RÖPORTAJ: NEVİN BULUT ATAK, ESKİŞEHİR EKSPRES 

ESOGÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nurettin Erben Eskişehir Ekspres'e özel açıklamalarda bulundu. 

"Yeterli aşılanma oranının çok gerisindeyiz"

Hocam aşılama çalışmaları nasıl gidiyor ülkemizde?

Ülkemizde aşılanma oranı özellikle son aylardan belirgin olarak artmaktadır. Aşıya ulaşım bu yılın başında ciddi sorun iken şuan ülkemizde aşıya ulaşım çok daha kolay hale gelmiştir. Fakat halen yeterli aşılanma oranının çok gerisindeyiz. En az iki doz aşı olmuş kişi sayısı henüz 28 milyon kişinin üzerine çıkmıştır. Bu sayı ile ülkemizdeki iki doz ile aşılanma oranı yüzde 34’e ulaşmıştır. Diğer ülkelerdeki oranlara bakacak olursak Amerika Birleşik Devletlerinde yüzde 50, İspanya’da yüzde 59, İngiltere’de yüzde 58, Rusya’da yüzde 18, Hindistan’da yüzde 8 oranında olmak üzere oldukça değişken aşılanma oranları ile karşılaşmaktayız. Günümüzde tüm dünya nüfusunun yüzde 15 aşılanmışken gelir düzeyi düşük ülkelerde bu oran yüzde 1’ler düzeyindedir. Aşılanma oranın düşük olmasındaki en büyük etkenler düşük gelir düzeyine sahip ülkelerin aşıya ulaşım sorunu olması ve aşı reddidir. Bizim ülkemizde de aşıya ulaşım kolaylaşması sonrası aşı reddi ve aşı tereddüttü sorunu ile karşılaşıyoruz. Bu da aşılanma sürecini olumsuz etkilemektedir.

"Yan etkiler aşının tipine göre değişmektedir"

Kanıtlanmış COVID-19 aşısı yan etkileri nelerdir? Toplum arasında bu konuda çok fazla bilgi kirliliği de var, özellikle sosyal medyada, ' aslında aşı hasta ediyor, öldürücü etkileri var' gibi söylemler yayılıyor. Ve buna bağlı olarak aşı karşıtlarının sayısı da az değil. Bu konuda topluma ne söylemek istersiniz?

COVID-19 aşısı yan etkileri aşının tipine göre değişmektedir. Örnek olarak öncelikle Biontech aşısının yan etkilerinden bahsedecek olursak, en sık karşılaşılan yan etki, aşılanma alanında kolda olan ağrı, şişlik, kızarıklık ve kaşıntı gibi bölgesel yan etkilerdir. Aşılamadan sonraki ilk gün ortaya ve ikinci gün geçer. Günlük işleri yapmaya engel olmaz. Genelde ikinci doz aşı sonrası daha belirgindir.Yorgunluk, baş ağrısı ve kas ağrısı diğer yan etkilergenelde ikinci doz sonrası daha sık görülür. İkinci dozdan sonra, yaklaşıkher bir beş kişiden birinde ateş, titreme ve eklem ağrısı meydana gelebilmektedir. Bu yakınmalar genelde 12 ila 15 yaş arasındaki ergenlerde daha yaygın olarak bildirilirken 65 yaş üzerinde daha az ortaya çıkmaktadır.

"En korkulan yan etki…"

Biontech aşısında en korkulan yan etki, aşılamayı takiben gelişen anafilaksi dediğimiz ciddi alerjik reaksiyondur. Bir milyon doz başına yaklaşık 5 olay oranında rapor edilmiştir. Bu tablo aşılamayı takiben ilk 30 dakika içinde meydana gelmektedir. Bundan dolayı hastanede aşılanmak ve sonrası 30 dakika hastanede bulunmak tıbbi müdahale açısından önemlidir.

Biontech aşısında genç erişkinlerde miyokardit ve perikardit denilen kalp kası iltihabı nadirende olsa gelişmiştir. Gençlerde ve erkeklerde daha sık görülmektedir. 12 ile 40 yaş arasındaki erkeklerde 2 doz aşı olmuş bir milyon kişide 41 olgu gözlenmiştir. Bu hastaların hepsi bir hafta içinde iyileşmişlerdir. Daha ileri yaşta görülme riski erkeklerde 10 kat daha azalmaktadır. Genelde hafif bir tablo ile seyredip kendiliğinden iyileşmektedir. Aşının ilk dozunu takiben miyokardit veya perikardit gelişenlerde ikinci doz aynı aşı ile yapılmamalıdır. Kişiler COVID-19 hastalığına yakalanırlarsa çok ciddi ve daha sık  miyokardit ve perikardit tablosu gelişebildiği unutulmamalıdır. Bu yan etki kesinlikle aşılanmadan kaçınmak için bir neden olamaz.

