Alkan, “Son 17 yıldır ülkeyi aynı parti yönetiyor ama eğitim sistemimiz en az 17 kez değişti. İsmini unuttuğumuz bakanlar eğitim sistemini çağdaş olmaktan çıkardılar. Ülkemizin yakın tarihinde MEB kadar geleceğimizden çalan ve en çok da sorunlar yaratan bakanlık yoktur. Hepsi de kulağa çok hoş gelen cümlelerle içi boş vaatlerde bulundular” dedi.

"Sürdürülebilir bir sistem değil": Milli Eğitim Bakanlığınca açıklanan lise düzeyindeki değişiklikleri değerlendiren Alkan, “Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’ un açıkladığı , “Lisede Ne Yaptık?/Ortaöğretim Tasarım Tanıtım Toplantısı”nda söylemler de çok güzeldi ama hepsi zaten denenmişti. Örneğin kredili sistemi hatırlayalım: Ders vardı, kitap yoktu. Sınıf vardı, branş öğretmeni yoktu! Altyapıda dünden bugüne ne değişti? 2020'de uygulanacağı söylenen bu sistemin de sürdürebilir bir yanı yoktur” ifadelerini kullandı. 

"Sonuç: Mutsuz öğrenciler": Alkan, “Din dersi zorunlu olurken matematik, tarih, müzik, resim, beden eğitimi seçmeli olacak. Sanat yok, bilim yok, spor yok, ne var manevi rehberlik. Eğitim sistemiyle bu kadar oynamanın sonucu mutsuz öğrenciler, işini sevmeyen öğretmenler ve maddi manevi sömürülen velileri yarattı. Hangi gelişmiş demokratik ülkede yaz-boz tahtasına dönen bir eğitim sistemi vardır? Üstelik geleceğimizi ilgilendiren böylesi önemli değişiklikler, keşke başta öğretmenler olmak üzere toplumun her kesiminden görüşler alındıktan sonra  şekillendirilseydi, ben yaptım oldu mantığı terk edilseydi. Eğitim sistemimizin  asıl sorunu, felsefidir. Önceki gün Bakan Selçuk’un açıkladığı “sistem”, son yıllardaki, muhafazakar toplum inşası hedefine uygun kuşaklar yetiştirme anlayışının eğitimdeki yansımalarının “HEY versiyonu. Bu sistem öğrenci ve veliler kadar öğretmenleri de etkileyecektir” diye konuştu.