Ülkemizde her akşam ana akım medyada gündemi belirleyen konuları tartışmak için pek çok profesörün davet edildiğini hatırlatan ve Türkiye'de sadece 10 bin kişiye 4 doktoralı insan düştüğü düşünüldüğünde,profesörlerin bizim için son derece değerli ve ender olan insan kaynağının bir parçası olduklarının altını çizen  İYİ Partili Kabukcuoğlu, “Belli başlı üç televizyon kanalında açık oturumlarda konsept şöyle: Muhalefet ve iktidar görüşlerine sahip yarı yarıya sayıda insanı yayına alıyorlar. Muhalefetten yayına katılanların çoğu milletvekili, genel başkan yardımcısı, genel idare kurulu gibi siyasi kimlik sahipleriyken AK Parti görüşünü temsil edenler arasında gazeteciler, profesörler, doçentler gibi akademik unvanlar ve bunlara ilave rektör, rektör yardımcısı, dekan, bölüm başkanı gibi idari unvanları görüyoruz. Dünyanın her yerinde saygın ve prestijli görülen akademisyenlik işi ülkemizde TV'de haber programlarına katılarak yanlı ve bilimsel olmayan görüş bildiren bir avuç akademisyen sebebiyle maalesef bir değer erozyonuna uğramış durumdadır. Kötü tanıtım onların isimlerini, fikirlerini ve mesajlarını tanıtmaktan öte, tüm kredibilitelerini kaybetmelerine sebep olmaktadır.” dedi.

Kavgalı ve tartışmalı geçen programların neredeyse 'reality show'lara benzediğini ve izleyicilerde bir kafa karışıklığına sebep olduğunu değinen Kabukcuoğlu konuşmasına şöyle devam etti: 

“İzleyenler, çoğu zaman, bir profesörden duydukları görüşün bilimsel ya da etik yanını sorgulamadan kabul etmeye yatkındırlar. Amerika'da yapılan araştırmalar gösteriyor ki aşırı politize olan kanalların savundukları politik görüş, izleyicilerin neredeyse tamamını kendine çekiyor. Yalan haberler, dezenformasyon ve alınan akademik destek haberin etkisini artırıyor. Bugün YouTube'da en çok izlenen içerikler: Tartışma programlarında birbirlerine giren akademisyenler ve gazetecilerin ateşli kavgalarını içeren kliplerdir. Akademisyenleri bu noktada düşünmeye davet ediyorum: Neyin parçası olmak uğruna bu şov programlarına katılıyorsunuz, kendinize sorun. Özgür düşüncenin destekçisi olmalısınız. Bilim adamlarının en büyük idealleri, objektif, tarafsız bilgilerini ve görüşlerini olabildiğince çok insana ulaştırmak olmalıdır, sansasyon değil. Bu neviden bilim adamları uzun vadede geçmişe baktıklarında, bu dönemden geriye sadece YouTube'da kırpılmış videoları kalacaktır. Biz akademisyenleri CV'lerindeki seçkin yayınları ve üniversitedeki saygın konumlarıyla hatırlamak istiyoruz.”

Akademisyenlerin ülkenin önemli bir değeri olduğunu, bu değerlerde toplumun ve  milletin  fedakarlıklarının bulunduğunu, onların bu bilinçle kendi değerlerini, milletin kendilerinden ne istediğini bilmeleri ve bu saik ile hareket etmeleri gerektiğini, belirten Arslan Kabukcuoğlu konuşmasını şu sözlerle bitirdi: “Akademisyenler, Objektif ve tarafsız olmalıdırlar. Akademisyenlere kuru kuruya bir fikrin, bir görüşün yandaşı olmak, onun savunusu olmak yakışmamaktadır.”