Hukuksal düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirten Sazak, “Kanunlar bunları yapan yaratıklara uygulanacak cezalar için ivedilikle düzenlenmelidir. Her ne olursa olsun hiçbir ceza bu suçu işleyenler için yeterli olmayacaktır. Burada amaç ahlak- vicdan muhasebe ve muhakemesini yitirmiş, insan türüne sadece biyolojik olarak kayıtlı varlıklar için caydırıcılık oluşturabilmek ve toplum hafızasından bu tür olayları en yakın zamanda silebilmektir. İçimizde halen dolanan bu tehlikeli insan türünün, oluşum ve gelişim mekanizmalarını ortaya koymak, hastalık olarak kabul edilmesi isteniyorsa da bu hastalıklı insanları hataya geçit vermeyecek şekilde toplumdan sakınma yollarını netleştirmek şarttır. Bu vahşete kurban giden yavrularımız dışında, bu yaratıkların perde arkası hayatlarında var olan talihsiz eş ve çocuklarının ruhsal ve sosyolojik travmaları unutulmamalı ve onların topluma geri kazandırılabilmesi için de gereken yapılmalıdır” dedi.

Bir an önce kenetlenmeliyiz

Bu tür olayları engellemenin herkesin görevi olduğunu belirten Sazak, “Yapılması olmazsa olmaz olan ceza sistemi dışında, bu tür olayları engellemek herkesin görevidir. Gün geçtikçe artan eğitim kalitesine rağmen giderek artan bu olaylar gözden geçirilmelidir. Erdem ve faziletli nesiller için manevi ve geleneksel değerlerle çocuklar büyümeli, temel insani ihtiyaçların ötesinde gerçek insan olmak üzerine nesiller inşa edilmelidir. Eskiden toplumumuzda ailede başlayan, mahalleden devam edip okulda şekillenen kültür yapısı bugün dünya insanı olmak adı altında bireyselleşmiştir. Her biri ruhsal olarak güven veren bu yapılar ayrıştırılmış, önce komşularla selamlaşma kesilerek mahalle içi birlik dağılmış ve giderek kemikleşen aile kavramı içine bile kadın- erkek farklığı farkındalığı hikayeleriyle ayrıştırılma çabalarına geçilmiştir. Bir an önce kenetlenip herkes kendine gelmelidir. Toplum olarak içinde bulunduğumuz sadece kendini, kendi çocuğunu düşünme yanlışlığından kurtularak, geleneklerimizde var olduğu gibi komşunun, mahallenin, okul bahçesinde velisini tek başına bekleyen, parkta oynayan diğer çocuklarında bize ait olduğunu unutmadan korumak kollamak, gözetmek bilincine yeniden erişmeliyiz. Allah’tan Eylül ve Leyla başta olmak üzere koruyamadığımız bütün yavrularımıza rahmetler dilerim.