Başarı için denemekten vazgeçmeyin

ESOGÜ öğrenci profilini nasıl tanımlarsınız, öğrencilerinizi garda bizzat karşılaşmıştınız, şehrimize yeni gelen öğrencilere ne söylemek istersiniz?

Üniversite yılları gerçekten okumak ve bir şeyler öğrenmek için hayatımızın geri kalanına göre en fazla vaktinizin olacağı dönem. Bu yüzden bol bol okumalıyız. Her şeyi derse girerek öğreneceğimizi sanıyorsak aldanmış oluruz. Ders dışında mutlaka diğer şeyler için de zaman ayırın, şehri gezin, kültür sanat faaliyetlerine katılın, üniversitede düzenlenen sempozyumlara konferanslara katılın. Öğencilerimiz,  derste not tutma alışkanlığını elde etsinler. Not ortalamalarını yüksek tutmaya özen göstersinler, ailelerinden ayrı kalmak biraz özgürlük hissi verebilir bu yüzden ilk yıllarda derslerini ihmal edebilirler; bunu yapmayalım. Daha sonra notumuzu yükseltiriz şeklinde anlayışın yanlış olduğunu unutmasınlar. Bu kendi kendimizi kandırmadır. Eğer bölümleri İngilizce değilse mutlaka İngilizce öğrenmeyi planlarınıza dahil etmelidirler. Yabancı dil, zaman kaybı değil,  tam aksine beynin dinlenmesini de sağlayan önemli bir boş zaman aktivitesidir. Ders çalışmayı vize-final akşamına bırakmayalım. Derslere girmeden önce, derse hazırlıklanırlarsa, imtihanlarda daha başarılı ve daha yüksek not alacaklardır. Hata yapmaktan korkmamalıdırlar. Hatalar olmadan büyüyemeyiz, onlar olmadan öğrenemeyiz. Olumsuz gözüken her şeye bir tecrübe gözüyle bakmalı ve onlardan bir anlam çıkartmaya çalışmalıyız. Büyük başarılar, büyük hayaller ve büyük tutkular gerektirir. Hayaller, başarınızın yakıtıdır. Hedefinizi yüksek tutun. Hedefe ulaşmanızın anahtarı, yani başarının özü çalışmaktır. Başarı için de denemekten asla vazgeçmeyin, denemek en acımasız öğretmendir; ancak en iyi öğretmen de odur. Üniversitede her şeyiniz arkadaşlarınız olacak, bu seçimi çok iyi yapmalısınız, Ev arkadaşınızı da dikkatli seçmelisiniz . Atatürk’ün, istiklal ve Cumhuriyetimizi sizlere emanet ettiğini aklınızdan çıkarmayın. Sizler bu emanete sahip çıkarken, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaçlayan görüşlere ve tehlikelere karşı uyanık olmalısınız.  

Amacımız modern eğitim 

ESOGÜ köklü ve eğitim olanakları yüksek bir üniversite, daha farklı projeler olacak mı üniversite bünyesinde?

