Herkese merhabalar. 

Öncelikle, yeni yılda her her şeyin istediğiniz gibi olması bu yılın size sağlık ve mutluluk getirmesini temenni ederim. 

İki haftalık bir aranın ardından, bu yazımda özellikle son birkaç haftadır tartışılan kripto paraların balon ve güvenilmez olduğu ile ilgili çıkan haberlere yer vereceğim. Eminim yatırım yapanlar kadar yapmayanların da merak ettiği soruların cevaplarını yazımızda bulacaksınız.

Kripto paraların somut olmaması yanlış değerlendirmeleri beraberinde getiriyor.

Teknoloji çağında yaşadığımız şu günlerde her şeyin somut olarak ele alınabilir olmasını beklemek geri kalmışlığın en net halidir.

Artık çok ciddi ekonomik değerler soyut kavramlar da olabiliyor. 

Örnek olarak elimizde tutmuş olduğumuz telefonlar, doğada bulunan elementlerin şekillendirmesi ile meydana gelmiş elle tutulur bir cisimdir.

Bu cismi değerli yapan kullanılan bakır iletkenler, metal kasalar, darbeye dayanıklı camları değil içinde bulunan yazılımdır. 

Bu yazılım sayesinde insanlarla iletişim kurabiliyor telefonunuz ile iletişim kurabiliyor ve birçok sanal işlem yapıyorsunuz. 

Tüm bu hizmetleri elinize almak isterseniz alamazsınız, sanaldır. 

Bu konu da yüzlerce örnek sıralayabiliriz eminim vermiş olduğumuz örnekten sonra aklınıza dünyanın ekonomik olarak en güçlü firmaları geldi ve ilk sıralarda yer alanlara baktığınız zaman kimisinin bilgisayar yazılımı, kimisinin telefon kimisinin başka bir yazılım ürettiğini göreceksiniz. 

Yani elle tutulmayan şeyler üretip karşılığında ekonomik olarak zirvede yer alıyorlar. Bu firmalara sizin ürettiğinizi biz elimizde tutamıyoruz somut değil o yüzden bir değeri de yok demek, bitcoine gerçek bir değeri yok, sanaldır demek aynı şeydir.

Bitcoinin veya altcoinlerin gelecekte hizmet ve satın alma aracı olacağının herhangi bir garantisi yoktur, olmayacağının da aynı şekilde. 

Bu yüzden bu konu ile alakalı yorum ve açıklama yaparken yine başka mübadele araçlarını incelemek, türev piyasalara bakmak, borsaları incelemek tüm hizmet ve mal alımında kullanılan değerleri inceleyip, kripto paralar ile karşılaştırmak ve bu karşılaştırma sonucunda elde ettiğiniz veriler ile akıl mantık ışığında yorumlar yapmak gerekir. 

Bunun tersini yapmak bence caiz değildir.(!)

DİYANET'İN AÇIKLAMASI VE BİTCOİN

‘Caiz değildir’ diyorum çünkü konu hakkında bilgi sahibi olmayan araştırmayan yenilikleri takip etmeyen Diyanet İşleri Başkanlığımız kendilerine sanal ortamdan (!) sorulan kripto paralar ile alakalı bir soruya maalesef bu şekilde cevap vermiş.

Şimdi diyebilirsiniz ki ‘mutlaka araştırmışlardır’. Koskoca Diyanet İşleri öyle durup dururken caizdir veya değildir açıklaması yapacak değil ya. Eğer konuya hakimlerse blockchain tabanını çalışma sistemini bitcoini biliyor ve bu açıklamayı yapıyorlarsa bu çok daha vahim bir durum çünkü çok ciddi bir vebalin altında kalırlar. Ne kadar büyük bir vebal olduğunu ben açık açık yazmak istemiyorum. Şimdi size vereceğim bilgilerden sonra siz bu vebalin büyüklüğünü anlayacaksınız. 

Müslüman bir ülkede yaşadığımız için genelleme yaparak konuşacağım. Dinimize göre faiz haramdır. Peki faiz nedir? Faiz borç verilen bir paranın kullanımına istinaden istenen ücrettir. Bu ücreti genelde kullanılacağı süre belirler. Çünkü dünya ekonomik düzeninde faizi oluşturan ana sebep enflasyondur. Enflasyon her ülkede öyle ya da böyle vardır. Kimi ülkede yüzde 2 oranındadır, kimisinde yüzde 400 oranında. 

