Hüseyin Özcan konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
‘’Türkiye'nin gündemi, seçim ve geçim üzerine yürüyor. Bugün saat 17.00 itibariyle Yüksek Seçim Kurulu’na verilecek olan aday listeleri ile Türkiye 14 Mayıs sabahına kadar sürecek bir seçim maratonuna başlamış olacak. Her partinin kendiyle ilgili hesapları kendi ile ilgili beklentileriyle kavgaları ortaya çıkacak. Bu süreçte aslolan kimin aday olduğu, kimin seçildiğinden çok Türkiye'nin barışçıl bir ortamda, herhangi bir sıkıntıya sebebiyet vermeden herhangi bir kavgaya sebep olmadan sandığa gidip, hilesiz bir sandığın da neticesine herkesin kabullenmesi olacaktır ama Türkiye çok zor şartlarda seçime giriyor.’’

“Bu seçim, gelecek yüzyılını belirleyecek seçimdir’’

Özcan, ‘’Yaklaşık iki buçuk ay sonra Kurban Bayramı var. Bir hissenin en az 10 bin lira olduğu bir Kurban bayramına giriyoruz. 5 bin 500 lira emekli maaşı alan bir emeklimiz, iki aylık maaşıyla sadece bir kurban alabiliyorsa o da alacaktır ama ben bütün emeklilerimizin de maalesef ki kurban olmaktan öte birileri getirir de sevabına bir parça et verirse kursağımızdan biraz et geçer diye düşüneceklerini ya da yaşayacaklarını tahmin ediyorum. Maalesef Türkiye bu sistemden bu iktidardan bezmiş durumda. Bu 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçim Türkiye’nin gelecek yüzyılını belirleyecek seçimdir. 14 Mayıs’ta yapılacak bu seçim çocuklarımıza, bizden sonraki nesillere demokratik bir Türkiye’nin bırakılması için en önemli seçimlerden bir tanesidir’’ diye konuştu.

Demokrat Parti ailesini, Sayın Kılıçdaroğlu’na oy vermeye davet ediyorum’’

Amaçlarının Kılıçdaroğlu’na destek vermek olduğunu vurgulayan Hüseyin Özcan, şunları söyledi, ‘’Biz şimdi ne yapacağız? Bu seçimlerde Demokrat Parti olarak amasız, fakatsız ve lakinsiz Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na destek vereceğiz. Neden destek vereceğiz? Türkiye’yi otokrasiden, yani tek adamdan kurtarmak için destek vereceğiz ve inanıyorum ki 14 Mayıs akşamında büyük bir farkla Türkiye Cumhuriyeti’nin 13’üncü Cumhurbaşkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olacaktır. Bu sebepten dolayı tüm Demokrat Parti ailesini, tüm Demokrat Parti camiasında az önce söylediğim gibi hiçbir tereddüt içinde kalmadan hiçbir hesap yapmadan Sayın Kılıçdaroğlu’na oy vermeye davet ediyorum. Bundan sonra da seçim sabahına kadar davet edeceğim. ‘’

Bu sistemi değiştirmek zorundayız

Özcan, ‘’Türkiye'nin büyümesi için Türkiye'nin güçlenmesi için Türkiye'nin yeniden özgür Türkiye, yeniden demokrat Türkiye olabilmesi için bizim bu sistemi 14 Mayıs’ta değiştirme zorunluluğumuz vardır. Bu seçim hem Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılında hem de Türk demokrasi hayatının devamı için en önemli seçimlerden bir tanesidir. Dolayısıyla bu seçimlerde; ama, fakat, lakin demeden hastayım demeden, nasıl gideceğim demeden tek tek bütün üyelerimizi sandığa götüreceğiz. Tek tek bütün eş, dost kısım, akraba, çoluk çocuk kim varsa gidip bunların Millet İttifakı’nın adayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermelerini sağlamak zorundayız. Bu bizim öncelikle vatandaşlık görevimiz. Öncelikle evlatlarımıza, bizden sonraki nesillere yapmamız gereken bir zorunluluktur. Dolayısıyla bunu bir vazife edineceğiz ve bu seçimlere bu inançla, bu şevkle ve bu cesaretle mutlaka gireceğiz ve Türkiye'deki korku ikliminin ortadan kalkması için bunu yapmak zorundayız’’ şeklinde konuştu.

‘’Başaracağımızdan en ufak bir şüphem yoktur’’

Temenni ettiklerini başaracaklarını söyleyen Özcan, şu sözlerle konuşmasını sonlandırdı;
“Yapılacak seçimlerin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Şimdiden inşallah başaracağız diyorum. İnanmak başarmanın yarısıdır derler. Ben inanarak bunları söylüyorum. Başaracağımızdan da en ufak bir şüphem yoktur”