Evet. Öğrencilerimize 21'inci yüzyıl becerilerini kazandırmaya ve onları gerçek hayata hazırlama konusunda çalışmalarımız var. Üniversitemizde şu anda eğitim fakültesi ile birlikte her fakültenin içerisinde hocalarımızın bir araya getirdiği bir araştırma komisyonu kurmak istiyoruz. Bu araştırma gurubu ile üniversitedeki öğrencilere daha iyi ve modern eğitim verebilmek için, eğitim metotlarının modernleştirilmesi amacıyla eğitim ve öğretimde inovasyonu amaçlamaktayız. Üniversitelerin bir amacı da öğrencilerin modern ve bilimsel açıdan en iyi öğrenebilecekleri ortamı yaratmak; onları 21'inci yüzyıl becerilerini kazandırmak, yaratıcılık düzeyi gelişmiş, eleştirel düşünme problem çözme ve karar verme yeteneği kazandırılmış, tam donanımlı geleceğin liderlerini yetiştirmek. İkinci hedefimiz öğrencilerimizin daha iyi eğitim alabilmeleri için programların akreditasyonunu sağlamak. Bu amaçla her bölümün akreditasyon yapmaları için uğraşı veriyoruz. Her sene daha fazla bölüm akreditasyon alacağını ümit ediyoruz. Bu yavaş ilerleyen bir süreç ancak en kısa zamanda bu sürecin tamamlanacağına inanıyorum.  Üniversitemize daha fazla yabancı öğrenci almak istiyoruz. Eylül ayında açtığımız ek kontenjanlarla yabancı öğrenci sayısını artırmak ve bu alanda da uluslarasılaşmak hedefimiz. İleride bu öğrenciler kendi ülkelerine dönüp bürokraside yönetici olduklarında hem Türkiye hem de üniversitemiz ile kendi ülkeleri ve üniversiteleri arasında işbirliğinin kurulması ve geliştirilmesinde köprü görevi göreceklerdir. Osmangazi üniversitesini araştırma üniversitesi haline getirmek yönetim olarak diğer hedefimiz. Bu doğrultuda yükseklisans ve doktora öğrenci sayımızı artırmak zorunlu. Yeni yükseklisans ve doktora programlarıyla bu sayının artacağını ümit ediyorum. Üniversitenin yayın sayısının artması da bu açıdan önemli. Uluslararası ratinglerde Osmangazi üniversitesinin yer alması için de gayret ediyoruz. Araştırma üniversitesi ve uluslararası ratinglerde Osmangazi Üniversitesinin yer alması için stratejik plan oluşturmak ve takibi için bir rektör danışmanı atamış bulunmaktayım.  Üniversitenin çıkardığı dergileri uluslararası endekslere girmesi için tek bir elde topluyoruz. Bu amaçla bir merkez kurmak için çalışmalarımız bitmiş durumda. Kurduğumuz Osmangazi Üniversitesi yayınevi ile bilim, sanat kültür alanında yayın yapmak hedefindeyiz.  Temelini attığımız adımlar ileride meyve verip bir Oxford veya Cambridge Üniversitesi kitap veya dergileri gibi saygın bir yer neden edinmeyelim. Biz başlatalım bizden sonraki gelenler de, aynı hedef ve hayali yaşatsınlar ve uğraşsınlar bu amaca ulaşabiliriz. Çalışanlar kendi kurumlarının amaç, yöneliş ve özelliklerini berrak bir biçimde anlarlarsa örgütlerine daha büyük bir destek ve bağlılık göstereceğinden ve yaratılan kurumsal kimlik, kaliteli yüksek vasıflı personel ve akademisyeni üniversiteye çekeceğinden vizyon, hedef ve stratejilerimizi destekleyecek kurum kültürünü ve buna bağlı yaklaşım ve davranış biçimlerini oluşturmak için çalışmalar yapıyoruz. Bu konuda da alanında uzman bir rektör danışmanı görevlendirilmiş durumdadır. Dijital üniversite de en büyük hayalim. Maddi imkanlar elverdiği ölçüde, yaşam boyu öğretimi hedefleyen dijital eğitimi hayata geçirmek istiyoruz. Bu konuda da eylem planı hazırlanmaktadır. Bütün bu proje ve hedefleri sadece ben değil, rektör yardımcılarım, danışmanlarım ve üniversitesi için bir şeyler yapmak gayreti içerisinde olan tüm akademisyenlerle birlikte koyuyoruz ve gerçekleşmesi için gayret gösteriyoruz.

Üreten öğrencilerimizi her zaman destekliyoruz

Teknoloji hızla ilerliyor, günümüz gençlerini bu konuda üretken ve başarılı buluyor musunuz?