"Aşılanmak değil, aşılanmamak insanları öldürmektedir"

Sinovac aşısında kolda oraya çıkan yan etkiler ve alerjik reaksiyonlar Biontech aşısından daha azdır. Kalp kası iltihabına neden olmaz. Sinovac aşısının yan etki profili daha güvenilirken koruyuculuk oranı da daha düşüktür. Yukarıda sayılan yan etiler haricinde toplumda yayılmış bilimsel kanıtı olmayan birçok  söylenti vardır. Bunlar, COVID-19’u aşılılar daha ağır geçirirler, kısırlık yapar, uzun dönemde çok ciddi yan etkiler ortaya çıkacak, bize chip takacaklar ve robot gibi yönetecekler gibi söylemler özellikle sosyal medya hesapları ile paylaşılıp yayılmaktadır. Bunların hiçbirini destekleyecek bilimsel veri yoktur.

Aşılanmak değil, aşılanmamak  insanları öldürmektedir. Amerika Birleşik Devletlerinde nüfusun yarısı aşılandıktan sonra COVID-19’dan ölen hastaların yüzde 99 aşısız iken ölenlerin ancak yüzde biri aşılıdır.Yine ülkemizde Sağlık Bakanlığının açıkladığı verilere göre, günümüzde hastaneye yatacak ağır  geçiren  hastaların yüzde 95’i iki doz aşı takvimini tamamlamayanlar olduğu şeklindedir. Ülkemizde bulunan her iki aşıda hastalığa ve hastalıktan ölüme karşı belirgin olarak korumaktadır. Pandeminin sona ermesi için toplumun yüzde 65-70’inin bağışık olması gerekmektedir. Bunun içinde aşılanma oranlarımızın daha yüksek olması gerekmektedir. Eğer bu oranları yakalayamazsak süreç uzamaktadır. Virüs başkalaşım geçirerek yeni varyantlar oluşturmaktadır. Bu varyantlara karşı aşıların koruma oranları bir miktar düşmektedir. Bu pandeminin devam etmesine neden olmaktadır. 

"Sonbahar’a kısıtlamalarla girmek zorunda kalabiliriz"

Şu anki verilere göre bizi nasıl bir Sonbahar bekliyor, okulların açılabilmesi ile ilgili öngörünüz nedir?

Maalesef günlük vaka sayılarımız artıyor. Bu nedenle sonbahara yüksek olgu sayıları girme riskimiz çok fazla. Hatta bu artış fazla olursa sonbahara kısıtlamalarla girmek zorunda kalabiliriz. Hastanelerinin bakabileceğinden daha fazla COVID-19 hastası olursa mecburi olarak kısıtlama önlemleri alınmaktadır. 

Okullarda yüz yüze eğitime uzun süre verildi. Bundan dolayı açılması yönünde fazlaca istek var. Şu anki  aşılama oranları yüzde 65-70’lere taşıyabilirsek açma şansı olacaktır. Ülkemizde halen 16 yaş üstü aşılanmaktadır. Öğrenciler aşısız olacaktır. Daha düşük aşılama oranlarında kalırsak kısa süre sonra okullarda yüz yüze eğitime ara verilmesi tekrar tartışılacaktır.

"Delta varyantına karşı aşıların etkinliği bir miktar azaldı"

Özellikle aşı olanlar maske takma konusunda biraz daha rahat davranabiliyor, yani aşı olanlarda, 'bana artık bir şey olmaz' düşüncesi hakim olabiliyor. Aşıdan sonra tedbirlere devam etme konusunda ne söylemek istersiniz?

Aşılar, hastalığı geçirmekten, ağır geçirmekten korumaktadır. Fakat hastalığı geçirmekten yüzde 100 korumamaktadır. Özellikle yeni delta varyantına karşı aşıların etkinliği bir miktar azalmıştır. Aşılar bizim hastalığı hafif veya hiçbir bulgu göstermeksizin geçirmemizi sağlayabilir. Fakat biz bu dönemde virüsü bulaştırmaya devam ederiz. Bundan dolayı virüs toplumda görülmeye devam ettiği sürece bulaş açısından uyanık durmalıyız. Maske ve mesafe ve el hijyeni kurallarına uymalıyız. Düşük olasılık olsa da hasta olma ihtimali ve sonucunda virüsü yayma riskinden  dolayı önlemleri uygulamaya devam etmeliyiz.