Kamuoyunda yedi yıldır tartışılan sabit saat uygulamasının kaldırılması ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in ‘cemaatler ve tarikatlar’ ile ilgili açıklamalarına tepki gösteren Eğitim-İş Eskişehir Şubesi üyesi eğitimciler eylem yaptı. 

Odunpazarı ilçesi Hamamyolu Caddesi Yediler Parkı’nda yaz saati uygulamasına ilişkin karanlıkta yapılan eylemde, eyleme destek veren eğitimciler ve öğrenci velileri, karanlığı ellerindeki gaz lambası ve el fenerleri ile aydınlatmaya çalıştı. Eyleme katılanlar, 'Karanlıkta eğitime hayır. Çocuk güne gün ışığında başlamalı. Eğitim gün ışığında olmalıdır' yazılı pankart ve 'Laik ve bilimsel eğitimden vazgeçmeyeceğiz', 'Gerici, cinsiyetçi eğitime hayır', 'Okuluna, geleceğine, çocuğuna sahip çık' yazılı dövizler açarak, 'Karanlıkta değil aydınlıkta eğitim', 'Bakanlık susma, karanlığa son ver', 'Karanlıkta eğitim istemiyoruz' sloganları attı.

“Bilimsel dayanaklardan uzak”

Eğitimin gün ışığında olması, günün aydınlanması ile başlaması ve kararması ile bitmesi gerektiğini belirten Eğitim İş Eskişehir Şube Başkanı Hüseyin Yurtman “AKP, 2016’dan beri hayatımıza soktuğu kalıcı yaz saati uygulamasıyla da özellikle kış mevsiminde, tüm ülkeyi karanlığa mahkûm etmiştir. Ülkenin bulunduğu coğrafi konuma göre yapılması gereken saat düzenlemesinin siyasi iktidarın bilimsel dayanaklardan uzak bir şekilde inatla yerine getirmemesi sonucunda gün ışığına göre planlanmayan ders saatleri, karşılanmayan okul ve derslik ihtiyacı inatla sürdürülen kalıcı yaz saati uygulaması eğitimi ve çocuklarımızı olumsuz etkilemektedir. Bu plansızlık ve inat sebebiyle çocuklarımız, daha günün ağarmadığı saatlerde yollara düşmek zorunda kalmaktadır. Uykuya ve gün ışığına gelişimsel olarak en ihtiyaç duyduğu yıllarda çocuklarımızın bu kör, ışıksız saatlerde okula gitmek zorunda bırakılması velileri de zora düşürmektedir. Özellikle kış mevsiminde, günün ilk ders saatlerinde çocuklar henüz uyku mahmurluğunu üzerlerinden atamadığı için verim alınamamaktadır" diye konuştu.

“Öğrencilerin karanlıkta kalması kaçınılmazdır”

“Eğitimin içine atıldığı zifiri karanlık, sadece saat ayarlamasıyla da dağılmayacak haldedir” vurgusu yapan Yurtman, ikili eğitim sorununa da dikkat çekti. Yurtman, “AKP’nin 5 yıl önce bitirme sözü verdiği ikili eğitim garabeti nedeniyle bir grup öğrenci okula daha gün ağarmadan giderken, okula geç gelen grup ise ancak akşam karanlığında evine dönebilmektedir. Ailelerin sosyal ve kültürel yaşamlarını da baltalayan ikili eğitim sistemi devam ettikçe, öğrencilerin hem soyut hem de somut anlamda karanlıkta kalması kaçınılmazdır” dedi. 

“Ekonomi de etkileniyor”

Gün ışığına göre planlanmayan çalışma saatleri ve kalıcı yaz saati uygulaması ekonomiyi de vurduğunu belirten Hüseyin Yurtman şöyle konuştu;

Japonların ünlü matematik yöntemi Eskişehir’de Japonların ünlü matematik yöntemi Eskişehir’de

“Yanlış ekonomi yönetimi nedeniyle krizin eşiğine getirilen Türkiye ekonomisi bilimsel olmayan bu uygulama nedeniyle darbe yemektedir. Günün karanlığa mahkûm edilen ilk saatlerinde hem ısınma hem aydınlanma için enerji tüketilmekte, enerjide dışa bağlı hale getirilen ülkemiz için bu tüketim, milli sermayenin de erimesini beraberinde getirmektedir. Gün ışığına göre planlanmayan ders ve çalışma saatleri güvenlik açığı yaratmaktadır. Çalışanların, öğrencilerin, velilerin sabahın veya akşamın kör karanlığında yollarda olmak durumunda kalması, güvenlik açısından da kaygı verici olaylara meydan vermektedir. Günün zifiri karanlıkta başlatılması, trafik kazalarının artmasına da zemin hazırlamaktadır. Eğitim-İş olarak hükümete bir kez daha sesleniyoruz: Hiçbir bilimsel temeli olmayan, milli eğitimi ve milli ekonomiyi baltalayan, ülkede koca bir güvenlik açığı oluşturan kalıcı yaz saati uygulamasından derhal vazgeçin! Ders saatleri gün ışığına göre ayarlanmalı, okul ve derslik ihtiyaçları karşılanmalı, çocuklarımız sabahın ilk saatlerinde karanlık sınıflarda ders dinlemeye, akşamın karanlık saatlerinde evine dönmeye mahkûm edilmemelidir. Çocuk güne, gün ışığında başlamalı, eğitim gün ışığında olmalı! Yanlış ekonomi politikalarıyla, gerici hamlelerle, adaletsizliklerle manevi olarak koyu bir karanlığın içine itilen ülkeyi, bir de somut bir karanlığa mahkûm etmeyin!”