Urfalı açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

"Eğitimin gücü; kalitesinde ve verimliliğindedir. Bunu da sadece öğretmenler ile başarılabilir. Öğretmenlerin eğitim sürecinin en önemli öğesidir. Nesiller yetiştiren, onları geleceğe hazırlayan, bilgisini, birikimini, tecrübesini öğrencilerine aktaran öğretmenlerimize ne kadar teşekkür etsek azdır. Unutulmamalıdır ki; en iyi okulları da yapsanız, o okulları en son teknolojiyle de donatsanız şayet öğretmeniniz yoksa, öğretmeninize kıymet verilmiyorsa, öğretmeniniz huzurlu ve mutlu değilse, eğitimde hiçbir ilerleme sağlayamazsınız.

"Sokrates, "Dünyada her şeye bir değer biçilebilir, fakat öğretmenin yaptıklarına asla. Çünkü o her şeydir. Belki de hiçbir şey!” diyerek öğretmenin önem ve değerini çok net olarak ifade etmiştir.

Büyük Önderimiz, Başöğretmenimiz Atatürk "Öğretmenler; Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin beceriniz ve fedakârlığınızın derecesiyle orantılı olacaktır…” diyerek öğretmenlik mesleğinde fedakârlığa vurgu yapmıştır.

İçinde yaşadığımız 21. yüzyıl bağlamında eğitim süreçlerinde yaşanan sorunlarla birlikte, öğretmenin rol ve sorumluluklarına ilişkin beklentiler de artmıştır. Bu süreçte eğitim ordumuzun neferleri öğretmenlerimiz birçok sorunla karşı karşıyadır.

Yaptığımız anket çalışması, 24 Kasım Öğretmenler Gününde de eğitimcilerimizin yığınla sorun içinde boğuştuğunu göstermektedir. Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 82,6'sının borcu olması, son zamlardan en çok gıda fiyatlarından etkilenmeleri, pazar/market alışverişlerinde fiyatların çok pahalı olduğunu belirtmeleri, fiyat artışlarının nedenini en çok Türk lirasının değer kaybetmesine bağlamaları çok önemli sonuçlardır. Ayrıca ek iş yapan öğretmenlerin geçen yıla oranla artarak yüzde 19,8'e yükselmesi, yüzde 14,4'ünün kripto para ile ilgilenmesi ve kripto parayı maaşların yetersizliği nedeniyle ek kaynak aracı olarak gördüklerini ifade etmeleri, salgın döneminde herhangi bir yatırım yapamamaları üzerinde düşünülmesi gereken hususlardır. Türkiye'nin en büyük sorununu ekonomik sorunlar ve işsizlik olarak ifade etmeleri de eğitimcilerin ekonomideki memnuniyetsizliğini net olarak ortaya koymaktadır.

Öte yandan salgının psikolojik etkileri göz önüne alındığında bunun eğitim çalışanları ve öğrenciler üzerinde yıkıcı etkilere neden olduğu da anket çalışmamızda görülmüştür. Öğretmenlerin büyük çoğunluğu mesleklerinin değer kaybettiğini ve saygınlıklarının azaldığını düşünürken, liyakatsiz yöneticilerin iş başında olmasından da çok rahatsızlardır. Eğitimciler mülakat uygulamasına karşı çıkarken, yaşadıkları mesleki tükenmişliğe dikkat çekmeleri de Mili Eğitim Bakanlığı'nın üzerinde titizlikle çalışması gereken husustur. Okullarımızda şiddet olaylarının yüz yüze eğitimle birlikte artış gösterdiği göz önüne alındığında katılımcıların yüzde 27,7'sinin meslek hayatlarında en az bir defa şiddete maruz kaldığını ifade etmesi çok önemlidir. Öte yandan katılımcıların yüzde 94,4'ünün Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun çıkarılmamasını büyük bir eksiklik olarak görmesi bu konuda harekete geçilmesini zorunlu kılmaktadır. Cumhurbaşkanının 3600 ek gösterge meselesini önümüzdeki yılın sonuna kadar çözüme kavuşturmayı planladıklarını ifade etmesi ise öğretmenleri memnun etmemiştir. Çünkü öğretmenler bu konuda somut adım beklemekte, yine verilen sözlerin yerine getirilmeyeceğinden endişe etmektedir.

Bu noktada 24 Kasım'da süslü sözler duymak istemiyoruz. 24 Kasım'da eğitim çalışanlarının sorunlarının çözülmesi için icraat bekliyoruz.

Öğretmenlik Meslek Kanunu mesleğimizin statüsünü yükseltecek, hak kayıplarına yol açmayacak şekilde hayata geçirilmelidir.

Tüm eğitim çalışanlarına 24 Kasım'da bir maaş ikramiye verilmelidir. Eğitim çalışanlarının yaşadığı ekonomik kayıplar mutlaka telafi edilmelidir.

Salgın süresince, zaman zaman okulları kapatmak zorunda kalsak bile, olağanüstü gayret ortaya koyarak eğitimi devam ettiren hizmetlisinden memuruna, öğretmeninden yöneticisine kadar bütün eğitim çalışanları başarı belgesiyle ödüllendirilmelidir.

Eğitimin her alanında mülakat kaldırılmalı, atama ve görevde yükselmelerde yazılı sınav esas alınmalı, liyakat, bilgi ve birikim esas alınmalıdır.

Öğretmenleri şiddete karşı koruyacak yasal tedbirler mutlaka hataya geçirilmelidir. Tüm bunlar sağlanmadan bir arpa boyu yol gidemeyiz, geleceğimiz olan çocuklarımıza faydalı olamayız. Biz şuna inanıyoruz: Eğitimin taşıyıcı kolonu öğretmendir. Diğer tüm değişkenler öğretmenden sonra gelir. Öğretmeni huzurlu kılmadan, öğretmenlerimizin beklentilerini karşılamadan, öğretmen eksikliğini gidermeden eğitimde başarı elde etmek mümkün değildir.

Ayrıca belirtmek isteriz ki; Millet Mekteplerinin açıldığı ve Cumhuriyetin kurucusu Atatürk'e Başöğretmenlik unvanının verildiği 24 Kasım tarihi bizim için çok anlamlıdır, değerlidir. Devletimizin kurucusu, Başöğretmenimiz Atatürk'ü bu özel günde özlem, minnet ve rahmetle anıyoruz.

Öte yandan kalleş PKK tarafından katledilen Neşe Alten, Aybüke Yalçın, Necmettin Yılmaz ve daha nice şehit öğretmenimizi de minnetle yâd ediyoruz. Toprak bütünlüğümüze, birlik ve dirliğimize kast eden, bir ülkenin kalkınmasının itici gücü olan eğitimi zayıflatmaya çabalayan bölücüler bilsin ki; bu ülkede "Neşe Altenler”, "Aybüke Yalçınlar”, "Necmettin” Yılmaz'lar tükenmez.

Varlığını, bilgisini, birikimini ülkemizin geleceğine adayan öğretmenlerimiz, Öğretmenler Günü'nün gururunu yaşıyorlar. Bu vesileyle tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü bu vesileyle kutluyoruz"