Odunpazarı Ziraat Odası Başkanı Naci Erdemli, Eskişehir çiftçisinin uzun süredir devam eden sorunlarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Başta gübre, motorin, enerji, tohum olmak üzere girdi maliyetlerimiz aşırı derecede arttı. Bu girdi maliyetleri karşısında , yüzde 50 oranında gübrenin, mazotun, elektrik enerjisinin, tohumun indirimli olarak bu yıla özel çiftçimize sübvanse edilmesini bekliyoruz. Şeker pancarı ton fiyatı bugünün şartlarına göre 1500 TL.  olmalı. Pancar bedelleri alımdan hemen sonra çiftçimize ödenmeli. Süt üretiminde yem aşırı pahalı. Tüm dünya ülkelerinde uygulanan 1 kilo süte 1,3 kg yem paritesi ülkemizde de uygulanmalı. Süt inekleri kesilmemeli. Besi için hayvan yetiştiren çiftçilerimizin şikayetleri, kesim fiyatlarının yemi karşılamaması, ürettikleri etin karşılığını alamamalarıdır. Tarım Bağ-Kur primleri çok yüksek. Yüzde 36,2’ lik artış yapıldı. Bunu çiftçimiz ödeyemiyor. Bunun da yarısı hazineden karşılanmalıdır.

Kredi peşinde koşmamalı çiftçimiz

Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin faiz oranları düşürülmeli, kredi limitlerimiz arttırılmalıdır. Teminatlarımızın tamamına kredi verilmelidir. Grup adı altında aile bireylerinin limitleri düşürülmemelidir. Gerekli kredinin verilmesini istiyoruz. Tarımdaki tüm girdilerimiz yüzde 200-300 arttığı halde kredi limitlerimiz bu oranda artmadı. Girdi maliyetlerimizi karşılayabilmek için özel banka ve faktoring şirketlerine gitmek zorundayız. Kredi kullanmak için dijital ortamda başvurular kabul edilmeli, bir iki gün içinde sonuçlandırılmalı. Günlerce üretimden uzak kalarak kredi peşinde koşmamalı çiftçimiz. Expertiz rakamları gerçek değerleri göstermeli, her yıl kredi limiti arttırmak için bankalara müracaat edilmemeli. Kredi limitleri, dijital ortamda her yıl enflasyon oranı kadar otomatik olarak arttırılmalıdır.

Çiftçimiz tüccarın eline bırakılmamalı

Tarımda kullanılan elektrik enerjisinden, kayıp kaçak bedeli, tüketim vergisi, KDV, trafo kaybı bedelleri kaldırılmalı. Enerji faturaları hasat mevsiminde yılda iki defa Ağustos ve Kasım aylarında ödenmeli. Tarımsal sulama da kullandığımız elektrik enerjisi de destekleme kapsamına alınmalı. Eskişehir ilinin de IPARD programına alınmasını istiyoruz. Bölgemizdeki illerin tamamı IPARD programına alındı, Eskişehir alınmadı. Tohum desteği yüzde 75 hibe, yüzde 25 çiftçi katkısı ile karşılanan 21 ilin içerisinde de Eskişehir bulunmuyor. Eskişehir de alınmalıdır. 7 ilde çiftçiye ücretsiz hazine arazisi verildi. Bu iller arasında da Eskişehir yok. İlimizin de bu iller arasına alınmasını bekliyoruz. TMO’ da sözleşmeli yağlık ayçiçeği ekimi yaptırmalı. Alım fiyatlarını açıklayıp, tohum, gübre ve nakit avans vererek yağlık ayçiçeği fiyatlarını belirlemeli. Çiftçimizi tüccarın eline bırakmamalı.

Toprak tahlilinde üreticimize destek verilmeli

2006 yılında çıkarılan kanunla GSMH’nın  yüzde 1’i çiftçiye ödenmesi gerekir. Bunun yarısı hala ödenmedi. (2022 yılında milli gelir 1 trilyon 880 milyar, bunun yüzde 1’i olan 78,8 milyar verilmesi gerekirken bu yıl 29 milyar destek veriliyor. Yarısı bile değil, yarısı olsa 39 milyar olması gerekir. Zor şartlarda üretim yapan çiftçimize biran önce kalan alacağı ödenmelidir. Gübre kullanımının verimli olması için Toprak Analiz Laboratuvarları’nda 5 dekar ve üstüne toprak tahlili yaptıranlara destek verilmeli. 50 dekar ve üstüne destek verildiği için toprak tahlili yaptırılmıyor. Üreticinin, hangi gübreyi ne kadar kullanacağını bilmesi hem verimlilik açısından hem de ekonomik açıdan çok önemli. Toprak tahlilinde üreticimize destek verilmeli.

