Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte internet kullanımı hızlı bir şekilde elektrik, su gibi temel ihtiyaçlarımız arasına girmiş durumdadır. İnternetle birlikte sosyal medya  kullanımı günlük yaşantımızın vazgeçilmez bir parçası oldu. Sosyal medya; bireylerin başka kişilerle bağlantı kurdukları ve kendilerini ifade edebildikleri sanal bir ortamdır.Sosyal Medya etkileşim odaklı olup kişilerin gerçek ilişkilerinin sosyal ortamlara taşınmasına yol açmış ve gerçek ikili ilişkileri sekteye uğratıp olumsuz etkilemiştir. Yapılan araştırmalara ve ailelerin boşanma sebeplerine bakıldığı zaman sekteye uğrayan en önemli kurum aile kurumu olan evlilik kurumudur. 

Sosyal medya evlilik birliğini tehdit etmeye başladı

Sosyal medya ile sanal iletişim biçimi bireylerin, bir bakıma kolay bir biçimde sosyalleşmesini sağlarken diğer açıdan da evlilik birliğini tehdit etmeye başlamıştır. Sosyal medyanın çiftler arası etkileşimi en çok etkilediği konular; birinci olarak hayat mücadelesi içinde çiftlerin birbirlerine ayıracakları zaman yeterince kısıtlıyken bu zamanın yerini sosyal medyada geçirilen zamanın alması ve birbirleriyle kaliteli zaman geçirememeleridir. Eşler arasında gerçekleşen bu durum önemli bir iletişim kopukluğuna neden olmaktadır.Birbirlerine zaman ayırmak adına birlikte çıkılan bir akşam yemeğinde dahi sadece fiziken iki insan aynı masayı paylaşmakta ancak ellerindeki telefonla gerçek yaşamdaki iletişimi bırakıp sanal iletişime öncelik verdikleri pek çok danışanın terapi odasına getirdiği sorunlardan biridir. Bu durum sadece evliliklerde değil insan ilişkilerinde de ciddi bir problem halini almaktadır.

Sanal aldatmalar yaşanıyor

İkinci konu ise çiftlerin sosyal medyanın yapaylığına kapılıp birbirlerini suçlamasına sebebiyet vermesidir. İnsanların filmleri, dizileri fazlasıyla içselleştirip bütün bunları gerçekmiş gibi bir beklenti içerisine girmesine yol açmaktadır. Sosyal medyada eşe hazırlanan sofranın, yapılan yemeğin, gidilen mekanın, paylaşılan hediyenin vb. durumların abartılı ya da gerçek dışı paylaşımlar neticesinde bireylerde duyguların ancak bu şekilde ifade edilebileceği, insanların hayatlarının sadece paylaşılan fotoğraftaki mutluluktan ibaret olduğu algısını oluşturmakta ve bu beklenti karşılanmayınca da bireyin kendini sevilmez ya dadeğersiz hissetmesine yol açabilmektedir. Sosyal medyanın evliliklerde etkilediği en önemli üçüncü konu ise,sosyal medyanın bilinmezlik özelliğiyle sanal aldatmaların yaşanmasına ve eşler arasında güvensizlik duygusuna sebep olmasıdır. 

Çiftler birbiri ile iletişim kuramıyor

Yapılan çalışmalara göre aile danışma merkezlerine başvuran birçok çiftin temel sorununun birbirleriyle iletişim kuramamasıdır. Bireylerin çoğunluğu akıllı telefonlardan veya bilgisayarı açar açmaz öncelikle üye oldukları sosyal medya sayfalarına bakmakta ve bu sayfalarda oldukça fazla zaman geçirmektedir. Fotoğraf, görüntü ve bilgi gibi verilerin hızlı bir şekilde paylaşılabilmesi, sohbet odaları, oyun, elektronik posta ve sosyal paylaşım ağlarının hayatın vazgeçilmez bir parçası olması, gerek maliyetinin düşük ve kolay erişilebilir olması gerekse sağladığı anonim etki sayesinde sohbet odalarında arkadaşlık, flört ve cinselliğin paylaşılmasına kadar geniş çerçevedeki internet ilişkileri gitgide artarak evlilik birliğine hasar vermektedir.

Sanal aldatma, klasik aldatma kadar yıkıcı bir etkiye sahiptir

Aldatma ya da sadakatsizliğin tanımı kültürden kültüre göre farklılık gösterse de genel olarak evli ya da duygusal veya cinsel bir ilişki içerisindeki taraflardan birinin eşinin haberi veya rızası olmadan bir başka kişi ile ilişkiye girmesi olarak tanımlanmaktadır.Aldatma sadakatsizlik sonucu kaçınılmaz olarak ortaya çıkan farklı yalanlar, ya da dürüstlük sınırları dışında kalan söylem ve davranışları içerir. Buna göre; sadakatsizlik bir seçim, aldatma ise bu seçimi izleyerek ortaya çıkan sürecin kaçınılmaz bir parçasıdır. Bu konuda pek çok uzman da bu konuda görüş birliğine varmış internet aracılığıyla olsa dahi eş dışında herhangi biriyle fiziksel birliktelik olmasa bile, duygusal veya cinsel yakınlık kurmak, cinsel içerikli konuşmalar veya özel mesajlaşmalar yapmak, klasik aldatmadaki tüm duygu ve düşünceyi içerdiğinden aldatma sınırlarına girmekte ve aldatılan eş açısından da sanal aldatma, klasik aldatma kadar yıkıcı bir etkiye sahip olmaktadır. 