Evet özellikle öğrencilerimizin çalışmaları, sadece Osmangazi Üniversite’sinin değil, diğer üniversitelerin de çalışmalarını basından takip ediyoruz. Kendi üniversitemizde örneğin, öğrencilerimizin bizzat yaptığı devrim26 elektrikli otomobil çalışması söz konusu. TÜBİTAK yarışmasında finale kaldı. Elektrik elektronik mühendisliği öğrencilerimizden oluşan SARTEK roket takımı Teknofest roket yarışmasında finalistler arasında yer alması da bizi mutlu etti. Teknofestte ödül alan ESOGÜ Horus takımı, ESOGÜ Phoenix takımı ve diğer takımlarımızla da gurur duyuyoruz. Öğrencilerimizi bu konuda canı gönülden destekliyoruz. Bu tür başarılar, idealist danışman hocaları sayesinde gerçekleşmelidir. Bana göre Üniversite’de hocalarımız sadece derse girip çıkmakla kalmamalı; öğrencilerimizden grup oluşturup, onlarla özel olarak ilgilenmeli, onlarla projeler yapmalı, icabında yurt dışı yayın yapmaya teşvik etmelidir. Bu şekilde özel olarak ilgilenirlerse geleceğin bilim adamlarını da yetiştirirler. Bu şekilde çalışmalar da iyi bir eğitimin parçası, olmazsa olmazıdır. Rekabetçi iş dünyasının gerektirdiği bilgi ve donanıma sahip; tasarlayan, yapan, yaşatan, yenilikçi, yaratıcı, girişimci, öğrenciler ancak bu şekilde yetiştirilebilir. Bu vesile ile belirtmem gerekirse, TÜBİTAK 2242 üniversite öğrencileri araştırma projelerine katılım ve başarı oranını Üniversitemizde artırmalıyız. 

Araştırmak vazgeçilmez olmalıdır

Üniversitelerde hocaların sadece eğitim vermemesi gerektiğini, aynı zamanda her anlamda araştırmacı olması gerektiğini söylediniz, bu uygulamanın öğrencilere ne gibi katkıları olacaktır?

Araştırma ve öğretim birbirini tamamlar. Araştırmanın getirdiği yeni düşünceler olmadan üniversite düzeyindeki öğretimden bahsedilemez. Araştırma ve öğretim, öğretim üyelerinin kimliklerinin bir parçasıdır. Üniversite profesörü, kendisini, başkalarından kaynaklanan bilgiyi öğrenci kuşaklarına aktarması beklenen bir öğretmen değildir. Çoğu zaman, yanında lisansüstü öğrencilerin çıraklık etmesi suretiyle yeni bilgiler ürettiği varsayılan ve bütün düzeydeki öğrencilere en son, en aktüel bilgileri aktaran biridir. Ancak araştırmadan neyi kastediyorum. Araştırma, sorgulama, kabul edile gelmiş yargıların değiştirilmesi amacıyla yeni bulguların ışığında yapılan çok kapsamlı inceleme ve deneylerdir. Okumak ve incelemek ve deney yapmak, araştırmanın vazgeçilmez unsurudur. Ancak buradaki okuma, özel bir okuma biçimidir. Amaçlı, planlı ve bir hedefe yönelik okumayı kastediyorum. Araştırmayı tamamlayan da yayımlamadır, yayın yapmadır. İkisi yakın ilişkilidir. Kabul edilebilir bir yargının değiştirilmesinde, yeni fikrin açıklanması, tartışılması, kabul ya da ret edilmesi gerekir. Bu da yeni fikrin yayınlanmasını gerektirir.

