Eskişehir Lokantacılar ve Kasaplar Odası Başkanı Bahar Bilen’den esnaflar için kritik çağrı.

Eskişehir Lokantacılar ve Kasaplar Esnaf Odası Başkanı Bahar Bilen, “Ticaretimizin rahatlaması için bankalardan kullanacağımız destek kredilerine karşı veya kurumlar tarafından hesaplarımıza konulan tedbirler kaldırılmalı, günlük sermayesi ile çalışan esnafımızın elini rahatlatacak acil sicil affı ihtiyacı vardır” çağrısında bulundu.

Lokantacı esnafının başlıca sorunlarını anlatır mısınız?

2020 yılı Mart ayından beri devletimiz tarafından kademeli olarak artırılan ve o tarihten günümüze kadar kademeli olarak normalleşme sürecine evrilen pandemi tedbirleri kapsamında yaşanan tüm gelişmeleri yeri geldiğinde kaygı, yeri geldiğinde bu sürecin içinden en az zararla nasıl çıkabiliri diye ufkumuzu geliştirerek yeni  hedefler belirledik. Süreç boyunca devletimizin ve bilim kurulunun çalışmalarına paralel olarak saygı ile yerine getirdik, yeri geldi aylarca işsiz kalarak evlerimize kapandık. Kapanmalar, mesleğini değiştirmek zorunda kalan, aile yapısı bozulan ve maalesef canına kıyan meslektaşlarımız bile oldu. Bütün bunlara maruz kalmak, yaşam standardımızı ve istihdamımızı derinden sarstı. Kademeli normalleşme sürecinde bugün gelinen noktada görüyoruz ki tüm sektör ve iş kollarında atılan adımlar,verilen destekler çok yetersiz olduğu gibi, sektörümüz adeta yalnızlığa terk edilmiştir. Pandemi sürecinden bu tarafa günümüz zorlu ekonomik koşullarından etkilenerek açılan ve kapanan işyerleri orantılı gitmektedir. Bunun sebebi de işyerlerimizin yüksek demirbaş maliyetleri sebebinden dolayı kapanmadan ziyade ucuz pahalı elden çıkarmalar, devirler söz konusudur.

En büyük sorunlarımızdan biri esnaf bakanlığımızın olmaması

Türkiye genelinde sadece Türkiye Lokantacılar Pastacılar Federasyonu’na bağlı 81 ilde 104 odası ile 130 bini aşkın işletme ve 10 milyonu aşkın çalışanı var. Bu rakamların içinde Ticaret Odalarına bağlı yüksek cirolu işletmeler yok. Bir o kadar da onları alırsak, ülke ekonomisine aş, iş, istihdam sağlayan hayatı önem taşıyan sektörlerin başında gelmektedir. Hep birlikte yaşadığımız pandemi günlerinde hiç bir kesim ekonomik kaygılar yaşamazken, esnaf teşkilatımız belirsizlik içinde,yasalar nezdinde nekadar savunmasız olduğu ortaya çıktı.Anayasanın 173. maddesi “Devlet esnaf ve sanatlarını koruyucusu ve destekleyici tedbirler alır” demiş ama ne kadar korur nekadar destekler açılımını yapmamış,bu bakımdan  böylesi sorunlar altında, zor koşullarda hizmet vermeye, ayakta kalmaya çalışan esnafımızın sorunlarını yakinen dile getirecek,ilgilenecek bir Bakanlığımız mutlaka olmalı.

Kayıt işlemlerinde odalarımıza yetki verilmeli

Oda kayıt işlemlerinin vergi daireleri tarafından başlatılması, kayıt ücretlerinin vergi dairelerince tahsil edilerek sicil işlemlerinin Devlet tarafından yapılması, esnaf sicil müdürlüklerinin birliklerin nüktesinden çıkarılarak doğrudan Ticaret İl Müdürlüklerine aktarılmalıdır. Ruhsatlandırma aşamasında yerel yönetimler tarafından odalarımızın görüşü alınmalı. Esnafımızın sağlıklı ticaret yapabilmesi için, denetleme mekanizmaları oluşturarak, aralarında haksız rekabetin önüne geçebilmek, aynı cinsten işletmeler arasına nüfusa oranlı mesafeler getirilmelidir.

Mesleki NACE kodları

NACE kodları hali hazırda çok açık ve net bir sınıflandırma yapamamaktadır. Buda sicil ve oda kayıt işlemlerinde farklı uygulamalara sebep olmaktadır. Örneğin mutfak ortamında aynı cinsten iş yapan iki işletme, birinin oturma yeri yok, paket servisi yapıyor diye alakasız bir odaya kaydolabiliyor. Tüm tarafların katılımı ile yeniden NACE kodlarının revize edilmesi gerekmektedir.