Kişiler artık eşlerini evde hatta onların yanında bile aldatabilmekte

Instagram, Twitter, Facebook gibi sosyal iletişim ağları ve arkadaşlık sitelerinin mevcut olması yeni arkadaşlıklara ve ilişkilere olanak sağlarken aynı zamanda aldatmayı kolaylaştırıcı ve teşvik edici rol oynamaktadır. Böylece kişiler artık eşlerini evde hatta onların yanında bile aldatabilmekte, üstelik bunu yaparken de sanal ilişkilerin aldatma olmadığını, bunun sadece bir fanteziden ibaret olduğunu ifade ederek, kendilerini içinde bulunulan utanç ve suçluluk duygularından korumak için böyle bir savunma mekanizması geliştirmektedirler.

Gerçek bir ihanet olmadığını düşünenler var

Evlilikle ilgili öfke, hayal kırıklığı, sıkılma, onaylanma ve kabul görme isteği eşin dışarıda başka bir ilişki aramasının en sık nedenleri olarak sıralanabilir. Evlilikte doyum veren ve yeterli sıklıkta bir cinselliğin olmaması da başka kişilerle cinsel doyumun yaşanmasına neden olabilir. Diğer yandan evliliğin yarattığı sorumluluk, evli çiftler arası evlilik birliğinin ihtiyaçlarından biri olan yakınlığın kurulamaması veya bu yakınlığın eşlerden biri üzerinde yarattığı gerginlik duygusu aldatmaya neden olan diğer bir etken olarak görülmektedir. Bu konuda yakınlıktan kastedilen fiziksel yakınlık değil, içinden geldiği gibi davranma, konuşma, arzularını ve hayallerini ifade etme ve bunları yaparken sevgiyle, yargılanmadan destek ve karşılık bulacağına inanmaktır. Bununla birlikte aldatma, eşler açısından oldukça yıkıcı bir olay olarak görülmekle beraber bazı evli kişiler internet üzerinden kurulan ilişkinin fiziksel birliktelik olmaması sebebiyle gerçek bir ihanet olmadığını düşünmektedir.

Sanal ilişkiler eşlerin ayrılmasına sebebiyet veriyor

Genel bir ifadeyle, teknolojinin yaygınlaşması ve gelişmesi, sosyal, bireysel ve kültürel hayatın karmaşık bir hale gelmesine neden olmuştur. Teknolojik gelişmeler ekonomik açıdan bazı kolaylıklar sağlamasına rağmen, güven, bağlılık, sevgi, dayanışma, güvenlik ve ilgi gibi konulardan bireylerin yoksun kalmasına yol açmıştır.Bununla birlikte sosyal medya kullanımlarının artması evli çiftler arasında paylaşımı azaltmış ve bunun sonucunda boşanmalar yaşanmaya başlamıştır. Sosyal medyanın yapısı nedeniyle büyük bir hızla artan sanal ilişkiler sorumluluk almaktan kaçınan bireylerin evlilikten kaçınmalarına ve eşlerin ayrılmasına sebebiyet vermektedir. Ayrıca bağımlılığa yol açması psikolojik rahatsızlıklara neden olmakta ve asosyalleşmeyi doğurmaktadır. Yapılan çalışmalarda sağlıklı ailelerin özellikleri eşler arasında sadakat, ortak inanç ve değerler, hedefler, iletişim kurma, birlikte zaman geçirme, takdir etme, zorluklar karşısında birlikte mücadele edebilme gibi özellikler sosyal medyada geçirilen vakit nedeniyle körelmektedir. Literatürde eşler arası stres genellikle ekonomik temelli ele alınmış ve incelenmiştir. Fakat günümüz karmaşıklaşan ilişki örüntülerine paralel olarak stresörler de çoğalmış, aile içi sosyal medya kullanımının günümüz stresörleri arasında nitelendirilebileceği ve aile iletişime olumsuz etkisi sonucu stres yaratabileceği öngörülmektedir.

Offline ve gerçek bir yaşamda daha mutlu olacağız

Sonuç olarak, sosyal medyanın boşanma üzerinde ki etkisi önlenemez bir şekilde artmaya devam etmektedir. Bu noktada toplum ve bireye çok sayıda görevler düşmektedir.Toplum ve birey olarak öncelikle yapılması gerekenler; sosyal medya kullanıcılarını çocukluktan itibaren bu konuda bilinçlendirmek ve farklı yetenekler geliştirmelerine yardımcı olarak sosyal medyada fazla vakit geçirmelerini önlemektir.  Çocuklarımızla, eşimizle sosyalleşme ve eğlenmenin bize vereceği hazzı sanal ortamdan ziyade gerçek ortamda daha doyum verici olduğunu deneyimlemeden anlamalarını bekleyemeyiz. O nedenle birlikte paylaşabileceğimiz hobileri keşfetmek, aktiviteleri planlamak,aile bütünlüğünü sağlamak ve kaliteli zaman geçirme şansını yakalamak için fırsat olacaktır. Çocuklarımız sanal oyunları ile, eşlerimiz sosyal medya ile, aralarına sınır koyarak offline ve gerçek bir yaşamda daha mutlu olacağız.