Akademisyenler hiç büyümeyen öğrencilerdir

Öğretim üyelerinin hedefi ölümsüz olmaktır. Bu da araştırma yapmak ve araştırma sonuçlarını yayınlamakla olur. Öğretim üyelerini araştırma yapmaya iten en önemli etken, öğrenmeye ve bilime duyulan tutkudur. Biz de üniversitemizde, öğretim üyelerinin bazılarında bu tutkuyu artırmaya; bazılarında ise küllenmiş olan bu tutkuyu canlandırmaya çalışıyoruz. Akademisyenler hiç büyümeyen öğrencilerdir. Yaşam boyu öğrenci kalmak isterler. Artık öğrenme ihtiyacı hissetmeyen hocalarımızla mücadele edilmelidir. Onları yeniden öğrenci olmaya teşvik edilmelidir. Aksi takdirde bu kişilerin yeni bilgi öğrenmesi mümkün olmayacağından, öğrencilere verecek yeni bilgileri de olmaz. Bunun sonucunda her yıl aynı bilgi seviyesinde öğrenci mezun etmiş oluruz ki, bu da bizi üniversite olmaktan çıkarır. Yeni bir şey öğrenmeden, araştırmadan çeyrek yüz yıl boyunca aynı şeyi öğreten akademisyenin yetiştirdiği öğrencilerin ülkenin gelişmesine katkısı ne olabilir ki. Zaten aynı konuları her yıl anlatan akademisyende de, bezginlik olacak, dersi şevkle anlatmayacaktır. Bezgin hocaların derse girmesiyle girmemesi arasında, öğrenci açısından bir fark olmayacaktır. Çünkü öğrenci o dersi derste öğrenemeyecektir. Bezginliğin üstesinden gelmenin en sağlıklı en etkin yolu, araştırmadır. Araştırma için de zaman lazım. İkinci öğretim-yaz okulu olunca 2 hafta sonra dersler başlıyor. Araştırmaya yönelik öğretim üyelerinin bulunduğu kürsüde, bezgin kişilerin barınabilmesi olasılığı azdır. Bunun tam tersi de geçerlidir. Bu hocalar doktora öğrencisi de almıyor, çünkü araştırma yapmak gerekecek, meşakkatli iş. Üniversitenin imkanlarını kullanacaksın, daha önce akademik çalışma yapanların yarattığı ünü, daha da yükselteceği yere, sadece ders vererek kullanacaksın, faydalanacaksın, ama bu ünün artması için hiçbir Ar-Ge yapmayacaksın, yayın yapmayacaksın. Bunun gerek etik, gerek akademisyenlik kimliği ile bağdaşabilir yönü yoktur. İbni Sina’ ya atfedilen söze büyük önem veriyoruz. İlim iltifat görmediği ve huzurun olmadığı ortamda fazla barınmaz.

Üniversitelerde hâlâ benimsediği siyasi fikrin veya dünya görüşünün etkisinde olan hocalarımız var 

Başarı hikayesi olan hocalara maddi açıdan destek olamasak da onları onurlandırıyoruz. Resimlerini bütün fakültelere girişlere astırıyorum. Akademik barışa ve huzura önem veriyorum. Ne yazık ki, Üniversitelerde öğretim üyesi olmasına rağmen hala sahip olduğu siyasi fikrin veya dünya görüşünün etkisinde olan hocalarımız var. Hocaların dünya görüşüne veya siyasi görüşüne saygılıyız; bir siyasi fikir benimsemesin demiyoruz; insanın doğasında var bu. Karşı olduğumuz akademik ve idari yönetimde, insani ilişkilerde bu görüşlerin etkisinde kalıp ayrımcılık yapılması. Bilim adamlığı kimliği ile bu şekilde bir ayrımcılığı bağdaştıramıyoruz. Bu kişilerin neden olduğu ayrımcılık yüzünden birbiriyle konuşmayan, selam bile vermeyen hocalar var. Bu tür küskünlükler, akademik huzuru bozmaktadır. Akademik huzuru ve barışı sağlamak bizim Yönetim olarak görevimiz. Bu yüzden, biz, yönetim olarak üniversitemizde bunların üzerine gitmekte kararlıyız. Üniversitelerde, zirvedeki araştırma üniversitelerinde her türlü siyasi görüşe, yaşam biçimine saygı vardır. Saygının olmadığı yerde, ayrımcılık, mobing vardır. Bu tür insanlar akademik çalışmaya değer vermez; kürsüde çalışacak olan insanın kendi siyasi görüşünde olmasına bakar. Başkalarına mobing yapar ve bunun sonucunda alanının uzmanı olan kişiler, akademik huzurun ve barışın olmadığı üniversiteden kaçar. Oysa araştırma üniversiteleri pek az kişinin anlayabileceği her türlü akademik uzmanlık alanına ev sahipliği yapar. Ancak evde huzur yoksa o evden kaçan birçok uzman olur ve orası sıradan bir üniversite haline gelir. Sıradan üniversite de kağıt üzerinde üniversite anlamındadır; gerçekte liseden bir farkı yoktur orasının. Aynı sorun idari personelde de var. Oya Anayasamız 10. Maddesinde, kanun önünde eşitlik ilkesini getirmiş. Üniversitemizde İş Etiği İlkelerini de belirledik. Bu ilkelerden biri de  statüsü ve görevi ne olursa olsun, tüm paydaşları eşit bireyler olarak görür; meslektaşlarına, çalışanlara ve öğrencilere karşı politik gerekçelerle, ırk, dil, din, cinsiyet, etnik köken, fiziksel engellilik ya da keyfi ve kişisel nedenlerle ayrım yapmazlar; her türlü ayrımcılıktan kaçınırlar. Bu hükümler kağıt üzerinde kalmayacaktır. Bu hükümleri uygulamamız yönetim olarak bizim görevimizdir.

