8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde mikrofonlarımızı Odunpazarı’nın kadınlarına uzatıyoruz. Konuştuğumuz tüm kadınlar kendilerine verdiği destek için Başkan Kurt’a teşekkür ediyor. Hangi kadın ile konuşsak ayrı bir hikaye ve var oluş mücadelesi ile karşılaştık. Ancak “geçim sıkıntısı” ortak problem.  

Eskişehir’de ‘istilacı’ tehlikesi! Tek tek tespit edilecek Eskişehir’de ‘istilacı’ tehlikesi! Tek tek tespit edilecek

Odunpazarı Kadın El Sanatları Pazarı, kısa adı ile OKEP. Kadınlar evde yaptıkları el işlerini, el emeği göz nuru eserlerini Odunpazarı’nın Hamamyolu ve ARASTA çarşı içinde bulunan mağazalarında ya da OKEP’in stantlarında satabiliyor.  Dayanışmanın en güzel örneklerinin sergilendiği OKEP’te kadınların kurduğu güzel dostluklara da tanıklık ettik. 

“OKEP’in hayatımdaki yeri açıkları kapatmak”

Necla Özyurt Güngörmez… Anne, iki kızı var. Bir kızını yakın zamanda evlendirmiş, diğer kızı 11’nci sınıf öğrencisi. Güngörmez, OKEP’li kadınlardan. Evde yaptığı amigurumi de denilen örgü oyuncakları, kışın OKEP’in Hamamyolu’nda açtığı mağazasın da yazın da OKEP’in pazarlarda ya da Tarihi Odunpazarı Bölgesi’nde açtığı stantlarda satıyor. “OKEP’in hayatımdaki yeri açıkları kapatmak. Bazen kızımın dershanesinin taksiti, bazen servis ücreti, bazen alamadığım test kitabı, demek. Devlet çok fazla gözlük, çerçeve ödemiyor, bazen de bir gözlük demek. Kısacası OKEP, ihtiyacım olan şeyleri karşılama yeri benim için” diyor. Çocukluğundan beri el işi yaptığını anlatan Güngörmez, örgü oyuncak yapmayı ise internetten öğrenmiş. “Sayıları bilince zaten, yapıyorsunuz. Ama yapması zor” diyor ve ekliyor: “Yazın her hafta pazara çıkıyoruz. Bu nedenle yazın daha çok kazanıyoruz. Kışın ise Hamamyolu’ndaki OKEP mağazası bizim için büyük bir destek. Her ödemede de yaklaşık 1500-2 bin lira ücret alıyorum. Bu da bizim için gayet güzel bir para. Ben el işi yapan kadınlara burayı öneririm. Gelsinler, emeklerini değerlendirsinler. Yaptığımız hiçbir şey elimizde kalmıyor. Bu da bize destek olan kişiler sayesinde. Severek yapıyorum, severek geliyorum.” Kızının düğünü yaza denk gelmiş Necla Özyurt Güngörmez’in, “Pazarın çok büyük desteği oldu. Küçük kızım 11. Sınıf öğrencisi. Onun için çok büyük bir destek” diyor. 

“Buradan aldığım paranın benim geçimime büyük bir katkısı var”

Asuman Eke de OKEP’li kadınlardan. Ev hanımı. Eke, OKEP ile tanışalı 5 yıl olmuş. “Burası süper bir yer. Ben yaklaşık 5 yıldır buraya geliyorum. Çok güzel dostluklar kazandım. Çok güzel işler yaptım. Her ay buraya gelip, yaptığım her şeyin satıldığını görünce çok mutlu oluyorum” diyen Eke, kazandığı parayı mutfak giderlerinde kullanıyor. “Evime katkıda bulunuyorum. Buradan aldığım paranın benim geçimime büyük bir katkısı var. Geçinmek artık çok zor, özellikle mutfakta kullanıyorum o parayı” diyor ve konuşmasına şu sözlerle devam ediyor: “Örgü oyuncaklar, el işleri yapıyoruz. Tüm kadınlara öneririm. Böyle işlerin Türkiye’de de yaygınlaşmasını da çok isterim. Güzel bir kazanç. Burada çok güzel bir ortam var. Bu nedenle Başkanımız Kazım Kurt’a çok teşekkür ediyorum. Evde üretiyoruz, getirip buraya bırakıyoruz. Ayda bir de mutlaka paramızı alıyoruz. Güzel de para kazanıyoruz. En son 2 bin lira aldım. Onu da yine mutfakta kullandım.” 

