Alkan, "Salgının artarak devam ettiği koşullarda yüz yüze ve uzaktan şekilde eğitime devam etmekte olan biz eğitim ve bilim emekçileri ağır ekonomik koşullar altında ve her gün artan iş yükü ile mesleklerimizi yapmakta, tüm öğrencilerimize okul öncesinden üniversitelere kadar ulaşmaya çalışmaktayız. Tek bir çocuğumuzun, gencimizin bile geride kalmaması, salgına karşı çaresiz ve umutsuz hissetmemesi için var gücümüzle çalışmaktayız" dedi.

"Kalıcı tedbirler almak zorundayız"

Alkan, "Sendikamıza her gün vaka tespit edilen öğrenci ve öğretmen bilgileri gelmektedir. Sınıfların ve okulların art arda kapatıldığını görüyoruz. Mutlaka il eğitim müdürlükleri ve bakanlık ile Sağlık Bakanlığı arasında vaka tespit edilen sınıfların, okulların karantina süresinin incelendiği bir sürecin ilerlemesi gerektiğini söylemiştik... Yine vurguluyoruz; Hibrit eğitim sürecinde Eskişehir'de işletilen tek süreç, sınıfların ve okulların kapatılması şeklindedir. Kalıcı tedbirler almak zorundayız. Öğrencilerin ve eğitim çalışanlarının sağlığı için bu şarttır. Süreç böyle giderse bir kuşağı ve eğitim çalışanlarının sağlığını kaybedebiliriz. Okullar hayatın bir parçasıdır ve günlük yaşamdan izole değildirler. İlimizde günlük vaka sayısının binlere ulaştığı bir ortamda okullardaki durum daha da kötüye gitmektedir. Merkezden ilçelere kadar artan vaka sayıları eğitim sürecini tıkamıştır. En önemli belirleyici yoksulluktur. Çocuklarını okula gönderip göndermemenin velilerin kararına bırakılmış olması, özel okullar ile devlet okulları arasındaki makası açmaktadır. Aslında sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan ailelerin, "zorunluluk" nedeniyle evlatlarını okula gönderdiğini en temel tespitimizdir. Eğitim çalışanları açısından en başta covit 19 meslek hastalığı sayılmalıdır. Diğer yandan öğrencilerin kaygılarını artıran liseye giriş sınavı( LGS) yapılmamalıdır" diye konuştu.