ESTÜ’den Dr. Okan Aksu, Eskişehir Ekspres’in Ocak sayısında yama teknolojilerini anlattığı yazısında şunları söyledi: Bu şekilde giderse çocuklarımızın hem yaşam şartları açısından hem de sağlık açısından bizden çok daha iyi bir noktada olacağı kesin.

İnsanlık olarak içinde bulunduğumuz çağda internet tabanlı teknolojiler etrafımızı sarmış durumda. 

Önceleri sadece evlerimizde ve işyerlerimizde şu anki teknoloji ile karşılaştırıldığında oldukça hantal ve verimsiz duran bilgisayarlar ile yeni bir çağa geçmiş olduk. 

Akıllı teknolojiler, nesnelerin interneti, yapay zeka ve transhümaniz derken artık insanlık olarak bir güncelleme almanın zamanı geldi: İnsan 2.0!

İnsan 2.0 kavramı aslında transhümanist felsefenin ortaya attığı bir kavram. 

Teknolojik müdahaleler ile birlikte hem yaşam hem de sağlık kapasitesi geliştirilmiş bir insanı karşılıyor bu kavram. 

Bu müdahale DNA müdahalesinden tutun insan beynine yerleştirilecek çiplere kadar çok geniş bir yelpazede yer alıyor. 

Günümüzde bu felsefenin varsayımlarının ne kadar doğru olduğunu teknoloji dünyası içerisinde görmeye başladık. 

İnsan ve teknoloji birlikteliği günümüzde insan bedenine direkt müdahaleler ile yavaş yavaş gelişmeye başladı.

Bu teknolojilere kısaca ve kabaca “yama teknolojileri” adını vermek mümkün.

Nedir bu yama teknolojileri? 

Deri altına veya üstüne yerleştirilen sensörler, küçük bilgisayarlar ve nesnelerin interneti teknolojisi ile insan bedenine, sağlığına müdahale eden teknolojiler. 

Bunlar kalıcı olduğu gibi aslında sadece kullanım amacına göre kısa süreli olarak da insan bedenine eklenebiliyor. 

Şu anda diyabeti olan insanların bedenlerine yerleştirilen yamalar ile hastanın kan vermek için her gün ellerini delmesine gerek kalmadan anlık olarak sağlık bilgileri ölçülebiliyor. 

Hatta bu teknolojiler gerekli gördükleri anda hastaya ilaç da verebiliyor. 

Bu sayede hasta gündelik hayatında şeker ölçümüne gerek kalmadan, kendisine ilaç enjekte etmeden çok rahat ve kaliteli bir yaşam sürebilir. 

Bu yamalar ile derinizin gün içerisinde cildinizin ne kadar UV ışınına maruz kaldığını, terlediğinizi, diğer tıbbi verilerinizi anlık olarak ölçmek mümkün. 

Bu noktada yama teknolojileri sağlık açısından sensör görevi görebiliyor.

Bu yama teknolojileri akıllı kol saatlerinden farklı bir biçimde çalışıyor. 

Bunları ister kalıcı, ister geçici olarak tıbbi bir müdahaleyle vücudunuza yerleştiriliyor. 

Yamalar esnek yapıları ve bazı teknolojilerde bir pile ihtiyaç duymadan çalışabiliyor.

Bu sayede kişiler aslında bir yama taktıklarının farkında olmadan hayatlarını sürdürebilir. 

Peki bu teknolojinin avantajları nedir? 

Uzun zahmetli tıbbi müdahaleler, testler, ölçümü oldukça zor olan (örneğin 7 gün 24 saatlik) verileri anında sağlayabiliyor.

Bu akıllı teknolojiler, verileri bir tıp uzmanı ile paylaşarak olası sorunların önüne geçilebilmesini ve gerektiğinde anlık müdahaleleri mümkün kılıyor.

Yama teknolojisi şu anda sağlığın birçok alanında test ediliyor. 

Yeni yamalar çok fonksiyonlu yapıları ile birlikte gelecekte birçok hastalığın oluşmasının önüne geçecek ve tedavileri kolaylaştıracak. 

Yama teknolojisi, transhümanist felsefenin öngörüleri içerisinde henüz başlangıç aşamasında olan bir yapıda. İnsan teknoloji ilişkisi karşılıklı olarak birbirimizi olumlu bir şekilde geliştirdiğimiz bir yolda ilerliyor. 

Bu şekilde giderse çocuklarımızın hem yaşam şartları açısından hem de sağlık açısından bizden çok daha iyi bir noktada olacağı kesin.