Bu haftaki yazıma böyle bir soru ile başlamak istedim. Haberlerden takip ettiğimiz kadarıyla Apple yeni iPhone 12 ile akıllı telefon piyasasında yeniden birincilik elde etmiş. 

Aslında yıllardır alışık olduğumuz bu durum teknoloji severleri uzun zamandır düşündürmeye başladı. Zira teknolojiyi takip edip ciddi bütçeler ayıran insanlar uzun zamandan beri Apple ürünlerinin artık inovatif olmaktan uzaklaştığını söylemekteler. Aslında bu eleştiri iPhone 5 ile ciddi ciddi yapılmaya başlanmıştı. Dönemin çok satan ekonomi dergilerinde bu eleştiri uzmanlar tarafından dile getirilirken, Apple ürünlerini takip eden kitle içinde önemli bir rahatsızlık olduğu zaten biliniyordu. 

Apple aslında kimsenin yapmadığı bir şeyi yapmıştı iPhone serüvenine ilk başladığında. Tuşsuz telefon ve web sayfalarını masaüstü formatında görüntüleyebilme imkânı! Zamanla Apple Store geliştikçe bir iPhone’un yapabileceklerinin bir sınırı olmadığı ortaya çıktı. 

Bu dönemde Apple ilk kez kendi ekosistemini oluşturarak büyük bir risk alıyordu. Bu ekosistem içerisinde kullanıcılar daha önce “kimsenin para vermeyeceği” söylenen hizmetler ve uygulamalar için para vermeye başladı. Bir albümden sadece tek bir şarkının satın alınabilmesi o dönemde kullanıcıları çok mutlu etmişti. 

iPod ise beyaz kulaklıkları ile çoktan tüm dünyada bir ikon olmaya başlamıştı bile. Kullanıcılar için iPod bir mp3 çalardan fazlasıydı. 

iPhone ise bir bilgisayarın ve telefonun tüm özelliklerini bir araya getiren bir cihaz olmaktan çok ama çok öteye gitti: bir statü sembolü ve bir yaşam biçimi oldu. Bugün birçok konuda hala öyle. Rakipleri ise Apple ürünlerine daha ucuz, daha yetenekli ve daha dayanıklı bir “alternatif” olma yolunda kendilerini konumlandırmaya çalışıyorlar. Hala… 

Apple’ın bu başarısı şüphesiz hepimizin aklına bir dönemlerin ikonik telefon markası Nokia’yı getirdi. Nokia sektörü domine eden, tüm kanalları elinde tutan, her bütçeye uygun telefonları ile geniş bir ürün yelpazesine sahip olan bir markaydı. Nokia’nın karşısına çıkan rakipler şu anda Apple’ın rakipleri ile aynı şeyi yapmaya çalışıyorlardı: Bir alternatif olabilmek! 

Nokia’nın başarısızlık tarihi Android işletim sistemini başında beri desteklememesi ile başladı. Kendi yazılımına güvenen Nokia, açık kodlu, geliştirilmeye çok müsait, aplikasyon üretiminde sınır tanımayan bu işletim sisteminden uzak kalarak en büyük hatayı yaptı. 

Bu hatanın çok geç farkına varan Nokia, işletim sisteminde büyük bir değişiklik yapacağını duyunca herkes için merak uyandıran bir hamle yapmış oldu. Ancak yapılan açıklama maalesef herkesi şoke etti. Nokia Windows Mobile işletim sistemine geçmişti…

Bu işletim sistemi henüz “tam oturmamış” yapısı, aplikasyon yetersizliği, kullanıcı dostu olmayan arayüzü ile büyük bir hayal kırıklığına neden oldu. 

Aynı hayatı benzer şekilde Nokia’nın ortaya çıktığı topraklardan çok uzaklarda bir yerde Kanada’da BlackBerry de yapıyor ve maalesef Nokia ile aynı kaderi paylaşıyordu. 

Nokia’nın telefon sektöründe kaybettiğini CEO Elop şu sözleri ile duyurdu: "Her şeyi doğru yaptık ama yine de kaybettik!”

Nokia zamanın ruhuna uygun, inovasyondan uzak ve birbirinin aynısı olan telefonlar ile basit bir hamlede en önemli kalesini kaybetmişti. Bugün internet sistemleri alanında hala önemli pay sahibi. Ancak telefon sektöründeki eski başarılı günlerinden çok uzak… 

Apple şu anda kullanıcıların ihtiyaçlarına cevap veriyor gibi gözükse de uzun zamandır önemli bir yenilik sunamadı. Kullanıcılarının “birkaç” özellik ile “yenilenmiş” modelleri artık eski heyecanı yaratmıyor. 

Kullanıcılara sunulan “özellikler” şu anda bir şekilde “işi götürüyor” belki ama geleceği görmek için bazen falcı olmaya gerek yok. 

Teknoloji kullanıcıların hata affetmedikleri bir alan. Marka sadakatinin çabuk değişebildiğini zaten biliyoruz. 

Bu alanda bazı şeyler değişmez ise yeni oyuncuların ringe çıkıp rakiplerini alt edeceğini yakında göreceğiz.