Yeni dünya düzenin en büyük argümanlarından birisidir enflasyon. 

Enflasyon nedir diyenler için kısaca paranın belli süre içinde hizmet veya mal alım gücünü kaybetmesidir. En temel sebebi üretilen mal ve hizmetlerin toplamından daha fazla para arz etmektir. 

Kısaca enflasyonu da anladığımıza göre paranın zamanla değer kaybetmesi bankalar veya şahıslar tarafından verilen borçlardan faiz alınmasını zorunlu hale getirir, çünkü borcu veren tarafın zaman içinde vermiş olduğu para alım gücü azalacağı için sizden o azalmanın karşılığını isteyecektir. Buna da genel olarak faiz ve dinen ‘haram’ diyoruz. 

DOLAR'LA ÇALIŞIRLAR, TÜRK LİRASI GEÇMEZ

Gelelim günümüzde kullandığımız para birimine yani Dolar’a. ‘Dolar’ diyorum çünkü bizim Diyanetimiz Dolar’dan başka para ile iş yapmaz. 

Hacılarımız bilirler tüm hac ve umre işleri Dolar’la ödenir. Türk Lirası geçmez. Aslında yapılan yanlış mı? Finans sistemi olarak değil. Çünkü dünya finans sistemi dolar üzerine endekslidir. Bu sistemin başında da FED var.

Peki kimdir bu FED? Dünyada ki birçok merkez bankasını ve parasını yöneten yapılanmadır. FED’in sahipleri ise biz Müslümanları çok seven 5-6 ailedir, büyüklü küçüklü ortaklık yapısında asıl patron Rockefeller ailesidir. Bu aile için neden doların sahibi diyoruz? Çünkü 1971 yılında FED, yapısında yapılan değişiklikler ile, Amerika Başkanı dahil kimseye hesap vermeden karşılıksız ve sınırsız para basma yetkisine sahip oldu. Dünya ekonomik sistemini çöplüğe dönüştüren bu olay dolaylı yollardan ABD ekonomisine, esas yollardan bu ailelere yaradı. 

Kolay anlamanız için bir örnek verecek olursak; Çin, 40 yıl boyunca milyarlarca insanı ile çılgınlar gibi üretti, çalıştı. Bu 40 yılın sonunda 2 trilyon Dolar’lık sözde servetin sahibi oldu. 2008 yılında emlak krizi ile çöken borsalar, bankalar ve piyasayı yeniden canlandırmak için FED kademeli olarak ’40 trilyon Dolar’ para bastı hem de hiçbir karşılığı olmadan. 40 yıldır biriktirdiğinin nerdeyse yirmi katı. Düşünün üretmiyorsunuz, hiçbir şey yapmıyorsunuz evde kağıtların üzerine rakam yazıp istediğiniz şeyi alabiliyorsunuz, muazzam bir güç. 

FED’i ve bu aileyi tanıtırken şu bilgileri de vermemek yanlış olur. İsviçre’nin Basel kentinde bulunan bir banka var. Bu banka Rockefeller ailesinin. İsmi de The Bank Of International Settlements. Kısaltması ise BIS. 

Rockefeller tarafından kurulan dünyanın en güçlü özel bankası olan BIS, ABD’deki FED’lerin yanı sıra Bank Of England, Bank of Italy, İsviçre Ulusal Bankası, Hollanda Bankası, Almanya Bankası, Fransız Bankası ve Kanada Bankası’nın da sahibidir. 

BIS, BILDERBERG, MASONLAR, HİTLER... 

BIS’ı tanımanız için biraz daha ayrıntıya giriyorum. Çünkü işin sonunda kim kime ne için hizmet ediyor, daha anlamlı olsun istiyorum. 

BIS, bütün batı ülkelerinin ve gelişmekte olan ulus devletlerinin bankacılık sistemlerini kontrolü altında tutar ve tek amaçları ailelerinin çıkarlarıdır.

BIS’in merkezi, yıl boyunca karlı olan, yoğun ağaçlık bir ormanla kaplı, Alp Dağları’nın zirvesindedir. 

Her yıl Bilderberg toplantısının yapıldığı Davos kasabasına oldukça yakındır. Bankanın burada kurulması küresel kapitalizmin çekirdek örgütünün, merkezi New York’ta olan CFR elitleri tarafından kararlaştırılmıştır. 

