Özbunar, "Tarım, bitkisel üretim ve hayvansal üretim olmak üzere iki temel üretim dalından oluşur. Bunların aralarındaki tek fark, kullandıkları materyalin birinde bitki ötekinde ise hayvan materyali oluşudur. Hayvansal üretimin en önemli hammaddelerinden olan süt; 7’den 77’ye her insan için beslenmede olmazsa olmazdır. Ne var ki; ülkemizde son dönemde süt adına üretici tarafında hiç de olumlu sonuçlar yaşanmamaktadır. Görev tanımı; sektörün gelişimi için bilimsel yollarla politika üretmek, uygulanmasına öncülük etmek ve piyasa düzenlenmesinde görev üstlenmek olan Ulusal Süt Konseyi, hayvansal üretimin önemli aktörlerinden olan süte ve süt üreticisine farklı bir açıdan bakmaya başladı ne yazık ki" diye konuştu. "Üretici hayal kırıklığı yaşadı" Özbunar şöyle devam etti; "Çiğ süt fiyatlarını belirlemek amacıyla 15 Eylül’de toplanan Ulusal Süt Konseyi'nden yine üreticiyi hayal kırıklığına uğratan bir karar çıktı. Toplantıda süt üreticisinin eline destekler hariç net litresi 7,5 lira geçecek şekilde karar alındı. Soğutma, nakliye ve diğer cari giderlerin sanayici tarafından karşılanması sonucu olumlu bir karar olsa da, Ulusal Süt Konseyi üreticinin beklediği fiyat artışını yapmamıştır. Çiğ süt tavsiye fiyatında hiç bir artış yapılmaması, hayvancılıkla uğraşan üreticilerin içinde bulunduğu dar boğazı daha da artıracak. Son dönemde girdi maliyetlerinin aşırı yükselmesi sonucu kesime giden hayvanların sayısı daha da artış gösterecektir. Konseyin 1 Ekim’den itibaren uygulanacak çiğ süt tavsiye fiyatında, çiğ süt destek primiyle ilgili bir karar alınmamakla birlikte, sektör yetkililerinin ifadesine göre çiğ süt prim desteğinin 20 kuruştan 50 kuruşa çıkarılacağını ve bu destek artışının Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi tarafından açıklanacağı kaydedildi. 30 kuruşluk artış, maliyetler düşünüldüğünde nasıl bir rakamdır? Masraflarının ve emeğinin karşılığını alamayan, desteklenmeyen üretici daha az üretmeye mecbur bırakılacaktır. TÜSEDAD Başkanı Sencer Solakoğlu yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Süt üretmek için Avrupa’daki maliyet 8 lira iken, Türkiye’deki maliyet 10 lira 33 kuruştur. Elde edilen kazanç ise; Avrupa’da 12 lira olup, ülkemizde sadece 7 lira 50 kuruştur. Açıklanan karar süt üreticisi adına tam bir hayal kırıklığıdır. Ben de işletmemde, hayvanlarımı derhal kesime götüreceğim. Yetkililer takip edebilir.” Peki, hayvanlarını bir bir kesime götüren üretici derhal büyük çoğunluğunu kesime yönlendirirse, bu defa ne olacak? Doğal olarak, süt ürünleri fiyatları da yükselip, tüketiciye zam olarak dönecektir! Konuyu kooperatifler açısından düşünürsek; firmalar tarafından kesilecek fatura miktarı nasıl olacak, kooperatif yaşama payı nasıl belirlenecek gibi konular kimse tarafından açıkça bilinmemektedir. Sonuç olarak; 7,50 olan süt fiyatı artışla 7,50 olmuştur. Görünen o ki; aklımızla ve üreticimizle dalga geçiliyor! TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir şubesi Yönetim Kurulu olarak; her zaman üreticilerimizin emeklerinin karşılığını almaları yönünde ve üretimlerine devam etmeleri adına yanlarında olduğumuzu vurguluyor ve ilgili kurumların en kısa zamanda üretici lehine karar almalarını talep ediyoruz"