Biz değişim istiyoruz

Yönetimin tüm paydaşları olarak bizler değişim istiyoruz; öğretim üyeleri arasında rekabet istiyoruz. Değişime karşı olan kişiler, biz ve bizim gibi düşünenleri sevmemesi doğaldır. Değişime karşı olan bu kişilerin beni sevip sevmemeleri umurumda değil. Bilimin hızla ilerlemesi, günümüzde en geçerli bilgilerin doğasına uygun olarak sabit kalmaması demektir. Dönemimizin en belirgin özelliği, bilgi olağan üstü biçimde artmakta, buna bağlı olarak da geçerliliğini yitiren teori ve düşüncelerin hacmi de artmaktadır. Eğer araştırmazsak, öğrencilere aktardığımız bilgiler de belki de geçerliliğini yitirmiş, aksi ispatlanmış düşünce ve teorilerdir. Bir yerde okumuştum en seçkin araştırma üniversitelerinde öğretim üyeleri hafta da en az yirmi saatlerini araştırmaya ayırmaktadır. Biz Osmangazi’de hocalarımızdan bunu istiyoruz. 

ESOGÜ bünyesinde yeni bölümler açılacak

Üniversite bünyesinde yeni bölümler açılması ile ilgili çalışmalarınız var mı, varsa hangi bölümler yer alacak?

Bildiğiniz üzere, ESOGÜ’de Hukuk Fakültesi açıldı. Bununla beraber 2020’den itibaren öğretim üyesi almaya başlayacağız. ESOGÜ Hukuk fakültesinde öğretim üyesi olmak için bir çok CV geliyor şuan. Bu CV’leri değerlendiriyoruz. Hukuk Fakültemizin Türkiye’de ismi olan bir hukuk fakültesi olmasını istemekteyim. Bu yüzden her CV’yi gönderene fakülteye almak istemiyorum Bilimsel çalışma yapma tutkusu olan ve yabancı dili olan öğretim üyelerini seçiyoruz. Yani bilimsel çalışmaya tutkulu olan herkesi Osmangazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde görev vermek için çalışıyoruz. 2020’de öğrenci alımı için gerekli olan asgari öğretim üyesine ulaşırsak 2020 veya 2021’de Hukuk Fakültesi’ni faaliyete geçirmek istiyorum. Hukuk Fakültesi binası inşası için devletten para istedik, Eğer gelirse fakülte binamızın inşasına başlamış olacağız. İkinci olarak ise Bio-Medikal Mühendisliği bölümümüz var. Bu bölüm daha önce açılmıştı. Biz bu sene iki tane kadro açtık. Kadro açarken de özel şart da koymadık. Buranın çok kaliteli olmasını istiyoruz. Kadroya 30’un üzerinde başvuru oldu. En yüksek puanı alan ve patent çalışması olan hocalar arasından seçim yapıldı. Bir dahaki sene de bu bölüm için yeniden kadro açmak istiyorum. Bio-Medikal bölümünü canlandırmak istiyorum. Üniversitemizin örnek gösterileceği bir bölüm olmasını istiyorum. Fen-Edebiyat Fakültesinde Aktüerya bölümü açmak istiyoruz. Buna ilişkin YÖK’e başvurumuzu yaptık. Yine Fen Fakültesi’nde Computer Science dediğimiz bilgisayar bilimleri bölümünü açmak istiyoruz. Bu bölüm, matematik tabanlı yazılım odaklı. Bu bölüm içerisinde de yapay zeka alanında da çalışmaların üretildiği bir bölüm olmasını hedeflemekteyiz. Bu bölümün açılaması için de YÖK’e başvurduk. Orta vade de Lojistik bölümü açmak da istiyorum. Lojistik bölümü ile ilgili çalışmalarımızda buradaki öğrencilerin daha çok Eskişehir’in demiryolu kümelenmesi dikkate alınarak demiryolu taşımacılığında lojistik eğitimi almasını hedefliyorum. Yüksek lisans programları ile ilgili çalışmalarımız da devam ediyor. Örneğin, havacılık bilimi ve teknolojileri alanında doktora programı açmak istiyoruz. Artık Türkiye’nin ihtiyaçlarına hizmet eden yeni bölümler açılması gerekiyor.