Bu yerin seçilme nedeni dış dünyadan kendilerini saklayarak bir araya gelmek ve dikkat çekmeden gizli ve önemli kararlar alabilmektir. On binlerce dönüm arazi içinde yer alan BIS merkezi yakınlarında Gladio kurulma kararı alındığı, P-2 İtalyan Hür Masonlarının Alpina Locası’da bu bölgede bulunmaktadır. 

Ayrıca 2. Dünya Savaşı’nın öncesinde ve esnasında Adolf Hitler’in tüm önemli kararlarını aldığı çok gizli toplantılar yaptığı Nazi International Karargahı’nın da bu burada bulunması şaşırtıcıdır. (!)

Konuyu toplayacak olursak, dünya faiz lobisi ve bankaların başında BIS var. BIS’in sahipleri ve ne için çalıştıkları belli. ‘Dolar’ın küresel piyasada rezerv para olması için çok çalıştılar ve başardılar.

Şimdi bir değer çıkıyor buna bitcoin diyorlar ve bu bitcoin içinde enflasyon barındırmıyor, çünkü miktarı belli ve yeniden basılamıyor. Dolayısıyla faiz kavramının enflasyon sebepli olan kısmını ortadan kaldırıyorsun. 

Merkez Bankası diye bir kavramı yok, çünkü sistem kendi kendinin merkez bankası, herhangi bir sahibi yok. Herhangi bir sahibi olmadığından ötürü bunu sınırsız üretip insanların emeklerini çalma ihtimalin yok. 

Öyle bir para birimi ki hırsızlık yapamıyorsun, rüşvet veremiyorsun, kara para diye bir kavram olmuyor. Yapılan tüm ticaretler, tüm transferler kayıt altında. Herkesin cüzdanı devleti tarafından kontrol altında vergi kaçıramıyorsun. 

CEVABINI BİLENLER AYDINLATSIN

Her konusu ile Müslümanlık için büyük nimet değil midir? Ayrıca yukarda yazdıklarım Diyanet İşleri’nin insanlar arasında yaymakla sorumlu olduğu konular değil mi? 

Rüşvet almayın, hırsızlık yapmayın, insanların emeğini çalmayın, çalışanın hakkını verin, faize bulaşmayın diye hutbeler vermiyor musunuz? 

Şimdi çıkıp bu paranın arkasında ‘bir devlet otoritesi yok o yüzden caiz değildir’ demek ne kadar doğru? Paranın arkasında devlet otoritesi olduğu zaman dünya da neler oluyor görmüyor musunuz? 

Müslümansak bu dünya düzenin önünde set olmamız gerekmez mi? Kapitalist düzen çalışanın hakkını gasp etmiyor mu? Parayı basanlar uluslararası ticarette benim paramı kullanacaksınız diye dayatıp karşı çıkan ülkelere sözde bahar getirmiyorlar mı? 

Masum insanları öldürmüyorlar mı? 

Tüm bunları düşündükçe benim aklım diyanetin yaptığı açıklamaları almadı. O yüzden bu defa soruları ben size sordum. Umarım cevabını bilen birileri bizi en kısa sürede aydınlatır. 

Gerçi, bizi aydınlatacak insanların Mehmet Şimşek ve Nihat Zeybekçi’nin olduğunu düşünürsek ülkemizin vay haline, onların da yapmış oldukları açıklamalardan Diyanet’ten çok farklı değil Lale Balonu, Saadet Zinciri vs. 

Bu insanlar ekonominin başında ki insanlar Lale Balonu ile bitcoini birbirine benzetiyorlar. Blockchaine saadet zinciri diyen Ekonomi Bakanı’mız var.

Bana sorarsanız araştırın, hem de çok acil.

Çünkü insanları yanlış yönlendiriyorsunuz. Bilmediğinizi varsaymak istiyorum. Bilerek bu açıklamaları yapmış olacağınızı düşünmek bile istemiyorum. 

Geleceğin ekonomisine bu sistem yön verecek. Lütfen devlet büyükleri ve ekonominin başında olan insanlar olarak bu konuyu saadet zincirine benziyor diyerek kapatmayın. Araştırın. 

Çağ açıp çağ kapatan dedelerimizin, çağa bile ayak uyduramayan torunları olmayalım.