2020’nin başından itibaren tüm dünyada etkili olan bir salgın var, Covid-19 salgını ve bu süreçte gerek hastalığın kaynağı gerekse korunma yöntemleri ile ilgili çok fazla bilgi, haber paylaşıldı ve paylaşılmaya devam ediyor. Eskişehir Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Asuman Kaya ile bu süreçte yayınlanan haber ve etkilerini konuştuk. 

Sağlık iletişimi, sağlık haberciliği alanında yaptığınız çok sayıda çalışma var. Covid-19 özelinde gerçekleştirilen sağlık iletişimi ile ilgili yayınlanan makaleleriniz de bulunuyor hocam. Sağlık iletişimi ve sağlık haberciliği denildiğinde ne anlamamız gerekli?

Sağlık, bireylerin temel, vazgeçilemez, devredilemez hakları arasında yer alır. Aynı zamanda sadece fiziksel değil ruhsal olarak da tam bir iyilik halini ifade eder. Bu anlamıyla da sağlık, bireyin var olduğu toplum ve sosyal çevresi ile ilişiklisinden eğitime, politikadan hukuka kadar çok geniş ve farklı disiplinle ilişkilidir. Sağlık iletişimi de bu farklı disiplinleri kapsayan ve sağlığın geliştirilmesi amacıyla geliştirilen iletişim strateji ve yöntemlerinin uygulanması olarak ifade edilebilir. Sağlığın geliştirilmesi anlamında yapılan çalışmalar ise bireyin sağlık hakkı ile ilgili bilinçlendirilmesi, sağlıklı çevrede yaşama hakkının korunması, sağlık konusunda bireylerin, kurumların, toplumların bilinçlendirilmesi, farkındalık yaratılması, doğru bilgi ihtiyacının karşılanması olarak sıralanabilir. Özellikle SARS, MERS, AIDS, COVID-19 gibi salgın hastalıklar söz konusu olduğunda halkın bilgilendirilmesi, doğru bilgi aktarılması konularında medya ve sağlık haberleri önemli rol oynamaktadır.

Kontrolsüz paylaşımlar kaygı ve kaosa neden oldu

Özellikle salgın hastalıklar söz konusu olduğunda medyanın kişileri bilgilendirme, konu ile ilgili farkındalık yaratma konusunda önemli olduğunu söylediniz. Covid-19 salgınında yapılan haberciliği nasıl değerlendiriyorsunuz?

Covid-19’un bir bölgede başlayıp hızla tüm dünyaya yayılması, başlangıçta tanımlanamaması, tedavisinin olmaması ve öldürücülük oranının yüksek olması herkesi aşırı derecede korkuttu. Ayrıca bu belirsizlikler nedeniyle genel olarak sağlık iletişimi stratejileri açısından yaşanan bazı aksaklıklar da kişilerde bu korkunun artmasına neden oldu. Hatırlarsanız ilk yayınlanan haberlerde Çin’de zorla evlerine hapsedilen, evlerin balkonlarından atlayıp kaçan, yollarda yürürken düşen insanlar vardı. Hastalığın kaynağı olarak “içilen yarasa çorbası” veya “yenilen pangolin” gösteriliyordu. Bu belirsizlik dönemlerinde kontrolsüz paylaşıma giren enformasyonlar, birbiriyle çelişen bilimsel açıklamalar da insanlardaki kaygı ve kaos algısının artmasına dolayısıyla da korkunun güçlenerek çoğalmasına neden oldu. Haberlerde özellikle de sağlık haberlerinde geleceğe dair belirsizlik, risk ve tehlike algısının değişimi okuyucuyu paniğe yönlendiren unsurlardandır. Özellikle Covid-19 döneminde yayılan yanlış bilgi ve sahte haberler ile olay yeni bir boyut kazandı. Bu durumda Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından “pandemiye eşlik eden infodemi” olarak ifade edildi. 

İnfodemi nedir?

Covid-19 ile hayatımıza giren pek çok kavram var. Bunlardan birisi de sizin de belirttiğiniz gibi infodemi. Ama konunun daha net anlaşılabilmesi için epidemi, endemi, pandemi, infodemi kavramlarını tanımlar mısınız?

