorum. İki aydan iki aya 550 lira dul aylığı alıyorum bir de. Buradan güde 10-15 lira kazanıyorum. 12 gibi gelip 3'e kadar duruyorum. Ekmek param oluyor. Belediyeler sağ olsun bir şey demiyor. Eskişehir fakir yatağı. Allah razı olsun belediyelerimizden. Buradan kalk şuraya otur demiyorlar. Kuşlar bana alıştı. Şuraya biraz yem atayım hepsi iner.  

İHTİYACIM OLMASA DURMAM: Bir de 4 senedir Vişnelik'te peçete, yara bandı satarım. Oradaki insanlar çok iyi, komşuluk var. İnsanlıkları bir başka oranın. Öğlen yemek falan veriyorlar bana mendil satıyorum diye. Hırkalarımı, kazaklarımı, ayakkabılarımı Vişnelik'teki bayanlar getirdi. Kuş yemlerimin tanesi 1 lira. İhtiyacım var yoksa burada durmam sıcakta, soğukta. 10 tane satsam ekmek alıyorum, zeytin alıyorum. Oğlum gelinim 4 tane de torunum var. Torunlarım 13, 12, 7, 3 yaşındalar. Arada onlara çekirdek falan alıyorum, seviniyorlar. Borcumuz var. Tek derdim o. Çok şükür bugünüme.