Şehit Selim Cansız AİHL Kütüphanesi koordinatörlüğünde tertip edilen “Başköşe Konuşmaları” isimli program okul kütüphanesinde düzenlendi. Bu haftanın başköşe konuşmacıları depremi birebir yaşayan MEB Arama Kurtarma ekibinden Halil Burak Çelebi, İHH Arama Kurtarma ekiplerinden Hasan Özdemir ve Murat Aydoğdu oldu.

“Canlı sesi duyulursa başka bir şey düşünülmez”

“Canlı sesi duyulursa başka bir şey düşünülmez” diyen İHH Kütahya Arama Kurtarma ekibinden Hasan Özdemir, arama kurtarma eğitimlerini yıllardır aldıklarını ifade ederek, “Yola çıkmamız, deprem duyulur duyulmaz oldu ve gerçekten çok çileli bir yolculuk yaptık. Enkazda çalışmaya başladığımızda yaşam üçgeninin önemini bir kez daha gördük. Kurtardığımız çocuklarımızın çoğu koltuk arkasında kalmış, yaşam üçgeninde kalmış çocuklarımızdı. Biz canlı sesi duyduğumuzda başka bir şeyi düşünmüyoruz, ona ulaşmak ne kadar zor olursa olsun. Mesela, Gülnaz Bebek’e ulaşmak için 12 saat uğraştık. İHH olarak arama kurtarma eğitimlerimiz devam ediyor. Bu eğitim uzun ve zahmetli bir eğitim. O yüzden ciddiyet ve samimiyetle bu eğitime vakit ayırmak gerekiyor” dedi.

“İnsanlarımız bir hayatı kurtarabilmek için birbirleriyle yarıştı”

İnsanların bir hayatı kurtarabilmek için birbirleriyle yarıştığını söyleyen İHH Kütahya Arama Kurtarma ekibinden Murat Aydoğdu,” Deprem, bizim bir gerçeğimiz. Biz de bunu bilerek tedbirli olmalıyız. Fay hattına, dere ağzına ev yapmak tedbirsizliktir. Allah her şeyi bir ölçü ile var etmiştir. Bu ölçüyü görüp gözetmek lazım. Biz de hayatımızı idame ettirmek istiyorsak bu ölçüleri, bilimi, tekniği, göz önüne almak zorundayız. Biz Hatay’da bunu gördük ne yazık ki. Evler, yollar hep fay hattı üzerindeydi. Biz ilk arabadan indiğimizde nereye gideceğimizi bilemedik. Yolda yaşadığımız sıkıntılar sebebiyle Hatay’a geç ulaştık ve halkın tepkisi ile karşılaştık. Herkes büyük bir telaş içerisinde yakınlarını kurtarmaya çalışıyordu. Biz, onlara sakin olmalarını tavsiye edip onlarla birlikte çalışmalar yaptık. Biz bir hafta pet şişedeki içme suyu veya teyemmümle abdest alıp namaz kılabildik. Su, elektrik, gıda hiç yoktu. Bütün bunlara rağmen insanlarımızın bir hayatı kurtarabilmek için birbirleriyle yarıştığını gördük. Deprem anında en zorlu yerler merdiven boşluklarıdır. Bunlardan uzak durmak lazım. Deprem hissedildiğinde hemen hayat üçgeni oluşturulmalı. Yanımızda su ve telefon olmalı, cenin pozisyonunda beklenmeli. Deprem çantası hazırlamalı ve depremden korkulmamalı” diye konuştu.

“İlk 3-4 gün açlık hissetmedik”

İlk 3-4 gün açlık hissetmediklerini ifade eden MEB Kütahya Arama Kurtarma ekibinden Halil Burak Çelebi, “Ben, Milli Eğitim’in Arama Kurtarma ekibinde görev aldım. Ekibimiz içinde öğretmen, aşçı, dağcı ve değişik mesleklerden arkadaşlarımız vardı. Ben aşçı olduğum halde direkt arama kurtarmaya dahil oldum. Depremin 22. saatinde ancak ulaşabildik. Birçok vatandaşımız yakınlarını can havliyle bekliyordu. O halde dahi bize yardımcı oldular. Özellikle ilk 3-4 gün belki bir iki saat uykuyla, o da dönüşümlü olarak çalıştık. Hatta acıktığımızı hissetmedik. Ekipten arkadaşlar su, yiyecek getiriyordu; öylelikle acıktığımızı hatırlıyorduk. Deprem ülkesinde yaşadığımız gerçeğini yadsıyamayız. Hazırlıklı olmak zorundayız. Böyle bir felaket anında telaşe etmemeli ve kendimize bir yaşam üçgeni oluşturmalıyız” dedi.
Son bölümde öğrencilerin sorularını cevaplayan arama kurtarma ekipleri, öğrencilerin arama kurtarma ve depreme hazırlık ile ilgili sorularını cevapladı. Şehit Selim Cansız AİHL öğrencileri de ekiplere teşekkür ederek okul dergisi Başköşe’yi hediye etti. Programı ilgiyle takip eden öğrenciler ve öğretmenler programdan duydukları memnuniyeti dile getirdi.