Üniversite sanayi işbirliğine önem veriyorsunuz, bu çalışmanın hedefi nedir?

Üniversite sanayi işbirliğinin önemli hale gelmesinin dört nedeni; büyük toplumsal ve teknik gelişim; bu alandaki problemlerin çözümü ancak, bilim-sanayi- kamu işbirliği sayesinde çözülebilir. Özellikle enerji, iklim, sağlık, güvenlik, yaşlanan toplum, devinim, eğitim gibi konularda bu işbirliği ihtiyacı her geçen gün artmaktadır. İkinci sebep, bilimsel bilgi, günümüzde daha çok önem kazanmakta, mesleki alanları daha fazla şekillendirmektedir. Bilginin hızlı ve verimli transferi, yeni proses, teknoloji ve hizmet alanları alanlarında çok büyük önem kazanmıştır. Global rekabet alanında, biz bu alanlarda en iyileri arasında olursak, ülke olarak rekabet edebiliriz. Üçüncüsü, bilim de artık globalleşmiştir. Kurumsal ve coğrafi sınırları aşan ağlar sayesinde sınır tanımayan bilimsel iş birlikleri sayesinde her gün yeni şeyler doğmaktadır. Küresel zorluklar, yeni meslek alanları, dünya çapında birbirine bağlı bilim ve finansal kaynak, iyi üniversite olmanın ana nedeni, bu da bilim, sanayi ve toplum ağına üniversitelerin düğümlenebilmeleri için dört neden.

Üniversite sanayi İşbirliğinin hem üniversite hem de sanayi için birçok artı değer sonuçları vardır:

Üniversite için:

  • Eğitim ve araştırma çalışmaları için finansal destek sağlamak,
  • Sanayi ile işbirliğini önkoşul olarak gören kamu fonlarından yararlanmak,
  • Kamu fonlarına nazaran daha az kural ve sınır içeren özel fon akışını çoğaltmak,
  • Üniversitelerin Kamu yararına hizmet sunma misyonunu yerine getirmek,
  • Öğrencilerine ve fakültelerine endüstriyel tecrübe alanları açmak,
  • Bölgesel ekonomik gelişmeye katkıda bulunmak,
  • Mezunlarına iş alanları yaratmak.