Enerji fiyatları belimizi bükmektedir

Ülkemizde 2021-2022 yılarında yüzde 300 varan enerji fiyatlarındaki artışlar ile yüzde 500’ e varan gıda girdi fiyatlarındaki artışlar işletmelerimizi oldukça olumsuz etkilemektedir. Temel gıda maddeleri ile elektrik, doğal gaz, yakıt ve dükkân kiralarındaki artışlar karşısında ödeme güçlüğü çeken esnaf ve sanatkârlarımız ürettikleri mamulleri hak ettikleri fiyat ile satamamakta buda işletmelerin mağduriyetine sebep olmaktadır. Bazı sektörlerde olduğu gibi esnaf ve sanatkârımıza enerji fiyatlarında devletimizin sübvansiyon uygulaması yerinde bir karar olacaktır. Doğalgaz, elektrik, su gibi aboneliklerden “fahiş güvence bedelleri” kaldırılmalı. Esnaf için kartlı sayaç uygulamasına geçilmeli. Bazı işletmelerin işletme sermayesinden bile fazla olan güvence bedelleri ayrıca yıllar içinde enflasyon karşısında değer kaybına da uğramaktadır.

Vergi, SGK ve Bağ-Kur… 

Vergi, SGK ve BAĞ-KUR primlerinde ciddi indirimlerin yapılması sonucu kayıt dışılık azalacak, hem de esnaf ve sanatkarların devlet tarafından desteklenmesi mümkün kılınacaktır. İçinde bulunduğumuz pandemi koşullarından oluşan ekonomik krizin etkilerini azaltabilmek için ana parayı geçmiş olan faizler silinerek ana para üzerinden makul, ödenebilir taksitlendirme sisteminin hayata geçirilmesi esnaf ve sanatkârımız için önem arz etmektedir.

Acil sicil affı gerekmektedir

Ticaretimizin rahatlaması için bankalardan kullanacağımız destek kredilerine karşı veya kurumlar tarafından hesaplarımıza konulan tedbirler kaldırılmalı, günlük sermayesi ile çalışan esnafımızın elini rahatlatacak acil sicil affı ihtiyacı vardır.

Kira desteği ve düzenlemeleri esnafımızı da kapsamalı

Konut kira artışlarındaki düzenlemeler esnafımızı da kapsamalı, kira stopajlarının kaldırılması, mal sahibi tarafından karşılanması gibi çözümlerin de acilen devreye alınması zarurettir. İşyeri tahliyelerinin zorlaştırılması perakende ticaret yasasında yer almalıdır. Taraflar arası iltilaflarda arabulucu tayin edilmelidir. 

Esnafımız da KDV indiriminden yararlanmalı

Devletimiz hem vatandaşı hem de esnafımızı korumak için birçok ekonomik paket açıklamıştır. Esnaf ve sanatkarımızın kullandıkları hammadde işletmeye yüzde 1 KDV ile girmekte, işlendikten sonra yüzde 8 KDV ile çıkmaktadır. Bu da işletmelerimizde KDV mağduriyeti doğurmaktadır. İşletmeye giren hammaddelerin işlendikten sonra aynı KDV oranı ile çıkması söz konusu sorunu ortadan kaldıracaktır.

Temel tüketim ürünlerinin fiyatları sürekli artıyor

Son zamlarla birlikte üye esnaf ve sanatkârımızın ağırlıklı olarak kullandıkları et ürünleri, bakliyat, yağ, salça, un ve şeker fiyatlarında yüksek artışlar meydana gelmektedir. Bu da özellikle üye işyerlerimizin tüketiciye yansıtılan fiyatlarını sürekli güncellenmesi hususunu ortaya çıkarmaktadır. Sonuçta üyelerimizin işleri son gelen zamlarla birlikte ciddi anlamda düşüşe başlamıştır. Acil olarak tüketicinin alım gücünün arttırılması ve piyasadaki gıda fiyatlarının stabil hale getirilmesi hususunda, Toprak Mahsulleri Ofisi, Şeker Fabrikaları Et Balık Kurumu gibi kurumlardan indirim desteği sağlanması önem arz etmektedir. Hijyenik olmayan ortamlarda gıda üretimi ve satışını yapan merdiven altı işletmelerin denetlenerek kayıt altına alınması, gıda güvenirliğini ve kayıt dışılığın önlenmesine, insan sağlığına zararlı, kanser, obeziteyi tetikleyecek, kalitesi düşük alternatif gıda ürünlerinin önüne geçilmeli işletmelerimizde kullanılacak 1.sınıf ürün standardı zorun hale getirilerek haksız rekabetlerin de önüne geçilmiş olunacaktır.

