‘Sevimli Kırıntılar’ kitabının yazarı Sevim Yıldız’ı tanıyalım mı? O aslında bir pamuk prensesti, sonra cadıya dönüştü. Nasıl mı? İlginç bir öyküsü var.

Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler Masalı’nı bilmeyen yoktur. Bir de cadı vardır bu masalda ve pek çok kez tiyatroya ve sinemaya uyarlanmıştır bu masal. İşte Sevim Yıldız da, bu masalın hem Pamuk Prensesi hem de cadısı. Cadı rolünün de  Pamuk Prenses rolünün de hakkını veren bir isim Yıldız. Doğuştan ortopedik engeli bulunan Yıldız hiç pes etmemiş, hayatın her zaman keyifli noktalarını yakalamayı başarmış bir isim. Sevim Yıldız, 27 yıl önce prenses olarak baktığı aynaya bu kez cadı olarak bakıyordu. 

Engeli ona engel olmadı

Yıldız’ın hikayesi özellikle engelli bireyler için oldukça önemli. Çünkü Yıldız da doğuştan ortopedik engelli bir birey. Ancak ne hayata tutunmaktan, ne çalışmaktan, ne de eğlenmekten hiç geri kalmamış. Her konuda karamsarlığa düşen bireylerin mutlaka örnek alması gereken bir isim. Cadıyken de pamuk prensesken de aynalardan hiç uzak kalmamış. En sevdiği yer hep sahne olmuş. Cadı olmayı da sevmiş, Pamuk Prenses olmayı da. İnsan biriktirmiş ve il il gezerek çocukları tiyatro ile tanıştırmış.

Bu defa kamufle etmeden…

Bir zamanların prensesi şimdilerin cadısını tanıyalım?

Merhaba ben Sevim Yıldız 1969 Eskişehir doğumluyum. Evliyim 2 çocuk annesiyim. Eskişehir Askeri Hastanesi’nden memur emeklisiyim. Her insan kendinin sihirbazıdır ağzından çıkan neyse osun diye bir söz vardır benimkide öyle oldu. Çok küçük yaşlarımda sanatçı olmayı hayal ediyordum. Sol elimden engelli birisiyim, çocuk aklımla türkü söylerken mikrofon olarak tuttuğum tarağı çiçeklerle süsleyip aklımca elimi kamufle ediyordum. Yıllar sonra engellilerden oluşan bir tiyatro topluluğumla yaklaşık 10 yıldır Türkiye’nin her yerine gezip kendi yazıp yönettiğim ‘Bu işte bir sakatlık var’ oyununu sergiliyorum.  Ama bu defa elimi kamufle etmeden…

Hayalimdi gerçek oldu

Kitapta ne anlatılıyor?

Yazmış olduğum kitap ‘Sevimli Kırıntılar’ aslında tam da kitabıma uygun bir başlık. Çünkü kitabın içinde sadece kendi hayatımla ilgili küçük kesitler var. Kitap yazma işi de yine çocukluk zamanlarımın hayallerinden biriydi. 

Pamuk Prenses olacak ruhum kalmamıştı

‘Pamuk Prenses’ nasıl ‘cadı’  oldu?

Evet pamuk prenses nasıl cadı oldu. 1992 yılında Eskişehir’in simgesi Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler tiyatro topluluğunun Keloğlan’ı Erdal Görgeç ile tanıştım. O tarihten sonra artık pamuk prensestim. 1995 yılında evlenince düğünümü Atv’de Ali Kırca sundu. Pamuk Prenses evlendi diye haberler yapıldı. 1997 yılında Eskişehir Askeri Hastanesi’nde işe başlayınca tiyatroya ara verdim. 2012 yılında emekli olunca çok sevdiğim tiyatroya hızlıca bir başlangıç yaptım. Tabii Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler topluluğunda Pamuk Prenses olacak ruhum kalmamıştı. Zaten cadı rolünü de çok seviyordum yaklaşık 10 yıldır da cadı rolüne can veriyorum.

45-50 sene ‘cadı’ rolünü oynamak istiyorum

Bundan sonraki süreçte ne gibi planlarınız var?

Şehrimizde tiyatroya ilgi çok güzel. Türkiye’nin her yerine tiyatro turnesine gidiyorum. Eskişehir seyircisi hiçbir zaman sanatçıyı yalnız bırakmıyor. Zaten çoğunluğu öğrencilerden oluşan şehrimizde tiyatro sanat olmazsa olmaz. Eskişehir aydın bir şehir o yüzden Eskişehirli olmaktan gurur duyuyorum. Bundan sonraki süreç için planlarım hemen ikinci kitabımı tamamlamak ve gücüm yettiğince sağlığım elverdiğince ‘cadı’ rolünü 45 50 sene daha oynamak.