Sanayi için,

  • Üniversitenin araştırma altyapısına ve insan kaynaklarına erişmek,
  • Kendisinde olmayan laboratuar uzmanlıklarına erişmek,
  • Üniversitelerce sağlanan sürekli eğitim faaliyetlerinden yararlanmak,
  • Şirket prestiji ve imajını yükseltmek,
  • Teknolojilerinin genişlemesine ve yenilenmesine olanak sağlamak,
  • Gelecekteki elemanlarını seçebilmek,
  • Rekabet öncesi araştırma olanakları sağlamak, üniversitenin temel ve uygulamalı araştırma sonuçlarına erişerek bunlardan yeni ürün ve proses geliştirme çalışmalarında yararlanmak,
  • Kendi araştırma kapasitesini artırmak,
  • Bölge ve ülkeye karşı sosyal sorumluluk görevini yerine getirmek.
  • Yeni teknoloji ve stratejik konularda derinlemesine çözümlemeler yapabilme yetenek ve sistemlerinin geliştirilmesi kabiliyetinin artması

Biz de para kadar değerli bir değer var

İyi üniversitelerin ana özelliği, mükemmel öğretim ve mükemmel araştırmadır. Öğretim ve araştırmalar da bu iş birlikleri sayesinde mükemmel hale gelir. Sadece sanayi alanında değil, toplumsal sorunların çözümünde, sosyal innovasyon çalışmalarında, üniversite, sivil toplum kuruluşları, vakıflar ve kamu (belediye dahil) işbirliği büyük önem arz ediyor. Aynı zamanda üniversitelerin de, yaratıcı, innovatif ve toplumsal açıdan önem kazanması için de bu işbirliği önemlidir. Biz Eskişehir’in tüm ekonomik ve sosyal paydaşlarıyla iş birliği yapmak; sosyal projelerde paydaş olmak; hatta öncüsü olmak istiyoruz. Yakın zamanda bu konudaki hazırlık çalışmalarımız bittiğinde sizlere duyuracağız. Yalnız, toplumdaki yanlış anlamayı da bertaraf etmek istiyorum. Osmangazi Üniversitesinde para var; bütün projeleri o finanse etsin. Açık ve seçik söylüyorum; bizde para yok; ancak para kadar kıymetli bir değer var: Bilgi. Bizim parolamız: “innovasyon için üniversite-sanayi-toplum işbirliği: Osmangazi Üniversitesi Bilimsel Araştırma Kampüsü- Kampüste Sanayi” Ancak “bilimsel araştırma kampüsü” derken, sadece fen, tıp, mühendislik alanlarında değil, sosyal bilimler alanında da öncü araştırma kampüsü olmak hayalimiz. Bu konuda Eskişehir’in tüm sivil toplum örgütlerinden maddi ve manevi destek bekliyoruz ve işbirliği istiyoruz. Bu işbirliğinin faydasını görecek olan da Eskişehir’imiz ve nihayetinde Türkiye’dir. Bilimsel araştırma kampüsü olma hayalimiz sadece bu alanlarla da sınırlı değildir. 

