Demiryollarının topyekûn bir halde serbestleştirme adıyla özelleştirme kapsamına alınacağına dair iddialar Eskişehir’de TÜRASAŞ çalışanlarının da ana gündem maddesi oldu. 

Eskişehir’deki müze TÜGVA Kıraathanesi’ne dönüştü Eskişehir’deki müze TÜGVA Kıraathanesi’ne dönüştü

Konuyla ilgili açıklama yapan Demiryol-İş Sendikası Eskişehir Şube Sekreteri Hüseyin Çakmak “Böyle bir durum söz konusu değildir” dedi. 

Çakmak şöyle konuştu;

“Demiryol-İş Sendikası hem genel merkez hem de şube başkanlıkları düzeyinde bu konu ile yakından ilgilenmekte ve taslak metnin TBMM gündemine dahi gelmemesi için çalışmalarını sürdürmektedir. Demiryolu işçisinin aleyhinde olan her türlü niyet ve çalışmanın sonuna kadar karşısında olduğumuzu ve bu noktada her türlü mücadeleden asla geri durmayacağımızı bir kez daha ifade etmek isterim” 

Türkiye’nin son yıllarda demiryolu atılımında kat etmiş olduğu mesafenin ortada olduğunu ifade eden Hüseyin Çakmak “Gerek yurtiçinde gerekse yurtdışına açılarak bölgesel anlamda bir güç olmak üzere demiryolu altyapısı ve hizmetleri her geçen gün daha da önem arz etmekte; hali hazırda pek çok demiryolu ağı projesi devam etmekte ya da planlanmaktadır” dedi. 

Çakmak açıklamasında şu görüşlere yer verdi;

“Demiryolu araçlarının üretimini yapan, bakım ve tamirini gerçekleştiren TÜRASAŞ fabrikalarımızdan tutun da yollardaki mesai arkadaşlarımız ve bütün emekçilerimiz demiryolculuk geleneğini ve tecrübesini raylara aktaran ve işini adeta aşkla yapan yüksek sanatkâr ruhuna sahip kimselerdir. Öyle ki demiryolları sadece bir iş yeri değil şehirlerimizin kültürel kimliğini inşa eden ve insanımızla bütünleşen bir yapı olarak karşımızda durmaktadır. Eskişehir'imizin şehirleşmesi ve sanayileşmesi demiryolu yatırımları sayesinde başlamış, Karakurt sıradan bir lokomotif olmanın çok ötesine geçerek şehrin sanayisine de lokomotiflik etmiştir. Şimdilerde tek bir çatı altında TÜRASAŞ ismiyle anılan Sakarya ve Sivas'taki fabrikalarımız da hem Demiryol-İş'in hem de bu şehirlerin simgesi haline gelmiştir. Böylesi güzide bir kurumların özelleştirilmesinin akıldan dahi geçirilmesi bir art niyet değilse bile budalalıktan başka bir şey değildir.

Ülkemizin 150 yılı aşan demiryolu macerasında en büyük pay bu yüksek ruhun ve tecrübenin sahibi olan demiryolu emekçilerinindir. Şimdi yapılmak istenilen şey bu tecrübeyi yok sayarak çöpe atmak ve demiryolunu emekçilerini cezalandırmak mıdır?

Bu manada açıkça ifade etmek gerekir ki bahse konu taslak metin tüm demiryolcuların ağzının tadını kaçırmıştır. Sadece TÜRASAŞ'ı değil, bütün demiryollarını ilgilendiren bu metin serbestleştirme başlığı altında bir takım yeni düzenlemeleri öngörmektedir. Demiryollarının çağın gerekliliklerini yerine getiren, daha işlevsel bir yapıya kavuşması için serbestleşmesi ya da özelleşmesi gerekir düşüncesinde olanlara ise dünya üzerindeki demiryolu özelleştirmelerinin hüsranla sonuçlanan serüvenlerine bakmalarını öneririm. Karmaşık bir şekilde kaleme alınan nereye istersen oraya çek kabilinden bir anlayışla hazırlanan bu metinde bahsedilen şey bir özelleştirme emaresi ise bu durumun asla mümkün olmayacağını ve müsaade etmeyeceğimizi bir kez daha hatırlatmak isterim”

Bugüne kadar süreç nasıl işledi? 

Demiryollarında adım adım tamamen özelleştirilmeye giden TCDD ile ilgili düzenleme 6461 sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun ile yapıldı. Kanunun amacı TCDD’nin demiryolu altyapı işletmecisi olarak yapılandırılması, TCDD Taşımacılık AŞ adıyla demiryolu tren işletmecisi olarak bir şirket kurulması, kamu tüzel kişileri ile ticaret siciline kayıtlı şirketlerin demiryolu altyapısı inşa etmesi ve bu altyapının kullanılması, kamu tüzel kişileri ile ticaret siciline kayıtlı şirketlerin demiryolu altyapı işletmeciliği ve demir yolu tren işletmeciliği yapabilmesi olarak belirtildi.