Ürün planlaması yapılmalı

Tarla toplulaştırmalarındaki eksiklikler giderilmeli. Tarla yolları düzeltilmeli, kumlanmalıdır. Ürün planlaması yapılmalı. Hangi ürünün, hangi bölgede, ne kadar ekileceğinin, kaça, nereye satılacağının programı yapılmalı. Ürün ne pahalıya üretilsin ne de çöpe gitsin. Hem üretici hem de tüketici kazansın. Planlama şart. Havza bazlı üretim desteklenmeli. Ekimden önce bu şartlar belirlenmeli, ürünün fiyatı açıklanmalıdır. Marketteki etiket kontrolleri, tarlada üretim aşamasındaki girdi maliyetlerine de uygulanmalıdır.

Mazot buğdayın 3 katı, gübre buğdayın 4 katı fiyatta

Tarlasını kiraya veren kişiler desteklemelerden yararlanmasın. Tarla sahibi, kendisi üretim yapıyormuş gibi hem kirasını hem de destekleri almasın. Üretene destek verilsin. Desteklemeler o yıl içerisinde açıklanarak ödenmeli. Ürünü yetiştirirken destekler verilmeli. 1 yıl sonra yapılan ödemeler bizleri desteklemiyor. İthalat bizleri zora sokuyor. İthal edilecek tarım ürünlerini, ithal edilen rakamlara bizler üretelim, paramız yurt dışına gitmesin. Aşırı derecede artan girdi maliyetlerimiz karşılanacak şekilde desteklenirsek biz üretimi arttırır hatta ürünlerimizi ihraç edebiliriz. Kendi kendimize yeten bir ülke olabiliriz. Geçmişte;  1 kg mazot  -  1 kg gübre – 1 kg buğday fiyatları eşitti. Şimdi;  1 kg buğday satarak 300 gr mazot, 200 gr gübre alabiliyoruz. Mazot buğdayın 3 katı, gübre buğdayın 4 katı fiyatta. Gıda artışının önüne geçebilmek için yapılması gereken, çiftçinin girdi   maliyetlerinin azaltılmasıdır. Ucuz üretim=Ucuz tüketim.

Üretici ile tüketici arasındaki aracıların kaldırılması gerekir

Çiftçilerimizin takipteki borçları 5 yıla bölünerek faizli de olsa yapılandırıldı. Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçları da yapılandırılmalı. Bu konudaki mağduriyet giderilmeli, geri kredi kullandırılmalıdır. Bazı gıda ürünlerinde  yüzde 8 olan KDV, yüzde 1 ‘e indirildi. Bu diğer gıda ürünlerini de kapsamalı. Bunun yanı sıra gıda üretimini yapan çiftçilerimizin girdilerine uygulanan ÖTV ve KDV gibi vergilerinde yüzde 1 ‘e düşürülmesi gerekir. Çiftçinin tarlada kullandığı mazottaki KDV-ÖTV yüzde 1’ e indirilmeli. Bazı gübrelerdeki yüzde 30 indirim üreticimizi tatmin etmedi. Diğer gübrelerde de  bu indirimlerin artarak devam etmesi gerekir. Özellikle taban gübrelerinde bu indirimlerin yapılması şart. Önümüzdeki günlerde ekimi yapılacak yazlık ürünlerde kullanılacak bu gübre çeşitleri üreticinin alabileceği rakamlara indirilmelidir. Gübre de yüzde 50 desteklenmeli. Üretici ile tüketici arasındaki aracıların kaldırılması gerekir. Bir üretim yılındaki üründen hiçbir şey kazanamayan çiftçinin iki-üç katını bir günde kazanan aracı, tüketicinin de ürünleri pahalıya tüketmesine neden olmaktadır. Hal yasası bir an önce hayata geçirilmelidir.

Ya yeni bir yol bulunacak ya da yeni bir yol yapılacak

Ülkemiz su fakiri bir ülke durumundadır. Kurak geçecek yıllar için su depolanmalı, yer altı ve kapalı barajlar yapılarak tarımdaki sulamaya destek olunmalıdır. Tarımsal sulamada da damlama sulama sistemine daha fazla kaynak ayrılmalıdır. Bizleri üretmek yormuyor. Ürettiğimiz ürünün karşılığını alamamak bizleri daha çok yoruyor. Terimiz kurumadan ürettiğimizin karşılığını alabilmek, bu işi zevkle yapmak, daha çok üretmek için desteklenmeliyiz. Kırsalda yaşayan nüfusun yaş ortalaması 55. Gençlerimizi tarımda tutabilmek için gerekli önlemler biran önce alınmalıdır. “maliyet+kar” şeklinde bir üretim modeli oluşturulmalı. Üreticiden vergi alınmamalı. İthalata değil, üretime yönelik bir tarım politikası mutlaka oluşturulmalı.  Çiftçiler olarak önümüzü göremiyoruz.  Üretmekten korkuyoruz. Çiftçinin efendiliği artık bitti. Ya yeni bir yol bulunacak ya da yeni bir yol yapılacak. Başka çaresi yok.