“Kadınlara yurt olan tekstil atölyesi”

‘Kadın kadının yurdudur’ sözünü akıllara getiren bir yer Odunpazarı Belediyesi Tekstil Atölyesi. Bu atölyede sadece kadınlar çalışıyor. Atölye emekçisi hangi kadınla konuşsak, birbirini anlamaktan ve birbirine destek olmaktan söz ediyor. 

“Hem çalışıyoruz hem de paramızı kazanıyoruz”

Firdevs Küçükçakır, Tekstil Atölyesi’nin emekçilerinden. 7 yıl önce oğlu henüz 13 yaşındayken eşinden ayrılmış Küçükçakır. Oğlu şimdi 20 yaşında ve Eskişehir Teknik Üniversitesi öğrencisi. Küçükçakır ve oğlu Eskişehir’e Çankırı’dan gelmiş. Daha önce bir bankada çalışan Küçükçakır, yaklaşık 8 ay önce de Tekstil Atölyesi’nde çalışmaya başlamış. “Yoğun ve yorucu bir işimiz var ama eğlenceli geçiyor zamanımız. Arkadaşlarımızla anlaşabiliyoruz. Karşılıklı yardımlaşarak, birbirimizi anlayarak çalışıyoruz. Sadece kadınların olması da birçok açıdan güzel. Daha rahat çalışabiliyorsunuz. Hayatlarımız hemen hemen birbirine benzer gibi. O nedenle birbirimizi anlıyoruz ve zorlanmıyorum. Hem çalışıyoruz hem de paramızı kazanıyoruz” diyor.

“Korkmamak, cesaretli olmak lazım!”

Buradan kazandığı para ile oğlunu okuttuğunu belirten Küçükçakır, bunun bir kadın olarak çok güzel bir duygu olduğunu anlatıyor. “Eşimden ayrılırken önce Allah’a sonra da kendime güvenerek yola çıktım. Kendimle gurur duyuyorum. 20 yaşında bir oğlum var. Onun maddi, manevi isteklerini karşılayabilmek bir anne, bir kadın için gurur verici. Hiçbir zaman korkmadım. Neler yaşayacağımı biliyordum. Hangi sorumluluklarla karşılaşacağımı biliyordum. Bunları kabul ettim ve yolumu çizdim” diyor. Eşinden ayrılmak isteyen ama cesaret edemeyen kadınlara seslenen Küçükçakır, devam ediyor konuşmasına: “Korkmayın. Zamanla güçlendiğinizi görüyorsunuz. Kendiniz, evladınız ve kimseye muhtaç olmamak için güçleniyorsunuz. Korkmamak, cesaretli olmak lazım.” 

“Kendimle gurur duyuyorum”

Ayşe Dudu Tükenmez, hayatının 20 yılını oğlu ile beraber mücadele ederek geçmiş. Ayşe Dudu Tükenmez de Tekstil Atölyesi emekçilerinden. Tükenmez, Tekstil Atölyesi’nin kesim kısmında çalışıyor. Çok güzel bir ortamda çalıştıklarını anlatan Tükenmez, “Aile bütçesine katkıda bulunuyoruz” diyor. Tükenmez, 20 yıl önce eşinden ayrılmış. Bir oğlu var. Tükenmez, yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor;

“Tek başına mücadele etmek zor, ailem destek oluyor. Ama yine de oğlumun birçok ihtiyacını çalışarak ben karşılamak zorunda kaldım. Ben eşimden ayrıldığımda oğlum 8 yaşında idi. Şimdi 29 yaşında.  Zordu. Ama ben yaptım. Kadın kadının yurdudur. Burada birbirimize destek olmak, paylaşmak çok güzel.  Mutsuz bir evlilik sürdürmektense, kadınlar çalışmayı seçsin. Ben ayaklarımın üstünde durarak çocuğumu büyüttüm. Üniversite okuttum. Kendimle gurur duyuyorum. Oğlum da benimle gurur duyuyor.”