Aslına bakarsanız sağlık haberciliğinde karşımıza çıkan temel sorunlardan birisi budur. Haberde kullanılan ve okuyucu tarafından anlaşılamayan terim ve ifadeler. Terminoloji, jargon olarak da adlandırabilirsiniz. Her zaman için “iyi” bir sağlık haberi nasıl olmalıdır sorusu yanıtlandığında herkesin aklına gelen yanıt “Haberde ne söylenildiğinin anlaşılmasının gerekli olduğu”dur. Bir hastalık veya enfeksiyon belli bir coğrafyada, toplulukta sürekli olarak görülüyorsa endemik olarak tanımlanır. Burada asıl olan hastalığın sürekli olarak görülmesidir. Belli bir coğrafya veya grupta, hızla, aniden ve beklenmedik bir şekilde, beklenenden fazla görülmesi durumunda ise hastalık epidemi yani salgın olarak tanımlanmaktadır. Epidemik olarak tanımlanan hastalığın birçok ülkede, küresel düzeyde yaygın olarak görülmesi durumunda ise pandemik olarak tanımlanmaktadır. Bir hastalığın pandemi olarak tanımlanabilmesi için DSÖ’nün üç temel kriteri bulunmaktadır. Yeni bir virüs olması, insanlara kolayca geçebilmesi, insandan insana kolay ve sürekli bir şekilde bulaşması. 11 Mart 2020 tarihinde Covid-19 DSÖ tarafından pandemi olarak ilan edilmiştir.  İnfodemi ise kriz dönemlerinde konu hakkında hem doğru hem de yanlış bilginin hızlı ve geniş kapsamlı olarak yayılmasını ve bilginin doğruluğunun teyit edilemediği bir bilgi salgınını ifade eder. Doğru ve yanlış bilginin ayırt edilememesi durumu da Covid-19’da olduğu gibi kamu sağlığı sorunu olarak tanımlanabilir.

Aynanın bir tarafında gazeteciler bir tarafında okuyucular var

Covid-19 örneğinden yola çıkarsak sağlık haberciliğin demanüplatif, korku ve panik uyandıran, sahte-yanlış bilgi paylaşımının önüne geçmek için neler yapılmalıdır?

Sağlık haberciliğinin temel işlevi insanların sağlık konusunda aydınlatılması, halk sağlığı konusunda farkındalık yaratılması ve bilinçlendirilmesidir. Özensiz, eksik veya yanlış yapılan bir sağlık haberi, bireyin yaşamının sonlanmasına veya yaşam kalitesinin düşmesine neden olabilir. Sağlık haberciliğinin zamanında, doğru ve güvenilir haberciliğin yanı sıra, kamu güvenini ve sağlığını sağlamak gibi özel bir sorumluluğu da vardır. Bu anlamda yapılması gerekenleri çift taraflı ayna benzetmesi ile açıklayabilirim. Aynanın bir tarafında gazeteciler ve yapması gerekenler vardır. Diğer tarafında ise yazılan haberi okuyan anlayan ve davranışa dönüştüren okuyucu. Gazeteci açısından yapılması gereken, etik ilkelere uygun ve hastalık özelinde bilmesi gereken hususların farkında olarak haber yazmaktır. 

Kişilik hakları gözetilmeli

Sağlık habercisinin haber üretiminde profesyonel gazetecilik davranışlarının gereğiyle, kişinin vücut bütünlüğünü bozmamak, yaşam kalitesini olumsuz etkilememek, eşit ve kaliteli sağlık hizmetine ulaşma hakkını engellememek adına, kişilik haklarını da gözeterek, sorumlu davranmasının gerekir. Bir gazeteci sağlık haberi yazarken “zarar vermeme”, “doğruluk ve objektiflik”, “mahremiyet ve özel hayat”, “hakkaniyet” ilkelerinden oluşan sağlık haberciliği etik ilkelerini dikkate alarak haber üretmekle yükümlüdür. Bu konu ile ilgili olarak daha detaylı bilgiye YÖK tez tarama sisteminde de yer alan doktora tezimden ulaşabilirsiniz. Covid-19 özelinde ise birçok kuruluşun özel olarak hazırlanan doğru bilgiye erişim ve haber yazarken nelere dikkat edilmesi gerektiğini açıklayan gerek DSÖ gerekse diğer uluslararası organizasyonların hazırladığı kılavuzlar mevcut.

Okuyucu haberleri değerlendirebilmeli

Tüm bu düzenlemelerin ortak olarak vurguladıkları ise doğru ve kanıta dayalı haber yapılması, tıbbı terimlerin doğru ve anlaşılır kullanılması, haberdeki kişilerin mahremiyetine saygı gösterilmesi, damgalayan, aşağılayan, ötekileştiren dil kullanılmamasıdır. Okuyucu açısından ise yapılması gereken, sağlık okuryazarlığı çerçevesinde haberlerin değerlendirilebilmesidir. Sağlık okuryazarlığı, temel sağlık bilgisine ulaşabilme, anlayabilme ve değerlendirebilme ve kullanabilme becerisi ile ilgilidir. Bu anlamda sağlık okuryazarı olan kişi haberde yer alan bilginin doğruluğu veya yanlışlığını fark edebilen, bilgi doğrulama yollarını bilir. Sağlık haberlerinde yer alan belirsizlik, risk ve tehlike algısının fark ederek paniğe kapılmaz ve doğru sağlık davranışını sergiler.

 [email protected]