Ziraat Fakülteleri sürece dahil edilmeli

Bildiğiniz üzere üniversitemizde Ziraat Fakültemiz de bulunmaktadır. Ziraat fakültemizi de bilim ve sanayi –kamu işbirliğinde daha aktif halde görmek istiyoruz. Zira, tarım sektöründe de innovasyon ve verimlilik Türkiye’nin ekonomik refaha ermesinde büyük önem arz ediyor. Tarım, savunma sanayi kadar stratejik bir sektördür. Dünya nüfusunun 2050’de 9,8 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Dünya nüfusu artıkça yeterli ve sağlıklı beslenme sorununun çözümünde tarımsal verimliliğin önemi de artmaktadır. Tarım alanlarımızda gübre ve su uygulamalarında bilgi ve teknolojinin sürece dahil edilerek kaynakların etkin kullanımı ile verimi artırabiliriz. Hasat ve hasat sonrası işlemlerde kayıpları önlemek de verimlilik sorunu içerisinde yer almaktadır. Verimlilik artışını sağlayan önemli etmenlerden biri de toprak ıslahıdır. Tarım uygulamaları yapılan alanların organik madde ve mineral içeriği bakımından zenginleştirilmelidir. Bu konudaki argronomik araştırmalara Ziraat Fakülteleri de sürece dahil edilmelidir. Tarımsal üretimde verimlilik artışında, doğru tohumluk, hastalık ve zararlılara karşı koruma, mücadele etme uygulamaları, doğru zamanda ve miktarda sulama uygulamaları, hasat ve harman kayıplarının azaltılması, depo kayıplarının azaltılması önemli faktörlerdir. Tarımsal ürün ve verimlilik yanında tarımsal ürün çeşitliliğinin korunması ve geliştirilmesi de büyük önem arz ediyor. Bu alandaki bilimsel çalışmalarda ve sosyal sorumluluk projeleri kapsamımda çiftçilerin eğitimde Ziraat Fakülteleri ve kamu işbirliği önem arz etmektedir. Her sektörde olduğu gibi, tarım sektörün de bilgi yoğun bir sektör haline gelmiştir Bu bağlamda tarım teknolojileri ile katma değer ürün üretmek de büyük önem arz etmektedir. İnnovatif gıda ürünleri geliştirme konusunda yol katan ülkeler incelendiğinde innovasyon kapasitesi, üniversite sanayi işbirliği, Ar-ge araştırmaları ve yatırımlarının yoğunluğu göze çarpmaktadır. İnnovatif tarım ve tarım 4.o, tarımsal teknolojiler ve akıllı tarım uygulamaları, Türkiye’nin tarımdaki stratejik üstünlüğünün artmasını sağlayacaktır. Biz de Osmangazi üniversitesi olarak hem ziraat fakültesi hem de mühendislik fakültesi arasındaki disiplinler arası çalışmalarla Türkiye’nin bu alanda gelişimine katkıda bulunmak ve bu suretle de ülkemize hizmet etmek istiyoruz. 

Eskişehir her yıl üniversiteleri çok sayıda öğrenci tarafından tercih edilen bir il, bunu neye bağlıyorsunuz?

Eskişehir güzel bir şehir. Eskişehir halkı öğrencilere değer veriyor. Eskişehir, öğrenciler için sosyal ve kültürel eğlence olanakları geniş bir şehir; öğrencilerin her günü sanat ve kültürle doya doya geçirebilecekleri bir şehir. Üniversitelerin öğrenci kulüpleri sayesinde her konuda farklı tecrübeler edinebiliyorlar. Boş zamanlarında dinlenebilecekleri, boş zaman aktiviteleri zengin olan bir şehir Eskişehir’in bu anlamda bir ünü var ve bunu duyan öğrenci Eskişehir’e geliyor. Eskişehir, üniversiteleri ile bütünleşmiş durumda. Üniversite ortamı açısından Eskişehir mükemmel bir ortam sağlıyor öğrencilere. 

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Biz Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi ve Eskişehir Teknik Üniversitesi ile beraber kardeş üniversiteler. Bu üniversitelerle biz bir aileyiz. Bu aile, Türkiye’ye Eskişehir’e büyük hizmet vermek için çaba içerisindeler.  Üniversitelerimiz araştırma ve eğitim kurumu olmanın ötesinde misyon yüklenirler ve bulundukları ortam ve çevreye vizyon koyan, ufuk açan, şehir ile bütünleşerek şehri daha ileriye taşıyabilen kurumlardır. Ekonomik katkı kadar şehrin sosyo kültürel yapısına da öncülük ve rehberlik ederler. Üniversiteler, Eskişehir’in sağlık gibi temel problemlerini çözdüğü bir kurumdur;  tüm özel ve resmi kuruluşların eğitim ve kültür danışmanlığını aldığı kadrolardır. Bu nedenle Eskişehir halkının, tüm sivil toplum kuruluşlarının bize maddi manevi desteklerini esirgememesini istiyoruz. Çünkü üniversitelerin gelişmesi Eskişehir’inde gelişmesi demektir. Eskişehir’in gelişmesi ülkenin gelişmesi demektir. Sadece tek taraflı olarak üniversitelerin katkısı ile bu gelişim sağlanamaz veya sadece şehrin desteğiyle de bu gelişim sağlanamaz. İkimiz de birbirimize muhtacız ve birbirimizi desteklemeliyiz. Birbirimizle kucaklaşmalıyız.

Gazete Eskişehir Ekspres'in Ekim sayısından...