Turgay Özdemir'in anısına...

Tanıştığımızda ben çok genç bir veteriner hekimdim, o ise yeni emekli bir devlet memuru. 

Emekli ikramiyesi dahil hayat boyu birikimlerinin büyük bölümünü harcayarak ve hikayeye ailesini dahil ederek açtığı kliniğinde (Kalbim Veteriner Kliniği) ilk kez yapmak istediklerini, hayata dair bundan sonraki hedeflerini dinlediğimde çokta gerçekçi gelmemişti bana. 

Ama Turgay bey o gün yarım saatin içinde anlattığı neredeyse her şeyi gerçekleştirdi kısa zaman diliminde. 

Parayı her zaman ikinci planda tutan, gündelik hırslardan arınmış ama her zaman bir hedefi olan, yalansız, hilafsız sevgi dolu bir başarı hikayesiydi onunki.

Sevgi doluydu, Yunus sevdalısıydı Yunus’un şehrinde. 

Tam bir Mustafa Kemal çocuğuydu ama öyle fasulyeden değil prensibli, duruşu olan ve her daim omurgalı. 

Doğa ve tabiat diğer duyarlı  olduğu konulardı.

Derlemeleri olacak kadar Türk Halk Müziği ve Türk Musıkisi aşığı ve saz üstadıydı.

Kedilere özellikle sokak kedilerine adamıştı kendini. “Üç Beyi Boru Bey” bile arada racon keserdi.

Ama o hep hoşgörülü idi.

Uzun süre mücadele ettiği rahatsızlığı sebebi ile Nisan ayı içerisinde kaybettik sevgili Turgay Özdemir abimizi. 

Sokak kedilerini, derlemelerini ve biz ailesini yetim bırakarak gitti son yolculuğuna.

Mekanı cennet olsun inşallah.

Konumuza gelince ....

Modern dünya gerçekliğinde gittikçe yalnızlaşan insanoğlunun hayatını bir pet hayvanı ile paylaşmak isteği gün geçtikçe artıyor. 

Eskiden belli gelir seviyesinin üzerinde olan ailelerde görülen evde hayvan besleme eğilimi artık her ekonomik seviyede bir gereklilik olma yolunda hızla ilerliyor.

Gün geçmiyor ki bir aile çocuğuna,bir üniversite öğrencisi evine bir hanım efendi veya bir bey efendi kendisine bir pet hayvanı sahiplenmek istemesin...

Bu noktada doğru seçimin nasıl yapılacağı en önemli problem olarak karşımızda duruyor....

Öncelikle belirtmek isterim ki ; seçimin hangi tür üzerinde  olacağından önce gerçekten evimizi bir pet hayvanıyla yada bir ekzotik hayvanla paylaşmayı gerçekten isteyip istemediğimize karar vermemiz gerekiyor. 

Zira gündelik moda yaklaşımların dışında bu karar ömürlük bir karar ve sahip olmayla birlikte çok ciddi sorumluluklar yüklüyor kişiye.

Evimize alacağımız hayvanın ailemizdeki diğer bireylerden hiçbir farkı olmayacak.

Maddi anlamda ve manevi olarak artık yeni yükümlülükleri de kabul etmeniz gerekiyor önce; hem de alacağınız hayvanın yaşam süresi boyunca...

Evimize hayvan alma konusunda karar verdikten sonra ikinci karar verme noktamız alacağımız evcil hayvanın türü ile ilgili.

Burada göz önünde bulundurmamız gereken bireysel yeterlik ve ilgi alanımızla ilgili. 

Tabi bunun altyapısı da almayı düşündüğümüz hayvanın tür özellikleri içerisinde gizli. 

Barındığımız evin büyüklüğü, apartman yada müstakil olma durumu da hayvan seçerken göz önünde bulundurmamız gereken diğer konular.

Örneğin; küçük apartman daireleri için uygun seçim kedi kuş balık ve küçük ırk köpekler olurken; evin yaşam alanı büyüdükçe ve müstakil olma bahçesinin de kullanılabileceği durumlarda büyük ırk köpeklerde seçilebilecektir.

Tavşan, hamster, gelincik gibi türlerle egzotik hayvanların doğada yaşama koşullarının ve beslenmelerinin sağlanabilmesinin zaman zaman zor olabileceği de bu türleri seçmeden önce gözönünde bulundurulmalıdır.

Tür seçimi noktasında kendi değerlendirmeleriniz yanında bir veteriner hekimi görüşüne başvurulabilir.

Tüm karar verme aşamalarından sonra evimize evcil bir hayvan almaya karar vermişsek şehrimizde bulunan Odunpazarı Belediyesi Hayvan Rehabilitasyon ve Kısırlaştırma Merkezi ile Tepebaşı Belediyesi doğal yaşam merkezinde  özellikle kedi ve köpek konusunda her zaman sahiplenecek ciddi alternatifler olduğunu; buralardan yapılacak sahiplendirmelerin ücretsiz olduğunu ayrıca ırk takıntısının dışında ihtiyaç sahibi bir hayvanı sahiplenmenin de daha doğru olduğunu ifade etmekte fayda görüyorum.

Modern dünyanın karmaşasında yalnız kalmadığınız, doğru kararları verdiğiniz, sorumluluklarınızı yerine getirdiğiniz sevgi dolu umutlu yarınlarda görüşmek dileğiyle...