Odalarımız kendi bünyesinde kooperatifleşmeli

Meslek odalarının tedarik ve tüketim kooperatifleri kurmasının zorunlu hale getirilmesi, üyelere ucuz ürün temini ile desteklenmesi, gıda enflasyonunun da önüne geçmiş olacaktır.  Meslek odalarının oluşturduğu tedarik kooperatiflerine Esnaf ve Sanatkar Kredi Kefalet Kooperatifleri’nden kaynak aktarılması veya odalarımıza da aynı imkanlarda kaynak aktarmasının önü açılmalı, tüm esnafımız ihtiyacı olan tüketim maddelerini kontrollü ve güvenli bir şekilde tedarik etmeli.

Fiyat tarifesi ihtisas federasyonlar tarafından güncellenmeli

Bir çok ilde birlik yönetimi tarafından oluşturulan, konunun hâkimi olmayan fiyat tespit komisyonu ve ihtisas oda arasında ihtilaflar çıkmaktadır. Oda yönetimlerini üyelerine karşı zor duruma düşürdüğü gibi, çevre illerle oluşan fiyat farklılıkları kaosa sebep olmakta. Bu bağlamda, metropol şehirlere, büyükşehirler ve illere göre üç ayrı fiyat tarife uygulaması konunun hâkimi ihtisas federasyonlar tarafından düzenlenmeli, oluşan karmaşanın önüne geçilerek, esnafımızın da mağduriyeti giderilmiş olur.

Kıdem tazminatı aylık maaşlara yansıtılmalı

Yıllar içinde oluşan ekonomik dalgalanmalar, doğal afetler karşısında boğuşan ve zaten günlük gelire sahip küçük esnafımız biriken kıdem tazminatlarını ödemekte zorlanmakta, taraflar arasında ciddi mağduriyetlikler oluşmaktadır. Kıdem tazminatı aylık maaşlara yansıtılmalı, tüm esnafımızda bu kangren haline gelen sorundan kurtulmalı.

Bizim müşterilerimizi bizlere pazarlıyorlar

Esnafımız ekonomik zorluklar içerisindeyken, yeme ve içme sektörünün üzerinde yük olan ve yüksek komisyonlarla adeta esnafı sömüren yüzde 18 ila yüzde 45 komisyon ücretleri alan online yemek sipariş sistemlerinin komisyon oranlarını 6 Ağustos 2016 tarih 29793 sayılı perakende ticarette uygulanacak ilke ve kurallar hakkında değişiklik yapan yönetmeliğin 4. maddesi gereği yemek kartlarında olduğu gibi online yemek sipariş sistemlerinin de komisyon oranlarının hizmet bedeli, tanıtım reklam bedeli, joker uygulamaları, günlük açılış ücretleri vb. ek ücretler alınmadan yüzde 6’ya çekilmesi gerekmektedir. Online yemek sipariş sistemleri bizlerden aldığı yüksek komisyonlardan kullanıcıya bonus ve indirimler vererek sistemi cazip hale getirmek sureti ile kullanıcıyı sisteme yönlendirmekte işletmeleri biçare sistemin içerisine çekmektedir. Bizim müşterilerimizi bizlere pazarlayan bu sistemler yüzünden ödenen yüzde 18 komisyon, maliyet hesabı ile tüketiciye yansıtıldığında gereksiz fahiş fiyatlara yol açmakta, arz talep dengesini bozmakta ve dolayısıyla gıdada enflasyona neden olmaktadır. Aynı sipariş sistemleri uluslararası zincir restoranlara yüzde 4 ile yüzde 5 komisyon ile çalışırken o firmalarında ulusal televizyonlarda ve yazılı basında reklamını yapmakta, esnafımıza ise yüzde 18 ve üzeri komisyon uygulamaktadır.

KOSGEB desteklerinden yararlanan üyelerimiz, beş yıl esnaf kefalet kooperatifi kredilerinden yararlanamamaktadırlar. Bu koşullarda esnafımız büyük mağduriyet yaşamaktadır. Bu uygulama kaldırılmalıdır. Örneğin, KOSGEB’ten 5-10 bin lira destekten yararlanan esnafımız, 350 bin liraya kadar olan esnaf kefalet kredisinden yararlanamıyor. Bu sorunlarımızı dosya halinde gerekli mercilere ve siyasilerimize iletiyoruz. Umarım dikkate alırlar. Esnafımız kendini güvence altına alır ve bu ekonomik dar boğazdan kurtulmuş olur. Pandemi sırasında yaşanan mağduriyetlerin bir daha yaşanmaması temennilerimle, herkese sağlıklı bol bereketli günler dilerim.